Arama

Popüler aramalar

Ahlaksız destek

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bir kaset hazırlayacağım. Kazakistan, Yunanistan, vs maçları olan. Diğer kasette de İsviçre, Macaristan, vs. Hangisinde nasıl futbol oynanmış, takım yerleşimi ve sistemi nasılmış hatırlansın diye. Şimdi oynanan futbolu beğenenler, ileriye dönük umutlu mesajlar veren medya üyeleri, niye o dönem takıma hep kan kusmuş hatırlayalım diye. Kolay rakip Ukrayna ile zor rakip Macaristan arasındaki farkı bize anlatsınlar diye. Mesela tek takımda uzun süreli başarı elde etmiş ve gittiği hiçbir yerde çizgi tutturamamış bir teknik direktörün, gittiği her takımı neredeyse en alttan alıp değer katan bir teknik direktörden daha iyi olduğunu düşündürten ne? Yani Yanal’ı ilk maçında baskı altına alırken Fatih Terim’e daha fazla saygı ve tölerans göstermenizin sebebi tamamen topun gücü adına mı? Mesela Yanal’a karşı tribünlerin kışkırtılması, gittiği her okulda panelde yuhalanması, aleyhine çarşaf çarşaf pankartlar açılması, Hollanda’daki Dünya Gençler Şampiyonası’na kadar bunun uzanmasına kimler ön ayak olmuş? Medya nasıl hedef göstermiş?Yanal’a ceza çektirildi. Ortasına düştüğü federasyonu ele geçirme savaşında kurban oldu. Ama bitmedi. Fenerbahçe ile hep isminin anılmasının, milli takıma fazla Fenerbahçeli almasının (ki hakeden isimlerdi) diyetini ödemeliydi. O da kaç kere? Vestel Manisa-Fenerbahçe maçını bu havaya soktular. Hakkındaki olumsuz dosyaları gündeme getireceğiz diye tehditler savurdular. Ama galip gelince hepsi sustu. O kesime göre rüştünü ispatlamış oldu! Ama özel hayatı, transferlerdeki iddialar, yani şimdi hiç konuşulmayanlar, onların istediği yoldan çıkarsa gündeme gelecek.O dönem sayısı az olan yarım yamalak, şartlı destek verenler, hayranı şimdi. Ona sempatiyle bakan ama “Hakan Şükür konusunda açık olmadın” diye yalnız bırakanlar şimdi onu futbol kahramanı yapıyor. Sorun başka. Milli takımda iken 90’ların ortasındaki tek kulüp yapısını, örgütlenmeyi bozan bir isim olarak gelmişti. Sistemi yönetenlere aykırıydı, izin verilmedi. Şimdi ise başka bir kesim onu kendi ideolojileri, kalıpları, klanı içine sokmaya çalışıyor. Anadolu’dan şampiyon çıkması en büyük hayalleri. Hayallerinin kahramanı da Yanal. Büyük takıma gitme, büyü bozulur diyorlar. Oysa Vestel Manisa, nefret ettikleri endüstriyel futbolun en güzel örneği. Bunları kin güdülsün diye yazmıyorum. Ersun Yanal için de yazmıyorum. Onun farkında olduğuna inanıyorum. Sadece şimdi etrafında pervane olanlara da fazla güvenmesin. Evet, sistemin içindekiler milli takımı harcamayı bile göze alacak kadar ileriye gidebiliyorlar. Milli takım ile kulüp takımındaki Yanal arasında ruh, duruş, ifade açısından fark vardı. Bu çelişkiyi yaşamış olması yaptığı en büyük hata. Zira karşısında da bu kadar çelişkili ve güvenilmez bir kitle var.