Arama

Popüler aramalar

Ölçü maçı

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Diğer tarafta Trabzonspor ise ümit vermekle yetinen, “problemli takım” durumundan kurtulmak için ligin tepelerine doğru istikrarlı bir çıkış yakalamak, tırmandıkça arınarak ligi gururunu kazanarak sonlandırmak durumundaydı.Bu bakımdan Vestel Manisaspor- Trabzonspor karşılaşması iki takım için de dişli bir rakip karşısında verilecek hakiki bir ölçeklendirme boyutu taşıyordu?Manisalılar artık yerleşik hale gelen bir kadro ve diziliş içinde sahaya çıkarlarken Trabzonspor’da Fatih’in yokluğu özellikle forvette Dokaj-Ömer Rıza ve Yatara ile hayli ilginç bir yapılanma oluşmasını sağlamıştı.takımın da avantajları hücumda ortaya çıkıyor, Vestel topu her menzilden uzun forvetlerine doğru kaldırarak oldukça rahatsızlık verici bir hücum anlayışı içinde oynarken, Trabzonspor ise kıvrak forvetlerine çabuk oynayıp geniş alanda hemen kaleye inme şansı yakalıyordu.Hele ki daha maçın ilk atağında Ömer defansın arkasına koşup Johana’ya kısa mesafede toz yutturup hemen arkasından gelen atakta çabuk dönüp golü atınca, belki de ligin bu en uygunsuz eşleşmesi olabilecek Ömer Rıza-Johana ikilisinin mücadelesi, maçın kaderini belirleyecek gibi gözüküyordu.Trabzonspor öne geçtikten sonra da bir arapasıyla orta sahadan kaleye kadar kolayca gitme şansını hep elinde tuttu ama o doğru zamanlamalı paslar hiç atılmadı. Szymkowiak an an gayretli gözükse bile topla yapacağı işleri kritik noktalarda berbat etti. Takımın canla başla topu kendisine ulaştırmaya çalıştığı Yatara, Fatih’in yokluğunda sanki takım starlığını ortaya koymak ister gibi tercihlerini bencilce yaptı, bir kez doğru dürüst asist yapmaya yöneldi onda da Ömer sakatlanıyordu.Vestel Manisaspor’un oyuna hakim gibi göründüğü bölümlerde de Trabzonspor’un kazandığı topları savunma bölgesinde kötü kullanıp, rekor sayıda kayıpla oynamasının etkisi büyüktü.Trabzon’un9 sahasından çıkamaması Selçuk’un hücuma rahat katılmasına ve beraberliği sağlamasına yol açtı.Vestel’in 10 kişi kaldıktan sonra iki uzun forvetle oynamakta ısrar etmesi ve hücum nitelikli değişikliklerden hiçbir verim üretememesi mağlubiyetin nedeniydi.