Arama

Popüler aramalar

Gerek yok, CAS'ılmayalım

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Ceza sahası önüne dört müdafaacı, onların yaklaşık 8-10 metre önüne de bir orta saha dörtlüsü dizen Tromsö tanıdık bir orta halli ‘Süper Lig’ ekibi tertibindeydi. Başlarda sağ taraftan içeri driplinglerle akan Gökhan’dan gayrı bir de aralara sızan Fernandes ile bu iki kat müdafaa aşındırılmaya çalışıldı. Veli ve Atiba tüm çıkışları kapatıp gelen tüm
topları topladı toplamasına ancak mesele topu kapmak değil ‘topu yapmaktı.’ Tromsö, Fernandes/Gökhan problemine yakın oynayarak çözüm bulunca iki kanat Serdar/Ersan devreye sokuldu ancak kalabalık savunmayı aşmak mümkün olmadı. Veli’nin önce
Almeida sonra Fernandes’e geçirdiği iki işlevsel pas da gole dönüşmeyince problemi çözmek ikinci derse kaldı.

Ve ilk çözüm... Atiba, ileri doğru işlemeyen sol beke, Erciyes maçında farkı yaratan Oğuzhan orta sahaya... Peki sonuç; biraz formasyon değişikliği biraz futbolun cilvesi biraz da rakibin ani ‘hava değişimi’ne ayak uyduramaması ve tabii Oğuzhan’la daha etkin hale gelen orta
saha yaratıcılığı ve takım hızı. Önce Almeida sonra bu maçın kilidine de el atan Oğuzhan. Durum bir anda 2-0. Demek ki, kapalı müdafaaları aşmak için denenmiş ve geçen sezon işe
yaramış Fernandes ve Oğuzhan’lı hücum merkezi işe yarıyor. Oğuzhan’ı biraz koşacak seviyeye getirmek hücumda sıkıntıları aşmak için el altında tutulması gereken ilk formül hala..

Fenerbahçe kararını düşününce CAS’tan kaçılmaz gibi görünüyor ama unutmayalım bu oyun ‘iktidar saplantılı yöneticiler’in değil bizim oyunumuz. Biz çıkıp oynayalım yenelim ya da yenilelim ve Nazan Öncel’in o güzel şarkıdaki sözlerinden bir an olsun ayrılmayalım;
“Bize bişey olmaz hiçbirşey olmaz/Biz aşkımıza bakalım...”