‘’Kolay oldu‘’
90 dakika boyunca rakibine üstünlük sağlayan Trabzonspor formda oyuncusu Olcan Adın’ın olduğu kanadı işlevsel hale getirme konusunda sıkıntı yaşamadı. Genele baktığımızda da çoğu atakların bu kanattan geldiğini ayan beyan görebiliriz. Ona ayak uyduran Henrique, Özer ve Yusuf’un oyunu çeşitlendirme anlamında Olcan’dan eksik kalır yanı yoktu. Malouda’nın da olmayışı belki de ‘manidar’ olabilir. Onu takımın ‘el freni mealinde’ gösterenler haksız çıkmamış gibi görünüyor.
Sivasspor’un etkili pozisyonlarında Onur yine kalesinde geçit vermedi. Maç 3-0’ken Dünya Kupası’ndaki tek temsilcimiz Cüneyt Çakır, Burhan Eşer’in ilk yarıdaki penaltı pozisyonunu es geçti. Maç 3-1 olsaydı değişen bir şey yine olmayacaktı. Trabzonspor, maçın fazlasıyla hakimi ve hak edeniydi. Böylece bu galibiyet altı takımın üstüne çıkıp dördüncü sıraya yerleşmenin ne kadar değerli olduğunun bir kanıtıdır. Sivasspor’da ligi bitirmiş havası hakimdi. Fenerbahçe galibiyetinden sonra 5 haftadır kazanamayan ve iyi oynamayan bir ekip izledik. Bu da akıllara ‘maç mı seçiyorlar yoksa’yı getiriyor. Cicinho, Da Costa ve Kadir Bekmezci’nin olmaması da bu maçta takımı olumsuz etkilemişe benziyor.
‘’Sözün bittiği yer‘’
Trabzonspor maça Malouda'nın cezalı olması Zokora'nın da geç gelmesinden dolayı kadrodan çıkarılmasıyla aslında ciddi eksiklerle başladı.
Hami Mandıralı’yı tebrik etmek istiyorum. Sol bekte Mustafa Akbaş’a güvenip böylesine önemli bir maçta görev vermesi önemliydi. Maça bence istediği gibi de başladılar. Ta ki Trabzonspor taraftarı takımlarını desteklemek yerine Fenerbahçeli futbolcularla uğraşmaya başlayana kadar. Pozisyonlara gelirsek; Yusuf’un yakaladığı iki poziyon var. Caner’in polis eşliğinde kullandığı kornerler dikkat çekiciydi. Ardından Fenerbahçe’nin organize gelişen ataklarında Alper’in şık ortası ve Emenike’nin güzel vuruşu golü getirdi. Golle birlikte Trabzonsporlu taraftarların Fenerbahçe’yle uğraşmaya başladığı dakikalara gelindi. Daha maçın 3’te 1’i oynanmamışken Volkan’ın kalesine atılmayan cisim kalmamıştı. Açıkçası taraftarın bu tutumu Fenerbahçe takımına yaradı. Çünkü Trabzonspor istedği oyunu sahaya yansıtmaya çalıştığı anlarda kendi kendini vurdu bir anlamda. Hatta ve hatta Özer’in serbest atışı belki golü getirecekti, maçın rengi bir anda değişecekti belki. Fakat taraftar buna bile izin vermedi. Yazık... Olan Trabzonspor yöneticilerine ve futbolcularına oldu. Türk futbolu adına da istenmeyen görüntüler yaşandı.
‘’Tedbiri elden bırakmamalı‘’
Trabzonspor eğer tribünlerin de etkisiyle maça hızlı başlayıp, dört koldan hücum etmeye çalışırsa büyük sıkıntı yaşar. Çünkü savunması çok açık veriyor. Tedbirli, sakin oynayıp hızlı ataklarla gol aramaları şart
Trabzonspor için bu maçtaki belki de en büyük handikap, sahaya mutlak kazanmak zorunda olarak çıkmak. Futbolda bu durum zaman zaman futbolcuları olumlu etkilese de çoğu zaman baskıyı da artırıyor. Hami Mandıralı hücum futbolunu seven, tercih eden bir teknik adam. Ancak Fenerbahçe karşısında ofansif bir anlayışla sahaya çıkmak intihar olabilir. Çünkü Trabzonspor’un savunması çok açık veriyor. Eğer tribünlerin de etkisiyle önde basıp, hücum futbolu oynayıp dört koldan saldırmaya çalışırlarsa defansta büyük sıkıntı yaşarlar. Çünkü Fenerbahçe’nin bu açıkları değerlendirecek Emenike, Sow, Kuyt ve Alper gibi süratli ve tehlikeli oyuncuları var. Bu nedenle Trabzonspor tedbirli ve sakin oynayarak, birçok maçta iyi bir şekilde uyguladığı kontratak taktiğiyle rakibini vurmaya çalışmalı.
