'Haydi inadına!'

Haberin Devamı ›
Galatasaray kaybetmiş... Şampiyonluk şansı da var elbette ancak ikinci olup Şampiyonlar Ligi’ne direkt gitme ihtimali kapıya dayanmış. Bir taraftar maça gitmek için daha nasıl bir motivasyona ihtiyaç duyar ki? Üstelik epeyce insan kombineye onca para da saymışken... Ne var ki, iş Osmanlı/Almanya ilişkisine döndürüldü ve ‘başkası küfür etti’ diye biz de ‘yenik sayılıp’ maça gidemedik. Hasılı, peşin ödediğimiz parayı bir kez daha yaktı futbolu da yakanlar! Bu kural değişmezse anneannem Binnaz Hanım’ın deyişle söylersem, seneye ‘kombine alır/aldırtırsam’ boyum altında kalsın!
Bir de şunu düşünün... Akhisar atkılı kadınları/çocukları kale arkasına koyup onları Beşiktaşlı kadın/çocuklardan ayrı tutacak kadar şuurunu yitirmiş, içinde yaşadığı topluma yabancı, kural bağımlısı ama pahalı kravat takıp, İtalyan işi takım elbise giyince önemli olduğunu sanan adamlar hem hayatımızı hem oyunumuzu yönetiyor!.. Dersiniz, herkes herkesin düşmanı... Ne hazin bir hayata mahkumuz!..
Biz de sonuçta ne yaptık? Kavacık’ın ileri gelenleriyle ‘erkek egemen’ mekan Yusuf’un yeri ‘Dostlar Birahanesi’ne çöktük mecburen. Donatabildiğimiz kadar donattık masayı. Evet, Real-Barcelona maçını da ardına takacağımız için hesap biraz kabarık gelecek ama dostlarla birlikte olmak gibisi var mı be!.. Aşık Veysel Baba’nın dediği gibi ‘’Haydi inadına!’’ (Fevkalade dergi Ot’un son sayısındaki Arif Sağ yazısından.)
Analize senteze gerek yok... Beşiktaş sezonun en rahat maçında hem kalesini iyi savunup hem de hücumda doğru hamle yaparak emekle, gayretle, bilgiyle işi bitirdi. Üçüncü golden sonra masanın Galatasaraylısı Harun Özdemir hatırlattı; ‘’İyi takım bu Beşiktaş... Hiç gol atmamış Gökhan Töre’den sonra yıllarca gol atmamış Atiba’ya bile gol attırdı...’ Bu da yazının noktası olsun!...