Lütfen biraz ciddiyet

Haberin Devamı ›
Sarı-Lacivertli takım, geçen sezon elde edilen şampiyonluğun vermiş olduğu rahatlığı üzerinden atarak, işin ciddiyetini kavramalı. Fenerbahçe’nin zorluğu bu sene de Zico olur. ‘O mu Fenerbahçe’ye bir şeyler veriyor, Fenerbahçe mi ona?’ bu konuda düşünmek gerek.Etkileri sürüyorHazırlık kampı öncesi ve sırasında yapılan kutlamalar, adeta doruğa ulaşan şampiyonluk isteğiyle gelen zaferin verdiği tatmin ve eğlence kervanı, hâlâ etkilerini takım üzerinde sürdürüyor. Bu yeni sezon öncesi Fenerbahçe’nin işin ciddiyetini kavrayamamış olduğunu ifade ediyor. Üstelik Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu gibi hayati önem taşıyan, kulübün maddi olarak geleceği ve imajı açısından son derece önemli olan bu maçlar öncesi Kanarya, ne psikolojik olarak ne de takım organizasyonu olarak hazır gözükmüyor.Appiah bir sorunHâlâ kararsızları oynayan Appiah’ın, içeriye başka, dışarıya farklı demeç vermesinin devam etmesi, huzursuzluk ve takım kurgusunda belirsizliğe sebep oluyor. Appiah kalacak ise, mutlaka son vuruş ustası golcüye ihtiyaç var, gidecekse; Alex’in oyunun ofansif yönünde olması ve defansif oyuna katılmamasından ötürü Appiah tipinde geriden üçüncü bölgeye top taşıyacak, topu oyuna olumlu sokacak orta saha oyuncusu gerekli olacaktır.Gidenler aranacakSezon öncesi hazırlık kampında, gerek fiziki şartları gerekse çalışma temposu ve antrenman yüklemeleri açısından tatmin edici geçmedi. Yüksek teknik kapasitesiyle zaten maç kazanan Kanarya’nın, bu sene ihtiyacı olan fizik gücü şüphe götürür durumda. Geçen sene takımın trafosu sayılabilecek Tuncay ve Ümit Özat’ın mücadele gücünden yoksun olan Sarı-Lacivertliler’in, mutlaka fizik gücünü yükseltmesi gerekirken, kamp çalışmaları böyle bir görüntü vermedi. Fizik dayanıklılık iç maçlarda da, en önemlisi çok şey beklenen Avrupa maçlarında da sorun olacak gibi. Son oynanan Shakhtar maçı da, ciddi bir sınav olarak seçilememiş.Lugano’ya dikkat Alex’in sakatlığının ligin başlamasına on gün kala geçmiş olması, takım idmanı yapmamasından ötürü ciddi bir sorun olarak duruyor. Tüm oyun kurgusunun Alex üzerine kurulduğunu düşünürseniz, fizik olarak Alex’in üzerine binecek yükü tahmin etmek zor değildir. Yeni gelenler birlikte oynamadığı sürede uzunca olabilecek gibi gözüktüğünden, çok maçta Alex ve yeni takım kurgulanmalıdır. Lugano’nun Copa America nedeniyle takımdan ayrı kalması ise, defansta Önder, Edu, Lugano, Carlos ezberini geciktirir. Özellikle kanat bindirmeleri etkili olan Carlos’un çıkışlarında kademe için birlikte düşünce üretme gerekliliği şu ana kadar gerçekleşmiş değil. Kaldı ki Lugano geç kaldığı pozisyonlarda penaltı veya frikik yapacak dengesizlik veya sertlikte topa müdahale ediyor. Bu konuda ikaz edilmeli.İstikrar abidesi MarcoMarco Aurelio sorunsuz olarak verilen görevi istikrarla yaparken, bu senede Fenerbahçe’nin devamlılığı olan en önemli futbolcusu olacaktır. Appiah yokluğunda Deniz Barış birlikteliği Marco’yu devamlılık yanında yaratıcı pas yapmaya mecbur edecek. Uğur Boral rekabetten en çok yararlanan futbolcu olacağa benziyor. Yapı olarak fizik gücü kuvvetli olan Uğur, Brezilyalı çoğunluğun kurbanı olabilir, yerini Vederson’a kaptırabilir. Sol tarafı ‘tamamdır’ dedirten bu tablo, sağ kanatta Ali Bilgin, Colin Kazım ve İlhan Parlak olmasına rağmen büyük