Forvet Henrique olmalı
Hami Mandıralı’nın oyuncu tercihleri de bu maçta çok kritik bir öneme sahip. Bana göre forvette Paulo Henrique oynamalı. Çünkü Brezilyalı golcü, savunmanın arkasına, beklerle stoperlerin arasına koşu yapabilecek özellikleri olan tek isim konumunda. Kenarlarda da hızlı ve enerjik yapıları olan Olcan ve Yusuf oynarsa etkili bir hücum hattı yaratılmış olur. Orta sahada ise Zokora ve Colman’ın yanında, kazanılan topları ileri taşıması için Florent Malouda’ya şans vermesi gerekiyor. Ancak form durumuna göre bu görev Özer Hurmacı’ya da devredilebilir.
Kilit oyuncular Olcan&Onur
Şunu açıkça söylemek gerekiyor. Fenerbahçe’nin kadro kalitesi, Trabzonspor’un daha üstünde. Bu nedenle böyle bir rakibe karşı dikkatli oynamak şart. Bu sezon Fenerbahçe’yi yenen takımlar hep savunmada sağlam durup, hızlı ataklarla gol attılar. Pazartesi akşamı Trabzonspor açısından maçın kilit adamları ise her zamanki gibi Onur Kıvrak ve Olcan Adın olacaktır.
‘’Emre'den ters köşe!‘’
21. dakikada Sow’un Ramazan’a yaptığı hareket net bir fauldu. Dolayısıyla Cüneyt Çakır golü iptal etti ve Ramazan oyuna devam edemedi. 39’da Egemen’in kafayla indirdiği topta Bekir’in volesi Ferhat’ta kaldı. 41’de Sow’un net bir fırsatı vardı, cömertçe harcadı. Kadın ve çocukların yoğun ilgi gösterdiği maçta ilk yarı Fenerbahçe’nin üstünlüğüyle geçti. İkinci devrede yine Fenerbahçe baskılıydı. Kuyt’ın 55’te direkten dönen topu vardı. Bir dakika sonra Kulusic penaltı yaptırdı.
Emre Ferhat’ı ters köşeye yatırıp 1-0 öne geçirdi. Salih’in oyuna girer girmez Alper’e attığı nefis ara pası ve genç oyuncunun da kendi gayretleriyle kazandığı ikinci penaltı. Maçın iyilerinden Emre’nin ikinci kez ağları sarsması... Dün gecenin öne çıkan anlarıydı.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; Volkan’ın oynadığı en rahat maçlardan biriydi. ‘Meireles’in neden oynatılmaması’, Alper’in ise bu takımın değişilmez isimlerinden biri olması gerektiğini bir kez daha anlamış
olduk özetle. Alper’in dikine driplingleri Fenerbahçe hücumlarında çok etkili. Yalnız uzun bir sakatlık döneminden sonra Sow ve Emenike’nin de hazır olmadıklarını gördük.
Emenike geçen hafta oynadı ama çok verimli değildi. Bu karşılaşmada da formsuzluğu söz konusuydu. Fenerbahçe Alper’in etkili futboluyla kritik bir maç daha kazandı. Genel anlamda maça bakacak olursak;
mücadeleyi hak eden ve daha fazla isteyen taraftı Kanaryalar.
Son haftalarda büyük düşüş yaşayan Başkent ekibinin ise kazanmak için hiçbir şey yapmadığını, savunma ağırlıklı futboluyla yenilgiye razı olduğunu söylemek gerek. Kadıköy’den puan almak için daha cesur oynamak gerek.
