Arama

Popüler aramalar

Muhalefete hayır!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Kabul edelim, eğlenceli bir ülkede yaşıyoruz. Tabii, biz mi eğleniyoruz, yoksa bizim nasıl eğleneceğimize karar verenler ve bu eğlencenin kurallarını koyanlar bize bakarak mı eğleniyor, orası meçhul...
Bakın ne oluyor?
Taraflar tek aday üzerinde anlaşıp, bir seçim gösterisi düzenliyor. Ve o tek aday, Mahmut Özgener, Futbol Federasyonu Başkanı seçiliyor. Tabii benim gibi ‘hastalıklı düşünen’ biri de sormadan edemiyor. Tek adaylı seçim olur mu? Olursa buna demokrasi denir mi? Tek adaylı seçimler totaliter yapılarda olmaz mı? Muhalefeti ortadan kaldırma işini marifet sayarız öteden beri. Çünkü, onun bir hastalık olduğu, böldüğü, parçaladığı, ayağımıza dolanıp tepetaklak ettiği öğretilmiştir çocukluğumuzdan bu yana. Lafa gelince “Batı demokrasisi, hukuk” deriz de, iş kapıya dayanınca “Hoop! Bizim özel durumumuz var, memleketin öncelikleri var. Bizi parçalamak bölmek isteyenler pusu da... Şimdi birlik zamanı. Muhalefet zaten dış güçlere hizmet ediyor”a döner rüzgar. Bu durum devlet, kurumlar yani yönetenler için ne kadar böyleyse, bireylerin önemli bir bölümü için de aynılık gösterir.
Uzun zamandır mailler alıyorum Beşiktaşlı arkadaşlardan. “Hiç mi Beşiktaş’ın iyi bir yanı yok? Neden onları yazmıyorsun?” diye. Biliyorum sevinmek, umutlu haberler almak, mutlu yazılar okumak istiyorlar. Ben de istiyorum ama... Takımdan gelen 5 haberden en az üçü, dört bile olabiliyor bazen, içimizi sıkıyor. Ben de üzülüyorum, ama düşünce de modası geçen bir elbise değil ki, çıkarıp koyayım bir kenara. “Bu takım iyi yönetilmiyor, doğru oynatılmıyor” diyorum, kızıyorlar.
Diyorum ki, “Çift ön liberoyla oynayıp takımın 7 kişisini maçın önemli bölümünde kendi sahamızda tutmak muhafazakar bir oyun anlayışıdır. Dünyada böyle top oynayan takım kalmadı. Bu biçim hem oyuncuyu tembelleştirir, hem oyunu sıkıcı hale getirir. Evet, az gol yersin, ama az da atarsın. Rahat ol, ilerici ol, yenilikçi ol! Korkma, oyna, eğlen, eğlendir, gül, güldür...” Yanlış mı düşünüyorum?
Peki bu arada Beşiktaş cephesinde iyi şeyler olmuyor mu? Olmaz mı?
Biri... Kazan’ın önündeki geçide gerilen, bir acıyı unutmadığını/unutmayacağını haykıran korsan pankart... “17 Ağustos’u unutmadık.. İmza: Çarşı.”
Diğeri... forzabesiktas.com’u tıkladığımızda Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın keyfi site kapatmalarını protesto etmek için karşımıza çıkan “Bu siteye erişim kendi kararıyla engellenmiştir” isyanı...
Evet bunlar da var... “Eğlenmek için oynamak, öğrenmek için oynamak” istiyoruz, bu nedenle gidiyoruz statlara, ama John Lennon’un söylediğini de aklımızdan bir türlü çıkaramıyoruz; “Hayat, sen başka planlar yapmakla uğraşırken başına gelenlerdir.”