Arama

Popüler aramalar

İstedikleri oldu yenilmediler

Haberin Devamı

Doğrusu ben kendi adıma diğer takımlar düşünüldüğünde kadronun o kadar da sınırlı olduğunu düşünmüyorum. Ancak kuşkusuz, art arda gelen sakatlıklar devamlılık sağlama ve oynatmak istediği oyunu olgunlaştırma konusunda Samet Aybaba’nın elini hayli zora soktu.

Memleket futbolunun vasatı aşamayan kalitesine bir de ‘üsttekilerin’ şaşırtıcı puan kayıpları eklenince Beşiktaş bir anda ligin zirvesine ulaştı ve haliyle devreye ‘tedbir’ zorunluluğu girdi. Özellikle ilk devre en çok eleştirilen yanları, ‘çok gol yiyor’ olmalarıydı. Bu zaafı gidermek için tedbirler devreye girince de ister istemez vites düşürdüler. Çünkü artık önemli olan oyundan öte puan olmuştu. Dün de maça damgayı bu ‘tedbirli oynama hali’ vurdu.

Trabzonspor’un içinde bulunduğu kriz de onları ‘yenilmeme konusunda’ daha duyarlı yapmıştı. Yenilgi halinde tribünde oluşacak reaksiyon önceki maçlara benzemeyecekti kuşkusuz. Çünkü ‘ligin boyu iyiden iyiye kısalıyordu.’ Bu durum onları da ‘tedbirli oynamaya’ zorlayınca ortaya memleketin ortalaması olan o tanıdık durum yani ‘vasat futbol’ ortaya çıktı. İki takımın da kuralı şuydu; “Bekle, gol yeme, yakalarsan atarsın!”

Kilidi çözmek için doğaçlamalarına muhtaç olunan Fernandes ve Oğuzhan’ın Trabzonlu oyuncuların yakın temasına uğramaları, Holosko’nun bir ara delecek gibi olduğu sağ kanadı Tolunay Kafkas’ın erken tahkim etmesi işi, Olcay Şahan ve Niang’ın şansla karışık pozisyonlarına bıraktı. Onların bazıları da Onur Kıvrak’a takılınca aslında iki takım da istediğini aldı; yenilmedi.

Belli ki Beşiktaş’ın Gökhan Süzen takviyesine rağmen ne yaptıysa onaramadığı sol kanadı sezon sonuna kadar ayağına dolaşacağa benzer. Trabzonspor için ise işler hayli zor görünüyor. Hani ateş nerede barut! Görülüyor ki ikisi de yok. Haliyle bu durumda ‘aydınlık için bir umut’ belirmediği gibi zevkle izlenebilecek bir oyunun ortaya çıkması da mümkün olamıyor.