‘’O reaksiyon Trabzon'da yok‘’
Bu açıklara ilk yarıda Erkan Kaş ve Eneramo gerekeni yapıp içeri kat edebilseydi skor bambaşka olurdu. Ancak 32. dakikada öyle bir pozisyon vardı ki; hakemler Trabzon’un hızlı atağında, orta alanda Karabüklü oyuncuların yaptığı faulü ‘es’ geçip avantaja bıraksaydı, Emre Güral Waterman’la karşı karşıya kalabilirdi. Bu sene artan fakat genelde bilip de kimsenin önem vermediği avantaj kuralını hakemler artık iyi yorumlayıp, sezmeli. Bu sene birçok maçta bunlara şahit olduk. Olmaya de devam edeceğiz.
İkinci yarıya çok iyi başlayan Karabükspor, iki dakikada attığı iki golle 2-1 öne geçti. Sezon başından bu yana övgülerle söz edilen Onur Kıvrak kanımca iki golde de hatası vardı. Özellikle Karabükspor galibiyete çok yakın olmasına rağmen gelen beraberlik golünde de bu sefer diğer takımın kalecisinin hatası vardı. Ön direğe o kadar çıkmaması lazımdı. Altı pasın içinde maden yarattı.
Trabzonspor’un deplasman fobisi dünkü maçla bir kez da belgelenip kanıtlandı. Savunmadaki aksaklıklar her zamanki gibi devam ediyor. Elinde bu kadar dar bi’ defans rotasyonu varken devre arasında katkı yapılmaması hata. Geçen hafta da Zokora devşirerek bu mevkide oynatılması da başka bir fiyasko. Karabük’teki Erkan Kaş’ın performansı sahaya renk kattı diyebiliriz. Oyunun çoğu bölümünde yer alarak neler yapabileceğini gösterdi.
Trabzonspor bu sene Emre Güral’ı kazandı her şeyden önce. Genelde takımlar hoca değişikliğinden sonraki ilk maçta başka bir boyuta bürünür ve düşlenenden farklı oynar. Oyuncular olumlu yönde reaksiyon gösterirler ama bu Karadeniz ekibinde fazla işe yaramadı. Çünkü o reaksiyonu gösterecek oyuncu profili Trabzon’da yok.
‘’Trabzonspor maziyi arıyor‘’
Belki de daha da farklı skoru Onur engelledi. Her iki tarafın penaltılarının verilmemesini de düşünürsek, hakemlerin kötü maç yönettiğini söyleyebiliriz. Şunu net bir şekilde söyleyeyim... Sol beke ihtiyacı olan Trabzonspor’un ön liberoya Bourceanu’nun alınmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Orada zaten Zokora varken o bölgeye transfer yapılması kesinlikle yanlıştı. Aykut’un da sol bekte oynaması son derece yanlıştır. Zokora’nın stoperde başlaması özellikte 3. golde yaptığı basit hata Trabzonspor’u tamamen oyundan düşürdü. Mütevazi kadrosuyla Süper Lig’e renk katan Akhisar takımı yine çarpıcı bir sonuca imza attı ve böylece Bordo-Mavililer’i de puan cetvelinde geride bırkaktı. Sezon başındaki yazımda Niasse’den bahsettim ve gördüm ki 4 ay aradan sonra beni yanıltmadı. Ne kadar faydalı oynadığını dün de gördük. Böylece 5. sıraya yerleşen Akhisar, UEFA Avrupa Ligi’ne katılmak için böyle bir hedefe doğru yelken açtı. Sonucunda Akhisar Belediye maçı hakeden ve kazanan takım oldu. Hamza Hamzaoğlu ve takımını kutlamak gerekiyor. Çünkü Trabzonspor gibi bir takıma karşı deplasmanda galip gelmek son derece önemlidir.
‘’'Transfer yapılmalıydı'‘’
“Emenike ve Webo’nun yokluğunda sıkıntı yaşanacağı aşikar. Semih’in gidişi yanlıştı. Ya da yerli bir forvet takviyesi yapılmalıydı. Necati Ateş’in ara transferde geldiği Galatasaray’a kattıkları unutulmamalı”
“Sivas maçı öncesi Sarı-Lacivertliler’de gel de Stoch’u arama! Topuz’un dışında kenar oyuncusu yok. Tüm sıkıntılara rağmen 7 puan farkla önde olan Fenerbahçe, şampiyonluğun en güçlü adayıdır, şüphesiz”
Sakat olan Emenike ve Webo’nun yokluğunu Fenerbahçe nasıl hisseder?
