İnce çizgiye dikkat

Haberin Devamı ›
“Bir insanın elinden alınamayacakları” listesinin başında ‘anı’ları ile ‘hayaller’i gelir. Futbol da, kendini bu iki başlık altında var eder; “geçmiş mutlu” ve “gelecek güzel” günler. Bilinir ülkemizde taraftarlar, ‘gelecek’ için büyük hayallerin kurulacağı transfer dönemlerini iple çeker. Daha doğrusu ‘çeker di!..’ Çünkü artık transfer hayali kurma da ‘kriter’lere bağlı!
Kartal transferin en tepesinde
Malumumuz, hesapsızca para savrulan futbol piyasasında kimin eli kimin cebinde, bilenimiz yok. Çünkü denetim yok. Bir sezon önce “50 milyon Dolar harcasak şampiyon olurduk ama batardık” dedikten sonra hem şampiyon olamayıp hem de bir sezon sonra “70 milyon Euro harcadık” diyenlere kimse ses çıkarmaz!.. Dahası, alkışlanır el üstünde tutulur!.. Böyle bir ortamda son şampiyon Beşiktaş, ‘gidecek’, ’gelecek’ ve ‘belirsiz’leriyle transfer gündeminin en tepesinde yer alıyor. Çünkü piyasanın diğer güçlü aktörleri peş peşe ‘UEFA kriterleri’ne takılmış durumda.
Transfer kıskacı daraldı
Ancak bu iyimser havaya rağmen unutulmasın ki, Beşiktaş da ‘kriter sahibi’ bir takım. UEFA’ya taahhüdü şöyle; “Şirketimiz, 2015/16 sezonu için azami 20 milyon Euro, 2016/17 sezonu için azami 10 milyon Euro başabaş hesap açığı vermeyi taahhüt etmektedir.” Görüldüğü gibi burada transfer kıskacı geçen yıla göre daha da daraltılmış durumda. Yani öncelikle defansının neredeyse tamamını yenilemek zorunda gibi görünen Beşiktaş’ın ince bir çizgide hareket etmesi gerekiyor. İlk seçenek Oğuzhan, Töre, Tolgay ya da Cenk gibi ‘değerli bonservisleri’ nakte çevirmek gibi görünse de bu durumda ‘sürdürülebilir başarı’nın sekteye uğrama ihtimali büyük.
Kiralama yoluna gidilecek
Haliyle Beşiktaş yönetimi ‘denetimden kaçma’nın diğer yoluna sapacak, taahhüt ettiği sözleşmedeki şu maddeyle iş yapmaya gayret edecektir; “Halihazırda UEFA 2014/15 A listesinde yer alan oyuncular ile, sözleşmesi bitmiş ve serbest oyuncular ile imzalanacak sözleşmeler bu sınırlama kapsamında değildir.” Haliyle bonservisi elinde olan Gökhan Gönül gibi oyuncuların yanı sıra Mario Gomez’de olduğu gibi ‘usule uygun’ kiralama yoluna gidilecektir.
Aceleci davranmamak gerek
Ancak yine de derim ki, transferde aceleci davranmamak gerek. Çünkü yaklaşık bir buçuk ay boyunca hem ‘Copa America’ hem de ‘Avrupa Şampiyonası’ var. Buralarda erken havlu atacak takımların bazı oyuncuları ‘fırsatlar yaratacaktır’. Hatırlanırsa Galatasaray Simoviç’i tam da böyle bir süreçte bulmuştu. Beşiktaş’ın ihtiyaçları düşünüldüğünde işi görece daha da kolay. Çünkü ihtiyacı olan oyuncular yaratıcılık ve yetenek isteyen ‘ön oyuncular’ değil bilgi, disiplin, sezgi ve çalışma ile gelişebilecek ‘defansif’ler. Bu bağlamda en büyük şansı da Şenol Güneş. Beşiktaş takım omurgasını korumak koşuluyla Atiba/Oğuzhan/Sosa iyi planlanmış bir politikayla defansif eksiklerini kapatabilir.
Turnuvalara dikkat edilmeli
O nedenle öncelikle iki şampiyonayı dikkatli gözlerle izlemek, takımların birinci değilse bile ikinci ya da üçüncü konumdaki oyuncularını gözden kaçırmamak önemli. Çünkü bu seviyeler kısa vadede ‘scouting’ten daha yüksek yarar sağlayacaktır. Elbette uluslararası düzeyde ‘oyuncu taramayı’ ihmal etmeden...