Arama

Popüler aramalar

Var mısın, yok musun?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Galatasaray, derbiyi kazanmak için rakibin orta sahasını by-pass etmeli. Melo’yla Fernandes’e kilit vurup; ileride Umut’un yapacağı baskıyla Sivok’un oyun kurmasını engelleyip Escude’yi hataya zorlamalı...

Dört bir koldan saldırsalar, sallayıp silkelemek için plan yapsalar, Galatasaray’ın kendi içinde yarattığı anlamsız fırtınayı yaratamazdı dışarıdakiler... Lüzumsuz bir genel kurul, anlamsız yönetici tercihleri, tecrübesizliğe teslim olunmuşluk ile geleceği adeta gün gibi aşikar bu sıkıntılı günlere yelken açanlar şimdi çarşafı toplamaya çalışıyorlar...

Tribünler sağduyulu davrandı

Şampiyonluk yolunda alınan yaraların, ilk hafta kayıplarının, mutlaka tedavisi ve telafisi mümkün... Ancak yapılanıyoruz derken yıkılanların yerine konmasının hafta sonundaki Beşiktaş maçına sıkışmış olduğu da bir gerçek. Siz bakmayın, Real Madrid karşısındaki ağır ve kabullenilemez yenilginin tribünler tarafından bu kadar kolay geçiştirildiğine, tepki konulmamasına... Taraftarın sağ duyusu o. Herkesin payı var bu kaosu yaratmada. Şimdi akıl tutulması yerine Galatasaray’ı buraya getirenlerin el ele tutuşma zamanıdır. Onun içindir ki Beşiktaş maçı Sarı-Kırmızı renkler için ayrı bir önemdedir. Kaybının büyük yaralar açacağı, kazancının yeniden geri dönüşü sağlayacağı bu maç elbetteki kolay değil. Hatta son yenilgi ve ligdeki puan kayıpları olmasa bu maçın favorisi Kartal olurdu kesin. Oynadığı futbola kattığı coşkusu ve orta sahada Fernandes ustanın yönetimindeki müthiş mücadelesi Galatasaray’a karşı Siyah-Beyazlılar’ı üstün kılacak faktörlerdi. Ama Galatasaray’ın aldığı darbeler hem Fatih hocayı, hem de futbolcuları galibiyete mecburcu yaptı. Umarız ki derbide; kontenjandan oynayan, defansif aksiyonları olmayan, sadece tabelası kalmış, içi boşalmış, her serbest vuruşu babasından avanta almış çocuk hovardalığı ve şımarıklığı ile harcayan, bitse de gitsek havasında olan futbolcular bu defa sahada olmaz.

Mümkün olduğunca hücum pres

Galatasaray kazanmak istiyorsa, Beşiktaş’ın orta sahasını by-pass etmelidir. Pas oyununu ve hazırlık paslarını yapacağı oyun bölgesini iyi seçmelidir. Oyunun kenar çigilerini etkin kullanan Beşiktaş’ın sistemini oralarda bozabilmelidir. Ve tabii ki kurgu ve oyunu yönetme işinin şefini, Fernandes’i kilitlemelidir. Bu görevi büyük ihtimalle Melo’ya verir hoca. Hem Beşiktaş hücumlarında Fernandes kontrolü, hem de kazanılan ve çabuk çıkışların hazırlayıcısı olarak Melo’nun yükü, görevi ağır olacak. Ve bir de sinir sigortasını kuvvetlendirmelidir. Paylaşımlı Fernandes presi doğru olan defansif önlem olmalıdır. Önde Umut’un baskısı topu oyuna sokmayı seven Sivok’u bozacaktır. Escude ise baskı altında hatalı ve telaşlı işler yapıyor. Cim Bom’un uç adamları bunu akıllıca kullanmalıdır... Dikkatli ve gücünü efektif olarak kullanabileceğine inanıyorsa Galatasaray, o zaman mümkün olduğunca uzun süreli hücum presli oyunu tercih etmelidir.

Eğer derbi kaybedilirse...

Beşiktaş’ın oyun içinde pes alanı bulduğunda dengeli bir yapısı oluşuyor. Çabuklaşıp rakibin takım defans dengesini bozuyorlar. Dönenleri de toplayabiliyorlar. Bunların çaresi de sahada görev alanını doğru ezberlemiş, saha parselasyonunu iyi yapıp ve en az rakibi kadar koşup mücadele etmektir. Peki Cim Bom bunları yapabilir mi? Elbette. Sadece ‘hafıza kart’ını çıkarıp, temizleyip yerine takması yeterli olacaktır! Ya olmazsa? İşte ondan sonrası tufan olur. Kim kimi önüne katar savurur pek bilinmez...