Arama

Popüler aramalar

Neşeli günler

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Net skor, neşeli günlerin başlangıcı, alışık olduğu ligin ilk adımı vardı, dün gece Ali Sami Yen’de... Destan yazısı yazacak halimiz yok, Galatasaray kadrosunu, kalitesini, isminin ağırlığını sahaya koydu, gereğini yaptı, seyircisini, taraftarını mest etti ve Avrupa vizesini kaptı. Estonyalılar, bundan önce Galatasaray’ın eleme turlarında oynadığı diğer rakiplerden daha kötü bir ekip... Çok adamla arkada bulunmayı, az gol yemenin şifresi zannetmişler. Oysa en büyük yanlışları buydu. Çünkü Aslan tam da böyle bir av istiyordu... Onu da karşısında bulunca, evire-çevire yendi. Sağda Keita tayfunu vardı, solda Aydın meltemi esiyordu. Biraz daha kuvvetli esse Cim Bom’un solu, çok daha önce skor gelecekti keyifli gecede. Keita kaderini değiştirdi maçın gidişinin, öyle işler yaptı ki, Estonya o kanatta ‘Yetişin, batıyorum’ diye çaresizce S.O.S. verdi.

Rakip ilk kornerini 14’te, kaleciye ilk topu da, o da serbest vuruştan 38’de atabildi. Cim Bom’da gözle görülür istek ve iştah artarak devam ediyor. Ayhan ve Sarp yakınlaşarak ve en önemlisi yardımlaşarak oynuyor. Takımın yaması gibiler, açık olan her yeri kapatıyorlar. Kader Keita ise, havai fişek gibi. Arda’yı konuşmaya gerek yok, her gün kolundaki bant ona daha çok yakışıyor. Kewell’ın dikine kaleye gidişi ise, rakibin böğrüne saplanıyor. Baros yok gibi göründüğü anlarda, ‘Ben varım’ diye adeta bağırıyor. Hakan Balta sessizliğin efendisi işini yapıyor, Servet ise Gökhan’ı da toparlıyor. Ve işin kahramanları Rijkaard ile Neeskens, mütevazı ama vakur duruşlarıyla güzel günlerin habercisi oluyorlar.