Lille yüzünden
Haberin Devamı ›
Bursa’nın önceki maçlardan ders çıkartması gerekirdi ancak oyun, kupanın ilk ayağındaki gibi gelişti. Bursalılar kornerde ceza sahasına yığılıp, topu çıkarttıklarında ileri çıkacaklarına adamlarının başında bekleyip ceza sahasının dışını kontrol etmeyince, kale sahasında kalabalık savunma arasında vurdurup golü yediler... Gene!
Maçın çok başında idi... Gene! Fenerbahçe’de oynamak her santrfor için cennettir. Ligin en iyi kadrolarından biri ar geceyle senin için çalışır, takımını müthiş seven büyük ve coşkulu bir taraftar kitlesi durmaksızın destekler, engin gönüllüdür, bir verirsen bin verirler... Guiza ahlaklıca oynuyor ama ruhuyla Fenerbahçe’nin santrforu olamadı, artık olacak gibi de değil... Buna karşılık Alex sezonun baharını yaşıyor, kalibrasyondan yeni çıkmış gibi... Ya kaleye ya direğe! Bilica’nın saçmasapan pasları Emre’nin daha fazla sorumluluk almasına yol açtı ve topla daha fazla buluşan Emre savunma ile rakip ceza sahası arasında göz alıcı bir futbol oynadı... Lakin... 60’dan sonra Alex hariç bütün yabancıların oyundan tamamen düşmesi maçın gidişini tamamen değiştirdi. Fenerbahçe’nin yüzdeli ve organize pas oyunu tüm takımın katılımını gerektirdiği için, hücumcularla savunmayı ikiye bölen bir anlayış orta sahayı düşürüp, savunmayı kolay delinir hale getirdi... Gene!
Orta sahadan itibaren topu yere indiremedikçe oynayamayan ve tempo yükseltemeyen Bursalılar her geçen dakika ışığı görmeye başladılar... 2-2’den sonra Fenerbahçelilerin kaytarmadıkları ve gerçekten tükendikleri anlaşıldı, Kanaryalar son saniyede koparttıkları puanları gene alacaklarını düşünüp eldeki puanı da yitirdiler... Lille maçları Fenerbahçe’yi değiştirecek...