Sıkıntı yaşayacağı aşikar. Beklenmedik sakatlıklar bunlar ama planlaması yapılmalı ve alternatif olmalı. Yerli bir golcü kadroda bulunmalıydı. Semih’in gidişinin yanlış olduğunu söylemeliyiz. Ya da başka bir yerli forvet ara transfer döneminde takviye edilebilirdi. Galatasaray, geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında Necati’yi kadrosuna kattı ve bu futbolcunun şampiyonlukta büyük katkısı olduğu unutulmamalı. Fenerbahçe de benzerini yapmalıydı. İkinci yarılar her zaman daha zorlu geçiyor. Sakatlıklar artıyor, kart cezalıları ortaya çıkıyor. Önlem alınmalıydı.
Eskişehir maçında eleştirilen Alves kulübeye çekilebilir mi?
‘Bekir mi, Alves mi?’ derseniz. Cevabım Portekizli’den yana olur. Bekir uzun zamandır oynamıyor. Böyle kritik bir dönemde Bekir’i 11’de oynatırsan yapacağı en ufak hatada eleştiriler artacak. Portekiz Milli Takımı’nın savunma oyuncusu dururken, Bekir’i oynatırsanız ilk kötü sonuçta hedefteki isim olursunuz. Sadece bu son mağlubiyeti Alves’e bağlamamak lazım. Ersun Yanal’ın, “Takım halinde kazanıyoruz, kaybettiğimizde de takım olarak kaybediyoruz” sözüne katılıyorum. Bir iki oyuncunun üzerine bağlamamak lazım. Şampiyonluğa giden kadroda Alves’i kesip Bekir’i koyamazsın.
Savunmada sıkıntı olduğunu düşünüyor musunuz?
Sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Mehmet Topal’ın özverisinden dolayı Egemen ve Alves bu zamana kadar rahat oynadı. Topal üçlüyordu o defansı. Caner ile Gökhan ofansif oynadığı için Topal’ın üst düzey performansı vardı. Son Konya ve Eskişehir maçlarında Topal’da düşüş vardı. Bunun nedeninin de bileğindeki sakatlığından olduğunu düşünüyorum. Rakip çok oyuncuyla geldiğinde Alves’le Egemen yalnız kalıyor. Gökhan ve Caner tam randımanlı gelmeyince sıkıntı yaşanıyor.
Sivas’ta kadro kurgusu nasıl olmalı?
Sow tabii ki Webo’nun yerine geçecek. Emre-Baroni-Topal göbekte olur. Caner sol öne geçerse, Hasan Ali ya da Kadlec sol bekte başlar. Mehmet Topuz’un dışında kenar oyuncusu yok. Gel de Stoch’u arama! Kuyt yine sağ önde kalır. Sivas karşısında da kaybedilecek puan ya da puanlar futbolcuları strese iter. Galatasaray, derbiye kadar Fenerbahçe’nin ensesinde iş kolay olmaz. Ancak şunu da söylemek gerekir. Fenerbahçe yaşanan o kadar olumsuzluğa rağmen şampiyonluğun en güçlü adayı. Başka bir kulüpte bu durum yaşansa neler olurdu! Fenerbahçe camiasının büyüklüğü bu kaotik ortamda bir kez daha ortaya çıktı.
‘’Kartal kenarları kullandı‘’
Beşiktaş’ın ise bu katı savunmayı Almedia’ya uzun toplar atarak aşmaya çalışması hataydı. Beşiktaş, ne zaman kenarları kullanmaya başladı, işte o dakikadan sonra işler yoluna girdi. Olcay’ın Gökhan Töre’yi kaçırmasından gelen Fernandes’in golü; ikinci yarı maçın daha keyifli, bol gollü geçeceğinin bir işaretiydi. İkinci devre Erciyes’in direkten dönen topu önemliydi. 1-0’lık skor avantajını elinde bulunduran Kartal, Erciyes’in risk aldığı dakikalarda Gökhan’la kontratağı çok iyi değerlendirdi. Ardından zaten Oğuzhan’ın bireysel becerisiyle attığı müthiş gol skoru 3-0’a taşıdı. Sonra da psikolojik olarak maçı rölantiye alan Beşiktaş’tı. Duran toptan gelen Erciyes golü biraz olsun ümitlendirdi konuk ekibi. İbricic’in oyuna girmesiyle Erciyes’in gol girişimleri ikinciyi de getirdi. Ama Beşiktaş mucizeye izin vermedi.