Yıldızlı pekiyi!
Haberin Devamı ›
İki takım da oyuna tek forvetli aynı sistemle başlayınca, orta saha pazar yeri kadar kalabalıklaştı. Yani bu bölgede bir itiş-kakış, top kayıpları, pas hataları sık sık izlendi. Zaten Fenerbahçe’nin Diego-Selçuk-Uygar üçlüsünden üretim beklemek zordu. Bu yüzden dağılamayan paslarla, Fenerbahçe bir numaralı silahı olan kanat akınlarını yapamadı. 4 stoperden oluşan defansta Serdar Kesimal rakibin kabaran iştahını kesmeye çabalıyor, orta sahayı bile geçemiyor, Kadlec ise bir-iki kez boşluk bulduğunda kaleye direkt gideceği yerde pas verecek adam arıyordu.
Mersin’in de tıkandığı, iki tehlikeli şutla rakibi yokladığı 30. dakikaya kadar özet buydu. 40’tan sonra gelen goller ise bireysel farklılıklardı. Diego o klas aşırtma için transfer edilmişti. Nihayet kendini hatırlattı. Ancak Mehmet Topuz’un pası da bir o kadar harikaydı. Sow’un kafası, zamanlama ve vuruş dersiydi. Yani devre düdüğü çaldığı zaman, gol hanesinde 2 yazan takım yıldızlarıyla parlamıştı.
Doğal olarak Fenerbahçe ikinci 45’te topla daha çok vakit geçirdi. Çünkü artık rahattı. İyice ağırlaşan mücadelede ev sahibinin golü, konuk takımın hücumu unutmasından geldi. Yani tehdit olmayınca Mersin, Fener kalesine daha rahat gitti. Bu da İsmail Kartal’ın tercihiydi.
Fenerbahçe’de herkes görevini yapmaya çalıştı. Ancak Sow, Diego, Mehmet Topuz, Selçuk, Webo ön plana çıktı. Bu yüzden 60. dakikada Diego’yu almak direkt (!) mesaj gibiydi. Çünkü Sow pazar günü düşünüldüğü için çıkarılmıştı. O ise hiç düşünülmediği için... Ama 90 dakika sonunda, Emenike konusundaki çıldırtan ısrarın yersiz olduğu, Webo-Sow ikilisinin daha verimli olduğu mesajı alınmış mıydı, bilinmiyor. Sanırız onun yanıtı da, pazar günü Galatasaray’a karşı çıkacak kadroda verilecek. Bizim tahminimiz; mesaj kutusu kapalı olacak!