Arama

Popüler aramalar

Haklı olmak yeter mi?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş öyle şeyler söyledi ki, sormayın!.. ‘Beşiktaş ağaları’nca seçime sokulmayan muhaliflerden biri kürsüden bunların onda birini söylememişti ki, yaka paça alaşağı edildi.

Açıklamaların ardından muhalefete muhalefet etmeyi ‘takım tutmak’ sanan pembe hayaller ülkesinin ‘öfkeli iyimserleri’ abondone olurken, Beşiktaş yönetimi dün itibarıyla ‘süt dökmüş kedi’ misali sessizdi...

‘Başı bozuk transferler’

Oysa yönetici Umut Güner gururla, “Şampiyon takım dağılıyor algısı yanlış” diyor ve “Kaleye Fabri’yi sol beke Adriano sağa da Gökhan Gönül’ü aldık” diye ekliyordu. Anlıyoruz ki durum böyle değilmiş... Güneş, bir sol bek ihtiyacından daha söz ederken, “İki yabancı kaleci takıma ağır gelebilir” diyerek transferdeki başı bozukluğu da anlatıyordu.

Yönetimin arkasına siperlenen Beşiktaş medyası ise “Hoca haklı ama şimdi zamanı mı?” türünden mahcup ifadelerle ortamı yumuşatmaya çalışıyor.

‘Borcu kimse umursamadı’

Oysa başta Yemen Ekşioğlu olmak üzere birçok Beşiktaşlı kaç zamandır yazıyor, söylüyor; “Reel borç 2 milyar TL’yi aştı...” Kimse umursamıyor. Tek savunu “Stat yapıldı. Ayrıca transfer yasağı var, yönetim ne yapsın?” Peki ama transfer yasağı hangi gerekçeyle kondu? Bahsi geçen borçlar nelerdir, hangi kaleme ne harcanmıştır? Kulübün ‘alacakları’ denen paralar kimdedir ve tahsilat yöntemi nedir?.. Bu sorular ne denetleniyor ne de merak ediliyor..

‘Kullandığı dil çelişkili’

Beşiktaş’ın yönetim düzeyinde ehil ellerde olmadığı her adımda ortaya çıkıyor. Bu durum gerçek verilerle hareket edip, analitik düşünebilen herkesin malumu.

Peki teknik anlamda saha için durum ne halde?

Yaz aylarını ‘suspus’ geçiren Şenol Güneş lig başlarken yapısal sorunları ortaya döktü. “Kulübü biz yönetmiyoruz. Biz takımı yönetiyoruz. Patron var, genel müdür var. Genel hesaba bakılır en son kararı patron verir” dedi. Bir kere bizim ülkede kulüplerin ‘patron’u yok. Yönetim kurulları ve onları temsilen başkanları var. ‘Başkan’ da ‘patron’ değil. Patron ya sermaye sahibine ya da kriminal dünyada ‘baba’ya verilen isimdir. O nedenle teknik adamların ‘jargon’ yerine ‘terminoloji’ye bağlı kalmaları şarttır. Böyle yapmayıp sonra gazetecilerin dilinden şikayet etmek çelişkili bir duruma işaret eder.

‘Sızlanma işe yaramadı’

Futbolun endüstriyel yapısı gereği günümüzde teknik direktörler çok şeye hakim ya da en azından hakim olanları denetleyebilecek temel bilgilere sahip olmak zorunda. Yani ‘iş idaresi’, İngiltere bağlamında konuşursak ‘menacer’lik bilgileri şart. Bir diğer seçenek ise ‘sportif direktörlük’ makamının inşasını talep etmek. Yoksa, “Kafam basmaz” türü adresi belirsiz, kimin neden eleştirildiği belli olmayan sinik sızlanmalar işe yaramaz!

‘Kayıp para delikleri tıkanamıyor’

Güneş’i anlayabiliyorum, ülkenin spekülatif transfer ortamında kendini temiz tutmaya çalıştığı için bu konulara girmek istemiyor. Ancak bu kez de ortaya Denis Boyko ya da tartışılmadan üstü kapatılan Gökhan Gönül gibi hesapsız transferler çıkıyor!.. Böylesi durumlarda ise daha elzem transferler gerçekleşemeyip, kayıp para ‘kara delikleri’ tıkanamıyor!..

‘Çıkarsın bu kadroyla oynarsın’

Güneş kendini, yönetimin verdiği/verebildiği kadroyla iş yapmak zorunda olan biri olarak tarif ediyor... Bu durumda, Beşiktaş’ın elinde zaten belirli bir kadro var. Bunun üzerine çıkmak ‘şimdilik’ mümkün görünmüyor ve Güneş’in de herhangi bir çözümü yok ise, bu tür ‘şikayetlere’ ne gerek var? Çıkarsın bu kadroyla oynarsın!...

‘Hoca düzeltme işine girmez’

Çok başlık var ama yer dar!.. Son bir not olarak, bugün yapacağı açıklanan toplantıda umarım Şenol Güneş ‘yanlış anlamaları’ düzeltme işine girmez!.. Ve yıllardır her takımda yardımcılığını yapan antrenör Şeref Çiçek’in neden takımdan ayrıldığına dair de anlayabileceğimiz birkaç şey söyler.