Yolun sonu

Haberin Devamı ›
İki ayaklı maçların birincisinde avantaj elde etmişsen rakip sahada skoru 2-1’e getirmişsen eğer ismin de Galatasaray ise, markan da büyük ise maçı oradan 3-2 mağlubiyete getirmeyeceksin. İlk yanlışı burada yaptı Galatasaray... İkinci yanlışı da kendi mabedinde.
Aslında Galatasaray yönetim olarak da uzunca bir süredir yaptığı yanlışların sonucunu alıyor şimdi. Bir maçlık, iki maçlık kötü gidişin değil, baştan yanlış iliklenen düğme örneği gibi çarpıklıklarla geçen uzun bir sürecin hazin sonudur bu. Palyatif tedbirler, günü kurtaracak değerlendirmeler ile alınan acele ve yanlış kararların çöküntüsü, yıkıntısı bu göçük altına A’dan Z’ye herkesi alır... Sadece Hagi’ye ve futbolculara yıkılacak hatalar zinciri değildir Galatasaray’ın başına gelen! Takım kurgusu, transfer yanlışları ile sezon başından bu yana adım adım uzaklaşılan hedefler zincirleme kazasıdır Galatasaray’ın. Şimdi sorumlular gereğini yerine getirmelidir. Galatasaray’ın iyiliği için direnmeden, daha fazla kulübe ve camiaya zarar vermeden bu dram perdesini kapatmalıdırlar. Kaybedilen kupanın son 90 dakikası değil, gelecek sezonun kendisidir. Bu kadroyla, maddi sorunlarla, kaybolan güvenle daha 16 ayı olan bir seçim dönemini beklemek Galatasaray’ın birkaç sezonunu daha kaybetmesi demektir.
Hafta içinde Başkan fırçasından sonra Galatasaray’lı futbolcular hazin kupa gecesinde ellerinden(!) geleni yapmaya çalıştılar. Yüksek tempoda 90 dakika maçı sürüklediler. Kazanmak adına terlerini akıttılar. Ama eksik olan hep söylediğimiz; oyuncu kalitesiydi. Sadece çok koşanlardan takım yaratmaya kalkarsanız böyle maçları zor çözersiniz. Sadece Baros’tan gol bekleyerek Antep gibi takım savunmasını iyi yapan bir ekibi zor geçersiniz. Kazım’a bakıyorsunuz geldiği günün çok gerisine düşmüş. Zamansız çizgiye kadar çıkıyor veya oradan göbeğe inerken anlamsız top kaybediyor, kaybettiğini de kovalamıyor. Stancu ise sol kanatta geliş sebebinin dışında görüntü sergiliyor. Eldeki kadroya göre bu taktik şablon Galatasaray’a uymuyor. Hagi de yanlış biçtiği gömleği zorla takımın üzerine giydirmeye çalışıyor. Bir maç öncesinin anlamsız müdahalelerine bu maçta da devam ediyor. Akıl çabukluğu oyuna müdahalelerde geri viteste kalıyor. Takım da bir türlü rahat edemiyor.
Dün gece Antep topu kendilerinde çok tutarak ve bol pas yaparak oyunu kontrol etmek istedi. Bunu da becerdiler. Takım halinde topun arkasına çok çabuk geçtiler. Oyun disiplinini hiç bırakmadılar. Tolunay hoca ve futbolcularının haklarını onlara teslim edelim. Galatasaray ise, çabuk ve az pasla üçüncü bölgeye gitmeye çalıştı. Ancak son vuruş bir türlü gelmedi. 90 dakika o beceriyi gösterecek kalitede bir ayağı aradık durduk. Kazanılması gereken maçta hiç olmazsa Neill’i yerinde Cana’yı göbekte oynatmak gerekmez miydi(!), bu kadar kesiciyle galibiyeti nasıl yakalayacak sınız? Pino hamlesi daha önce yapılamaz mıydı? O girerken Culio mu çıkmalıydı? Cim Bom’u yolun sonuna getirenlerin, bakalım sonu nasıl olacak?..