Arama

Popüler aramalar

Kıyamet senaryosu

Haberin Devamı

Fenerbahçe, iki sezondur futbolun yanı sıra fazladan politik tartışmalara da gömülmüş durumda. Bu durum kimi zaman ekstra motivasyon sağlıyor gibi görünüyorsa da izlediğim kadarıyla çoğunlukla gerginliğe, tedirginliğe ve haliyle kırılganlığa yol açıyor. Dün akşamki maçta alt maratondaki kombine koltukların boş kalmış olaması sadece havanın soğuk olmasına bağlı olmasa gerek!

Maça gelince... Fenerbahçe’nin Mehmet Topal-Raul Meireles’in koruduğu ‘Majino hattı’ olan bölgeyi savunmak tek kişiye, Selçuk Şahin’e düşünce, Mesut Bakkal da aradığı fırasatı bulmuş oldu. Fenerbahçe’nin o bildik direnci kalmayınca Karabük, orta saha arkasındaki havuza indirilen toplar başarıyla ileri servis edilince ilk devreyi kanımca ummadığı ama planladığı bir skorla tamamladı. Futbolun yazılmamış kuralıdır, ayrıldığın takıma gol atarsın İlhan Parlak da bu kuralı boşa çıkarmadı.

Aykut Kocaman senaryoyu değiştirmek için ikinci devre sahaya Salih Uçan-Caner Erkin gibi ‘taze kuvvetleri’ sürdüyse de orta sahadaki o boşluk yine orada öylece duruyordu. Artık herhalde Topal-Meireles ikilisinin yarattığı orta saha direnci üzerine daha az laf üretilir diye düşünebilirsiniz ama bu boş bir inanç olarak kalır ne yazık ki... Çünkü, “Kalbiyle oynama” saçmalığının ısarla övüldüğü, oyunun matematiğinin görmezden gelindiği bir ortamda bu tezleri defalarca okuyup/duyacaksınız.
Evet, ‘futbol basit bir oyun’ ama matematik bilene ve gücünü tasarruflu kullanana... Karabük, gücünü planıyla birleştirerek futbolun doğrularının sürprizlere açık bir oyun olmadığını bir kez daha hatırlattı.

İstifa'ya gelince...

Maç bittiğinde Aykut Kocaman'ın istifası, son dakika haber olarak televizyonlardan alt yazı olarak geçti. Fenerbahçe için olabilecek 'kıyamet senaryosu' sanırım bu olmalıydı. Her şeyi teorik olarak yola koymuşken, ülkeye özel pratik sorunlar nedeniyle hocanın istifa etmiş olması, futbolun değil anti-futbolun, hayatın değil, anti-hayatın kazancı olur... O nedenle bu durumda sorumluluğun herkese ait olduğunu düşünerek; kendisine 'Fenerbahçeliyim', kendisine 'Futbolu seviyorum' diyen, kendisine 'Hayat üzerine düşünüyorum' diyen herkesin görevi, Aykut Kocaman'ın zenginleştireceği bir oyunun ve hayatın yanında olmaktır. Bir Beşiktaşlı olarak ben o taraftayım. Başkalarını bilmem...

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü