Çekler uyukladı

Haberin Devamı ›
Maçın ilk yarısındaki Milli Takım üstün nitelikli bir futbol oynamamasına karşın “İstanbul Karması” olmaktan uzak yapısı ile taraftarın gönlüne dokundu. Takımımız teknik, taktik ve kuvvet açısından değil ama ikili, üçlü, dörtlü oyun uygulamalarında yavaş ve zayıf kaldı. Uğur Boral ile sık sık kullandığımız kanatta içeriye uygun noktadan girip, kaleye bakamadık. Ersen topla yüzünü keleye döndüğünde ne 2’ye 1 yapacak ne de ara pası atacak bir arkadaş bulabildi.Biz endirekt atağın gözünü çıkartırken Çekler her atakta en kısa yoldan defansın arkasına iniyor, yüksek tempolu ve hakiki koşular yaparken, topu kanatlara yalnızca anlık olarak indirip, kenar beklerimizi boşa çıkartarak göbekteki Hüseyin, Tolga ve Gökhan’ın yanından doğrudan kalemize yöneliyorlardı.İkinci yarıdaki değişikliklerden sonra takımımız topu daha iyi kullanıp üçüncü bölgede çoğalarak oynamasına karşın ceza sahasına kadar çabuk gidemediğimiz için kapalı savunmaya karşın hücum etmek zorunda kaldık. Buna rağmen çizgiye inerek yakından yaptığımız yan toplarda biraz dikkatli olsak bu ataklarda kaleye bir kaç top yuvarlayabilirdik. Bu süreçte Milli Takımımız’ın Nuri ve Yıldıray’sız olamayacağı anlaşılmış olmalıdır.Sol bekten gelip iki golün asistini yapan Jankulovski ile forvetle orta saha arasında mekik dokuduğu gibi müthiş bir kontrolün ardından ikinci golü atan Stajner kalbimizi kırdı.Son dakikalarda Ümit Karan ile bulduğumuz iki gol aslen fiziksel ya da taktiksel üstünlüğümüzün ürünü olmayıp, bizi küçümseyen ya da uyuklayan her rakibi cezalandıracağımızı göstermesi açısından Çekler’e verilen bir dersti.