takım forması taşımanın zorluk dolu soru işaretiyle berrak görüntü vermiyor. Zico’nun ilk tercihini belirleyip, (ki bizce Ali Bİlgin’dir.) çok maç oynatarak çabuk uyum sağlayacak planlamayı yapması gerekirdi şu ana kadar.Carlos’un işi çok zorRoberto Carlos’un işi bu sene zor, çünkü aldığı para ve kariyeri nedeniyle Fenerbahçe taraftarı ondan çok şey bekliyor. Bu konuyla ilgili olarak bir kaç noktayı hatırlatmakta fayda var: Roberto Carlos Türkiye’ye gelmiş en kariyerli yabancı futbolcu. Herhalde Avrupa’da bir tek kazanmadığı TSYD Kupası var. Bu unutulmamalı. Ayrıca yıldız olmanın parlaklılığı, mütevaziliği ve hâlâ büyük bir zevkle ve müthiş bir istekle futbol oynaması ona farklılık getiriyor. Takım içi psikolojik kuvvet ve birleştirici bir karakteri olması diğer artıları. Yalnız unutulmaması gereken önemli bir nokta, oynadığı mevkiide sınırları belirlenmiş bir alanı var. Orta saha oyuncusu gibi sahanın her noktasına gidip, topu alabilecek bir yerde oynamaması ondan beklenen sihirbazlığı beklendiği oranda yapmasına engel olacaktır, unutulmamalı ve hayal dışı yaşanmamalı. Roberto Carlos iyi kurulu makinanın, çok iyi işleyen sol dişlisidir. Buna dikkat etmeli sonra, ‘Bu ne biçim Roberto Carlos’ denmemelidir.Takımda tempo düşükVe en önemlisi Fenerbahçe temposu düşük maç oynuyor. Sezon başı bu normal gözükebilir ama geçen senede bu konuda sıkıntı olduğu aklımıza gelince, ‘dikkat’ demek geliyor içimizden. Günümüz futbolu temposu yüksek ve pas organizasyonu az hata ile oynanıyor. Üstelik maç içinde vites değiştirme, oyunu çabuklaştırma, zamanı gelince dinlendirebilme becerisi de başarı için şart. Kaliteli ayakları olan Kanarya’nın bunu isterse yapabilecek futbolcuları var, unutulmamalı. Yeter ki bu şekilde çalıştırılıp, bu istek onlara ezberletilebilsin! Fenerbahçe’nin zorluğu bu sene de Zico olur. ‘O mu Fenerbahçe’ye bir şeyler veriyor, Fenerbahçe mi ona?’ düşünmek gerek. Futbolcu kariyeri muhteşem olan Beyaz Pele’ye söz söylemek mümkün değil, ama teknik direktörlüğü için aynı yorumu kaç kişi yapabilir bunu düşünmek gerekir... Bir de işin şaka tarafı, ‘Pele’nin orjinali varken, Zico neden Beyaz Pele oldu?.’Transfer artık bitmeliSarı-Lacivertliler’in Avrupa yolunu açması için sürekli konuşulan yabancı transferini olumlu veya olumsuz sonuçlandırmalı ve artık gündemini ön eleme de kim çıkarsa çıksın Şampiyonlar Ligi’ne katılmak olarak belirlemelidir. Rize’den Yasin mutlaka alınmalı, yakından tanıdığım bu futbolcunun yürekli ve sert oyunuyla kalbini sahaya yansıtarak oynayacağı Fenerbahçe’de daha da olgunlaşarak uzun süre bu formayı taşır. Takım da hırs ve istek zaman zaman içeride tartışmalar çıkartabilir, ama bu sürekli olursa ‘disiplinsizlik’ demektir. Fenerbahçe’nin şu anki takım görüntüsü disiplinden uzaktır.Takımdaşlık fiyaskosuTamda yazı biterken, futbolculara verilen otomobillerin tören görüntüleri geldi ekrana. Roberto Carlos’a Audi A8, Vederson’a ise Audi A4 verilen tören, takımdaşlık adına tam anlamıyla fiyaskoydu. Herkes kendine araba alırken modelini seçme hakkına sahiptir, ama kulüp ve sponsoru araba verirken daha dikkatli davranmalıdır... Yoksa biri A8, diğeri A4 kadar takıma faydalı olurlar. Sözün özü: Avrupa da beklenti büyük, mazeret yok, ilerlemekten başka da yol yok. İlgililerin ilgisine büyük Fenerbahçe taraftarının isteğini sunmuş olalım.