Fernandes'in ifadesi!

Haberin Devamı ›
Elbette Almeida’nın erken sakatlanması oyun planına olumsuz anlamda etki etmiştir. Ne var ki ligin dibine demir atmış, bu sezon üçüncü hocasıyla çalışan bir takıma karşı şampiyonluk iddiası taşıyan bir takımın oyun biçimiyle fark yaratması gerekmiyor muydu?
Mersin’in can havliyle oynadığı maçta Beşiktaş’ta ne yaptığını bilen ve takımı dengede tutmaya çalışan tek oyuncu Manuel Fernandes’ti desek yanlış olmaz. Biraz da topsuz alan ustası Niang. Başta Necip ve Veli olmak üzere neredeyse tüm Beşiktaşlılar ‘ustabaşı Fernandes’i koruma kollama görevi edinmiş gibiydi sahada! Ne sorumluluk alma, ne fazladan bir şey yapma gayreti. Ancak şunu da unutmamak gerek ki, Necip ve Veli gibi futbolcular ‘taktik disipline bağlılığı’ yüksek oyunculardır. Yani, onları biraz da takımın oyun anlayışının sınırları içinde analiz etmek gerek. 60’ıncı dakikada ‘problem çözücü’ olarak oyuna dahil edilen Oğuzhan’ı da bu çerçevede ele almak gerekir.
Beri yandan, Manuel Fernandes’in gerek attığı, gerek attırdığı gollerdeki yüz ifadesini siz de fark etmişsinizdir... Kayıtsız, küskün hatta bir miktar sitemli! Oysa Samet Aybaba onu “Takımın sahadaki lideri” olarak tarif etti haftalarca. Gol atan ancak sevinmeyen ve arkadaşlarına mesafeli bir lider! Düşündüm de... Arkadaşımız Orhan Yıldırım önceki gün Fanatik’te Fernandes’in kampta promile bağlı olarak yüksek volümde müzik dinlediği için uyuyamayan arkadaşlarının şikayetçi olduğunu ve sorun çıktığını yazmıştı. Ve tahmin edileceği gibi Beşiktaş Yönetimi de bu haberi alelacele yalanladı. Basın tarihi, muktedirlerce yalanlanmış nice haberin kısa süre sonra farklı kaynaklarca doğrulandığı gerçeğini de yazar kuşkusuz. Bence Fernandes’in ifadesi haberi doğrulayan en güçlü ‘kaynaktı.’
Ve finalde soruyorum, Fernandes’in 83. dakikada girdiği pozisyonda gol atmaya çalışması mı doğruydu, yoksa topu genç Oğuzhan’a geçirme gayreti mi? Bu soruya vereceğimiz yanıt, oyunu da hayatı da nasıl algıladığımızı gösteren doğru tanımlardan biri olacaktır, şüpheniz olmasın!