Ciddi bir özeleştiri gerekli

Bilindik Galatasaray maçlarından biri daha! İlk 30 dakika tempo... Oldu oldu, olmadı mı ardından rölanti ve kontrol oyunu gayreti. 30. dakikaya doğru oyunu eline geçiren Demirspor daha çok Yunus Akgün üzerinden hücumlar örgütlediyse de akınları sonlandıramadı. Futbol esasen 'Kaydetme oyunu'dur da... Ömer Bayram takımı lehine girdiği ilk ciddi pozisyonda Mesut Özil’in o pozisyonlardaki vuruşlarına çalışmış olsa belki de maçın seyrini değiştirmiş olabilirdi. Bir diğer 'Kayıt' konusu ise şu: Teknik direktörler kenara her inildiğinde vara yoğa orta yapma hastalığını tedavi edebilse çizgi oyuncuları da bambaşka boyutlar kazanacak. Bu bağlamda maçın ilk devresi 'Orta saha mücadelesi' biçiminde geçtiyse de atak sayısı ve yoğunluğu düşüktü. İkinci devrenin hemen başında Yunus önce Vargas’ın kontra pasında ardından yine aynı takımdaşının taşıdığı topta, tıpkı Josef De Souza ve nice oyuncu gibi 'Eski takımına gol atma kuralı'nı işleme soktu! ‘Dünya yıldızı’ Balotelli topu bu denli yormasa Demirspor tahmin bile edemeyeceği farklı bir skora ulaşabilecek ritmi bulmuştu o aralar. 75 sonrasında da en arkadaki Demirsporlu Muriç sahne alınca maçın gidişatını değiştirebilecek Galatasaray golü mümkün olamadı. Ligin tepesine tutunan Demirspor bu maçta düzen/tertip/uygulama konusunda rakibinden hayli önde göründü.
Haberin Devamı ›
Tahmin edilebilir sıkıntılar
Haberin Devamı ›
Galatasaray ise tam da 'Gençleşme ve tasarruf başlangıç sezonu’da tahmin edilebilir sıkıntılar yaşıyor. Ne var ki, federasyona karşı ajitatif bir tarza meyleden Galatasaray iyileştirme politikaları yerine, 'Hedef şaşırtmaca’yı tercih etmiş görünüyor. Oysa açık seçik görünüyor ki, sorun tamamen 'Zaman’ ve ‘Teknik içerik’le ilgili. Geleceğin inşası açısından takım ve oyuncu ayrıntıları üzerine yoğunlaşmaları şart. Bunun için de 'Dışarıda sanal düşman üreten’ tutumlarını ciddi bir özeleştiriye tabii tutmaları elzem görünüyor