Yenemezsen!

Haberin Devamı ›
Maçın hakkı skora da yansıdı. Gölge boksu yapar gibiydi iki takım da. Aynı hamleleri yaptılar. 90 dakika boyunca da oyun şablonlarını bozmadılar. 12. dakikada Emre’nin direkten dönen topu sonrasında gol pozisyonları, 19 Mayıs Stadı’na sanki gezmeye gitmişti. Gençlerbirliği, kanatlarının iyi işlediğini bildiği Fenerbahçe’yi Erdal ve Hurşut’la tedirgin edip, çıkartmamayı planlamıştı. Ziegler ve Gökhan Gönül de ilk 45 dakikada oyuna katkı sağlayamadılar. Gökhan Gönül’ün önündeki Özer geriye yardım ediyor ama öndeki işlevi yeterli değil. Caner ise çok koşuyor, çok çalışıyor ama takım oyunu disiplini içerisinde çok doğru iş yaptığı söylenemez. Göze hoş geliyor, mücadele ediyor, ama akıllı bir rakip onun boşalttığı alanı başka maçlarda tehlikeli kullanır dikkat... Selçuk ve Emre ortayı iyi paylaştılar, önlü arkalı kademe yaparak, oyunu yönlendirmeye çalıştılar. Ancak çabuk kalabalıklaşan Gençlerbirliği orta sahası, onların topla rahat oynamalarına izin vermedi.. Böyle anlarda gözler Alex’i arıyor. Ona da hoca talimat vermiş, önde Bienvenu’ye yakın oynamasını istemiş. Bu noktada aksaklık Bienvenu’nün Alex’e gol vuruşu alanı/pozisyonu yaratamaması. Alex o bölgede etkisizleşince Fenerbahçe eksik kalıyor.
Son senelerin en kısır gol mevsimini yaşıyor Kanaryalar. Bienvenu’nün kalitesi henüz Fenerbahçe’yi kaldıracak düzeyde değil. Belki ileride olacak! Semih ise artık nebötçi golcü olmaktan herhalde ‘bedelli kanunu çıkacak’ diye vazgeçmiş. 70’ten sonra Gençlerbirliği tehlike yaratmaya başladı. 74’te 1 dakika içinde Azofeifa ve Oktay ile gol pozisyonu bulmaları Kanarya’nın gücünün düştüğünün bir göstergesi ve konsantrasyonlarının sonlara doğru azaldığının belirtisi. Mantık, yenemezsen yenilme ise! bu
1 puan iyi?...