Arama

Popüler aramalar

Üzerimden eksilmesin!..

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Futbol sevgisi tarihle, simgelerle, renklerle büyüyüp geliştiğinden takımlar da doğadan ya da tarihsel olaylardan simgeler seçerler kendilerine çoğunlukla. Taraftar için de bu renkler, simgeler önemlidir. Örneğin, Beşiktaş malum, siyah-beyazdır, kara kartaldır...
Bir kaç mail almış ama üzerinde o denli durmamıştım, ta ki önceki gün semte, Babalık’ta bir arkadaşla buluşmaya gittiğim güne kadar.
Bakışları biraz üzgün, biraz şaşkın, bir parça da öfkeli duran genç bir arkadaş çevirdi yolumu; “Abi kapalının tavanı boydan boya Telekom reklamı olmuş. Arada bir iki siyah bant var o kadar. İnönü’ye ilk girişte göze çarpan renk ise mavi ve beyaz... Olur mu böyle şey?”
Günümüzde reklamsız, sponsorsuz bir hayat düşünemiyor kimse biliyorum. Tartışırım, iyi de tartışırım ama işin bu yanını tartışmayacağım bugün.
Genç arkadaşı dinlerken Barcelona geldi aklıma, bir dönem formasının arasına incecik bir beyaz çizgi konuldu, o çizgi Real Madrid çağrışımı yapıyor diye yer yerinden oynamıştı.
Şimdi... Benim açık mavi-koyu mavi renklere hiç itirazım olmaz. Kalbimin bir yanı çocukluğumdan bu yana Samsun Demirspor için attığından bütün Demirsporları severim. Hala hafta sonu Adana Demirspor’un ne yaptığını merak eder, maç sonucuna bakarım.
Ama burası Dolmabahçe, burası İnönü, renkleri de malum. En sevdiğim ve her söylendiğinde katıldığım “Gün Doğdu” marşının bir bölümünde söylediğimiz gibi “Üzerimden eksilmesin bayrağımın gölgesi” sözü taraftar için önemlidir.
İnsanların tepelerinde başka renkler bulunmasını istememelerini, buna itiraz etmelerini, edebileceklerini de düşünmek gerekir.
Düşünüyorum da, tavana reklamı alırken, siyah-beyaz çağrışım yapacak bir şeyler düşünülemez miydi? Diyelim ki sürekli siyahlar giyen Telekom’un eğlenceli yüzü Cem Yılmaz’ın ‘kara’lığından, ‘beyaz’lığından Beşiktaş tribününe özel bir şeyler bulamaz mıydı, yaratıcı reklam dünyası? En azından tribüne giden çocukların sükut-u hayale uğrayabilecekleri düşünülemez miydi?
Hafızası güçsüzdür ülkemizin. Geçen yılı, “Sezon biter bitmez kazmayı vuruyoruz, stadı yıkacağız” türünden ham hayallerle kapatanlar, hiç bir şeyi bilmiyorlarsa şampiyonluğun ardından her şeyin unutulacağını biliyordu elbette. Taraftarının Beşiktaş’ı algılama, onu yaşama biçimi üzerine ciddi anlamda neler düşündüğünü, hissettiğini kavrayamayanlardan tribüne gidecek çocukların olası kederlerini anlamaları da beklenemez doğal olarak.
“Ben yaptım oldu” anlayışı yerine bir parça kendinden olanı anlama gayreti her şeyin daha doğruya yakın biçimde hallolmasına yol açacakken, stadı bir Demirspor stadına çevirip sonra da “Biz ötekilere benzemeyiz” türünden tiratlar atmak, hem iyi olmuyor hem de artık kimse bu dile itibar etmiyor...