Yüksek gerilim hattında
Haberin Devamı ›
Öncelikle bu maçın tertemiz oynandığını, iki takımın da futbolu kirletmediğini, hakem Demirlek’in de yansız bir maç yönettiğini belirtmeliyim. Hem Denizlispor hem Diyarbakırspor bu maçta oynayabileceklerinin en iyisini sergileyemeseler de son derece dinamik ve yüksek konsantrasyon içerisinde canla başla oynadılar. Öne geçen Denizli dezavantajlı durumuna rağmen Diyarbakır’a enerjisiyle direnerek üç puanı aldı. İki takımın da aslında yegane ihtiyacı üç puan olmasına karşın hocalar çelişik bir şekilde maçı öncelikle 0-0’da tutmanın güvencesini sağlamak için sağlam defansif yapılar oluşturmuşlardı. Bu nedenle özellikle ilk yarıda az sayıda hücumcuyla çok sayıda savunmacıya hücum edilen, tıkanıklıklar içinde bir oyun izledik. Denizlispor bir ölçüde hücuma dört beş kişiyle yönelmesine karşın öncelikle Selahattin ve Oliveria’nın defans arkasına koşmamasından Mehmet’in de arkası dönük oynarken yüksek topların hepsini kaybetmesinden ötürü bir türlü üçüncü bölgede baskınlık sağlayamadı. Hücum bölgesindeki boş koşuların azlığından ötürü Yusuf yaratıcı pas yapamayınca Diyarbakır savunmada iyi yerleşti, açılan bir kaç gediği de Metin müthiş birkaç kurtarışla kapatmayı başardı. Eğer Recep lüzumsuz bir penaltı yaratmasaydı Denizlispor’un skoru bulması kolay olmayacaktı. İkinci yarıda rüzgar tersine döndü. Mikiç karşısında defalarca zor durumda kalan Levent 55’te kırmızı kartı görünce oyunun dengesi biranda değişti. Yorgunluktan değil ama, Horozlar zihinsel anlamda biranda bozuldular ve bir daha tek bir organize atak geliştirmediler. İlk yarıda orta sahada özellikle Barış ile çok top kapıp iyi direnen Diyarbakır sayısal avantajı ele geçirince dört hücumcu birden kullanmaya başlamasına rağmen üçüncü bölgede çoğalma dışında hiç bir verim sağlayamadılar. Diyarbakır’ın kaleye yönelen sekiz topunu da 5’i ceza sahası dışından olmak üzere İlyas’ın kullanması bunun açık bir göstergesiydi. İlk yarıda kullanamadığı kanatları da kullanan Kırmızı-Yeşilliler ikinci yarıda tek bir yan top organizasyonunu doğru dürüst yapamadı. Denizlililer hiç bir teknik direktörün öngöremeyeceği bir oyun biçimi içerisinde, ancak tüm kalpleriyle oynayarak gururlu bir galibiyet aldılar. Denizli’nin Süper Lig serüveninde en önemli aktörlerden biri olan Yusuf oyundan çıktıktan sonra taraftar arasındaydı. Bugüne kadar kendilerini sahada ayağa kaldıran Yusuf bu kez tribünde onları ayağa kaldırıyordu. Enterasandı!