Ne gerekli?

Haberin Devamı ›
Liderin puanı kaç? 37... Takip eden de aynı. Kartal’ın puanı da onların biraz altında, 34... O halde işler tıkırında, işlem de tamam. Nasıl olsa bütün derbiler içeride, diğer takımlar da çantada keklik, o halde geride kalan 17 maçı çarpalım üçle, etti 51, koyalım üstüne şimdiki 34’ü oldu mu 85, rekora yakın puanla gelsin şampiyonluk. Ohh keyifler yerinde.
Bunlar Beşiktaş’a gönül verenler için, istenilenler şüphesiz. Peki gerçeklerle ne kadar örtüşüyor sizce?
Şöyle biraz ligin ilk yarısına bakalım, neler olmuş hatırlayalım. Ondan sonra da 85 puanla şampiyonluk hedefine karar verelim. Ertuğrul hocanın istediği transferler ile hızla girilip, aynı hızla önce Ali Gültiken sonra Celal Kolot gitti. Sonra da Sinan Engin geldi. Futbol Şubesi, Başkan Demirören’e bağlandı. Başına genel menacer konunca, Ertuğrul-Sinan gölge hakimiyeti başladı.
Yurtdışı transferlerine sonradan iki bomba transfer daha eklendi. Fransa’dan gelen Diatta, en çok ihtiyaç duyulan stopere, Türkiye’nin Maradonası olmaya gelen Higuain’de kalabalığı en bol bölge olan forvetler arasına katıldı.
Alınma kriterleri de yedek bile kalsalar sesleri çıkmayacak, fiyatları ucuz futbolcular olarak kulaktan kulağa fısıldandı!
Sonrasında uyum sorunu (!) aşılamadığı için gönderilmeleri gündeme getirildi. Gençler takıma önce katıldı, sonra unutuldu. Burak, İbrahim Akın yıldız olmak için getirildi, şimdi biletleri kesildi.
Öz evlat, doğuştan golcü Batuhan çıkarken, PAF’a indirildi. Kısacası Gençler ilgi beklerken, silgi yediler. “3 günde bir maç oynayamayız” demeci, futbolcunun mazereti, yenilgilerinde kılıfı oldu.
Gerçekler perdelendi. Saha içinde fiziki, medyada demeç sakatlıkları dizi film gibiydi.
“Gidecekler var, herkes ayağını denk alsın” denilince; yerliler ayaklarına baktılar, yabancılarda kontratlarına.
Bütün bunlar olurken, sahadakiler 34 puanı kaptılar ve yolun yarısını az hasarla kapattılar.
Şimdi başa dönelim ve soralım: Hedef şampiyonluksa, sizce saha içine mi transfer gerekli, yoksa saha dışındaki kafalara mı?