Arama

Popüler aramalar

Vasat olana rıza göstermek

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Taraftar futbolun ruhudur, anlamını verendir. Hele ki Beşiktaş gibi bir takımda bunu daha yakından hissedersiniz. Bu sezon yönetiminin anlaşılmaz kararlarıyla sürekli stat değiştiren Beşiktaş, çeşitli nedenlerle zaten oyununu geliştirme problemleri yaşıyor. Taraftarsızlık ise dünkü vasat oyunun tuzu biberi oldu. Şu açık, bu statta 30 binin üzerinde kalabalık toplayamazsanız tribün etkisi yaratamıyorsunuz.

Dün gece Beşiktaş ilk yarı boyunca yine ‘vasatı’ aşamazken Slaven Biliç’in her fırsatta 4. hakem Bülent Gökçü’ye yaptığı el kol hareketleri saha içinde çare üretemiyor oluşuna bağlanmalı kanımca. Sahadaki ekip bir şey yapamazken bunun tek sorumlusu hakemler gibi bir izlenim yaratmaya çalışmak, ‘sosyalizm retoriği’ne pek uymasa gerek!

Beşiktaşlıların gözlerinden biri, ‘mucize yaratması’ beklenen Jermain Jones’taydı. Sanırım Jones daha ilk maçta ‘futbolu bayat’ bir ülkeye geldiğini anlamıştır. O da zamanla daha iyi öğrenecek buradaki kuralı; “Oynama, oynatma! Her yerde rakibe direkt temas et!” Beri yandan bir başka şeyi daha anlayacaktır; bu ülkenin son dönem mitolojilerinden olan ‘dikine oynama’nın bu düzenler içinde o denli kolay olmadığını...
Atiba/Jones/Veli ile oluşturduğu üç kesicili orta sahadan Jones/Oğuzhan değişikliğiyle ‘bir yaratıcı’lı düzene dönen Biliç bu sayede oyuna bir nebze ritm kazandırdı. Onca yıldır Beşiktaş’ta oynayan/idman yapan dün gecenin ‘sağ bek’i Necip’in yapması gerekenleri Atiba’nın yapıyor olması sizce de tuhaf değil mi! Atiba’nın kenardan getirdiği toplar sayesinde Almeida maçtaki en kritik üç, dört pozisyondan ikisinin bizzat içinde yer aldı. Ne var ki, sakatlanıp çıkınca kendisine en ihtiyaç hissedilen oyunun son bölümünde takımını ‘hücumda başsız’ bırakmış oldu.

Maçın son bölümündeki tempoya aldanmayın, onun itici gücü akıl değil ‘can havli’dir. Ve son düdük çaldığında gerek statta gerek televizyon başındaki taraftarlar şu soruyu sorsa yanlış mı yapmış olur; “Biz bu maçı neden izledik?”