Ömür biter küfür bitmez

Haberin Devamı ›
Dün gelen e-maillere bakılırsa son maçta Saracoğlu’na giremeyen Beşiktaş taraftarı da belli ki “sinir sahibi olmuş”...Ayrı ayrı kaleme alınmış isyan dolu maillerin yanı sıra “İtaat et spor basını” başlıklı ortak bir de yazı vardı gelenler arasında...Hatırlarsak; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, sık sık kendi statlarında küfüre son verdiklerini açıklar. Ancak son maçta gördük ki, Fenerbahçe taraftarı da tıpkı diğer taraftarlar gibi başkan sultası altına girecek, kolaylıkla kontrol edilebilecek, emirle yola gelebilecek bir kalabalık değil.Sarıyer-Beşiktaş maçında, Aziz Yıldırım aleyhine neredeyse 90 dakika küfür eden Beşiktaş taraftarının yarattığı provokatif ortam nedeniyle, onlar da kendilerini kontrol edemeyip bastılar küfrü....Bir de, ben o tribünde olduğum için göremedim, Beşiktaş’a gönderme yaparak “İtaat et” yazmışlar kartonlardan maratona.. Bu kartonların parasının Aziz Yıldırım’ın başkanı olduğu kulübün kasasından çıktığına hiçbirimizin şüphesi yok sanırım..Küfür, katlanarak büyür...Şimdi bu karton operasyonunun Beşiktaş tarafında bir reaksiyoner yansıması olacaktır ve buna karşılık da kaçınılmaz olarak Fener tribününde...Bu böyle yumat gibi büyür gider, birimiz ‘dur’ demezsek...O nedenle öncelikle “Küfür etmeyin” diyen birinin, kendisinin küfür etmemesi ön koşuldur.Eğri oturup doğru konuşalım, küfür statta icat edilmiş bir şey değildir... Hayatta ürer ve hayatın bir parçası olan statta devam eder.Orada bireysel küfürü engellemek imkansızdır. Engellenebilecek olan şey, ‘küfür koro’sudur.Bu da ancak taraftarın katılımıyla mümkündür ve bunun için de memleketimizde en korkulan şeye, ‘örgütlenmeye’ ihtiyaç vardır.‘Taraftar’ adı verilen kalabalığa bu kadar uzak duran ve onu potansiyel suçlu gibi gören bakışın, küfürü stattan sürebilmesi imkansızdır...Düşünün, diğer takımlara göre en üst gelir grubuna ait insanların gittiği, toplumun en iyi eğitim olanaklarına sahip kalabalığını barındıran Fenerbahçe tribünü bile bu haldeyse sorunun çözümünü ‘yasakta’ değil, başka bir yerde aramak gerek.Bunun yolu taraftarla iletişmekten, onun dilini, davranış biçimini, kaygılarını, öfkelerini, isyanını, özlemini anlamaktan geçiyor...Bu da emir komutayla mümkün görünmüyor...Mümkün olsaydı, Aziz Yıldırım haklı çıkardı...