Arama

Popüler aramalar

Empatik/antipatik ilişkiler!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Insanların çıkarlarından başka bir şey düşünmediklerini iddia edenlere bir soru sorar Frans De Waal, ‘İçimizdeki Maymun’ adlı kitabında. “(Eğer öyleyse) neden bir günlük bebek bir başka bebeğin ağladığını işittiğinde ağlamaya başlar?” Waal, yeni doğmuş bebeğin kimseyi etkilemeye çalışmadığını belirtip, “İşte” der, “Empati böyle başlar...”
Niye yaptım bu ukalalığı?
Şunun için.. Futbolla ve elbette hayatla ilgili problemlerde temel çözücü olan empatiye (acı çekenle hayalinde yer değiştirmek) sık sık başvurmak istesem de olan bitenler bir türlü buna müsaade etmiyor ne yazık ki! Okudukça, dinledikçe, öğrendikçe ülke futbolunda olan bitenle ilgili karamsarlığa kapılmamak mümkün olmuyor.
Karamsarlık için dünkü gazetelerdeki iki örnek haber yetti yine...
İlki, şu ünlü Kastamonu olayı... Kastamonuspor Kulübü Başkanı İsmail Dönmez, sahaya girip hakemin üzerine yürüyen Bakan hem de Spordan Sorumlu Bakan oğlu Hakan Başesgioğlu için, “Yaşının üzerinde olgun, çok mütevazı, çok iyi çocuktur” demiş. Tanımıyorum kendisini, gerçekten öyledir de, inanıyorum. Ancak, sahaya girerek hakemi bir kural hatasından kurtardığını söyleyen ‘mütevazı’ Hakan Başesgioğlu pek mütevazılığa yakışmayan bir dil tutturmuş özür dilemek yerine. Demiş ki, “Hırsızın hiç mi günahı yok? Hakem şartlanmış...” Ama devam etmiş; “Biz oturduğumuz kalktığımız yeri bilen birisiyiz.” Doğru, belki oturduğu kalktığı yeri biliyordur da Başesgioğlu, sahada durması gereken yeri bilmiyordur, olabilir mi?
Gelin şimdi sahadan dördüncü hakem tarafından çıkartılan ‘yönetici’ Hakan Başesgioğlu için ‘empati’ yapın bakalım. Anlayın onun durumunu, kendinizi onunla yer değiştirin. Eğer onunla yer değiştirebilirseniz kendinizi, 3 kırmızı 10 sarı kart çıkarmak zorunda kalan hakem Hasan Küpeli için nasıl yer değiştirecekseniz peki? Nasıl empati yapacaksınız Küpeli için?
İkincisi, şu “Ertuğrul Sağlam Skibbe’ye gitti” haberi. Galatasaray’ı UEFA’da zafere ulaştırmak için bir Türk bir Alman el ele vermiş. Sağlam, Skibbe’nin evine kadar gitmiş. İyi etmiş de, acaba bu ziyareti neden gazeteciler de öğrenmiş? Ziyaret önceden haber mi verilmiş, yoksa duyum mu alınmış? Ayrıca ne demiş olabilir Sağlam Kharkiv için Skibbe’nin Beşiktaş maçında görmediği/göremediği? “Sağı sağlam, soldan saldırın. Forveti yüksek aman dikkat edin” benzeri şeyler mi söylemiştir acaba? Sağlam’ın analizlerini doğru kabul edersek “Beşiktaş neden kendi liginde oynuyor?” diye soracak olanlara “Bizim futbolcular tutturamadı” mı denecektir yoksa? Ayrıca, analizlerin eve kadar gidip anlatılmasının/verilmesinin bu teknoloji çağında bir gereği var mıdır? Mail yapılamaz mıdır örneğin?
Yoksa ben kötü niyetliyim de ondan mıdır bütün bu sorular? Bir çıkarım mı vardır böyle düşündüğüm için? İnanın yok.
Bu ziyaret fazlaca ‘haber koktuğu’ için güçlük çektim haberle empati kurmakta. O nedenle bit yeniği aradım bu ziyarette.
Yine de, başarı dilemek için bir nezaket ziyaretiyse yapılan, bu örnek davranış için saygı duymamak da mümkün değil öte yandan...