Alınacak çok yol var
Haberin Devamı ›
Saat 19.30’da başladığımız maç yolculuğumuz maçın 20. dakikasında stada girince tamamlandı. Bakalım saat kaçta evde olacağız?! Devlet manevi şahsını korumanın derdine düşmüş olmalı ki, vatandaşın derdiyle ilgiyi kesmiş. Park yerleri bomboş ama yol boyları çift sıra park. Ne gelinebiliyor belli ki ne de geri dönebileceğiz. Yol nizamı sıfır. Girdik girmesine ama bu kez de içeride yer yok. Doğu tribünü tıklım tıklım. Ne merdiven boşluğu ne koltuk. E-biletimiz yok ama kombinemiz var. Sıkıysa git yerine otur! Stadın yarısı boş ama Doğu Tribünü’nde herkes ayakta ve üst üste maç izliyor. Bu arada Biletix’ten kredi kartıyla bilet alanların bazıları biletleri basılmadığı için kapıda kalmış. Kimileri de çözümü bulmuş, cep telefonundaki mesajı gösterip turnikeden iki kişi olarak içeri sızmış. Şu anda onlardan biri olan Murat yanıbaşımda. Öğreniyorum ki uyarı ve kombine sözleşmelerindeki tehdite rağmen maçın başında Taksim direnişine bütün stat bir selam çakmış. Bir selam da 34. dakikada patladı... Acaba hepimizin kombineleri bir sonraki maçta işlemez hale mi geldi?
Gelelim maça... 75. dakikaya kadar ‘Bunca yolu bunun için mi geldik?’ dedirten maç, Hugo Almeida ve Gökhan Töre’nin oyuna dahil oldukları anda çehre değiştirdi. Beşiktaş, geriye kümelenmiş Trabzon müdafaasını tam da Önder Özen’in Gökhan Töre transferinin nedenini açıkladığı gibi aştı. İçeriye topla dripling yaparken yaratılan boş alana adam indirip kısa ve emin paslarla altı pasa inmek... Olcay’ın da Gökhan’ın da golleri benzer işçiliklerin sonucu geldi. Gol sonrası Trabzon kenarlardan nafile saldırılar yaptıysa da başta Tolga Zengin olmak üzere Beşiktaş müdafaası durumun değişmesine izin vermedi. İki takım için de şu söylenebilir, daha alınacak çok yolları var...