O gözyaşları...

Haberin Devamı ›
Fenerbahçe mağlubiyetinin ardından gelmesi olası ‘ruhi yıkım’dan eser yoktu Beşiktaş’ta. Ya travmayı kolay atlatmışlar ya da zaten hiç o yıkımı yaşamamışlardı. Varın siz karar verin...MFÖ’nün eski güzel şarkısı gibi Beşiktaş. Ne diyordu abiler; “Biz güzeli seviyoruz/Alev alev yanıyoruz/Uçuyoruz konuyoruz/Hep aynı/Geziyoruz görüyoruz/Okuyoruz duyuyoruz/Yazıyoruz çiziyoruz/Hep aynı/Hep aynı...” Bu sezon Beşiktaş’a bundan daha yakışan bir şarkı gelmedi aklıma.Emindim ‘mükerrer bir Beşiktaş’ göreceğime. Sağolsunlar yanıltmadılar.Eski ‘baba radyoculardan’ Abidin Aydoğdu abimiz olsa maç uzatmaya gittiği anda sanırım şuna benzer bir anons yapardı: “Ligde tutunmaya çalışan bir takımla hâlâ şampiyon olma ihtimali olan bir takımın denk mücadelesini izledik sayın dinleyiciler..:”Maç zaten zevksizin zevksizi gidiyor. Uzatma düdüğü çalar çalmaz televizyonun mikrofonunu ‘iki bilen abi’ kapıyor. Biri ‘hakem rendecisi’, yakın çağın büyük Türk filozoflarından Erman Toroğlu. Bildik makarasını sarıyor; “2 net penaltı verilmedi, şu bu falan, filan.” Diğeri daha enteresan bir uzman. Takım düşürme, düşmeye ramak kalanın üzerine kapanma, ‘Abbas yolcu’ yaptıkları takımlardan sıklıkla ‘medeni bir şekilde’ görevden ayrılmalarıyla ünlü hocalar grubundan, Ümit Kayıhan. Onlar üzerime teknik taktik fışkırtırlarken “Hay bin kunduz, yine mi?” diyerek sıkıntıyla bakıyorum olan bitene.Neyse ki, bu sezon Türkiye’nin kendini en çok geliştiren ve kanımca böyle giderse iki sezon sonra memleketimizi terk edecek olan Serdar Kurtuluş’un nefis ortasına nefis bir Bobo kafası izledik.Maç o tanıdık ‘tek gol’le bitti ve Beşiktaş kupayı aldı. Ama...Bülent Korkmaz’ın kızının gözyaşları yok mu? O gözyaşları anlatıyordu futbolun anlamını, kaybetmeyi, kaybetmeyi bilmeyi, üzülmeyi adam gibi becerebilmeyi.Bir de Beşiktaş taraftarının Erciyesli futbolculara yaptıkları son dakika yakışıklılığı. Futbol yoksa da bunları gördük ya, bu da yeter...