Futbolu düşünmek

Haberin Devamı ›
Aslında hücumu seven, futbol temaşasını yükselterek oynayan Vestel Manisaspor ve Denizlispor’un karşılaşmasına gelirken bu soruların hiçbirini tekrar düşünmek zorunda kalacağımızı düşünmemiştik.Saha koşulları hücum olanaklarını iyice zorluyor, iki takım rakibinin canlı presi karşısında çabuk oynamaya çalışırken kaygan zemin yüzünden isabetsiz paslarla çok top kaybediyor, nadiren arka arkaya birkaç isabetli pas yapıldığında pozisyona yaklaşıyorlardı.Ev sahibi Vestel Manisa iki forvet ve arkasındaki Zelenka’nın yanına iki bekini ve göbekten de savunma ağırlıklı orta sahalar Yılmaz-Selçuk ikilisinden birini göndererek çoğalmayı amaçlasa da çoğunlukla ceza sahasına yaklaşmadan, önce defans arkasına sonra da Meduna’nın kafasına doğru dikine toplar atarak rakibi rahatsız ettiler ama hiç fırsat yakalayamadılar.Denizlispor ise savunmanın soluna İbrahim Çelik’i çekip koridoru sağlama aldı, Mustafa Keçeli’yi ileri doğru kullanarak ekonomik ve etkili kullanmaya çalıştı. Selahattin iki kanat arasında boş koşular yapıp alan boşaltarak topla buluşuyor, her kontratak topuna istekle atılıyordu. Oliveria ilk yarıda sezonun en iyi topunu sergileyerek bir gol ve bir asist üretti.Kaygan zeminin sürprizler kattığı maçta Vestel’in kapalı defansta, Denizli ise bir yan topta gol yemesi ilginçti. İkinci yarıda maç hızlı başlamış, Denizlispor Oliveria ile 2 mutlak gol kaçırırken Vestel de iki fırsat yakalamıştı ki, 60. dakikada ortadaki maç bir anda tamamen Denizli lehine dönebilirdi. Mustafa Keçeli’nin kaptığı topta D’Haene tarafından düşürülmesine Cem Papila penaltı ve kırmızı kart vermeyince herkes yüzünü buruşturdu: Maçın hakemine güven duyulmaz hale gelince maçın da tadı tuzu kalmadı.Hakan’ın asisti, Johana’nın 2 metreden dışarı vurduğu top, D’Haene’nin direkten dönen şutundan sonra Arda 3. golü atınca defans hattının hücumdaki verimi forvetleri gölgede bıraktı.4-2’den sonra Cem Papila’nın maçı toparlama gayretleri işe yaramadı. Maç nefis olabilirdi, hakemi de olabilseydi!