Arama

Popüler aramalar

Asimilasyon

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Vizyonumuz genişledi. Tüm kurumlar ve güncel spor hayatımız, Fenerbahçe-Aziz Yıldırım üstüne kurduruldu. Böylece Türk sporu gelişecek diye herkesi kandırmayı başardılar. Futbol kümesinden seçilen her cümlenin içine bir şekilde Fenerbahçe sızdırılıyor.O hafta sonu başka takımla oynayacak kulübün yöneticisi veya teknik direktörü basın toplantısında “Fenerbahçe” diyor. İyi veya kötü anlamda.Yönetenler ve oynayanlar debelendikleri binbir derdin nereden kaynaklandığını iyi biliyor. Taraftarları da. Ama İstanbul’dan Ankara’ya uzanan güzergahtaki ‘en üstteki’ kaymak tabaka örtbas ediyor. Zihinlerle oynuyor, beyin yıkıyor. Esas konuşulması, tartışılması ve çare üretilmesi gereken ve kendilerinin sebep olduğu sorunları örtbas ediyorlar. Birbirine kamera önünde laf söyleyip sofra başında yediği içtiği ayrı gitmeyen yöneticiler, bu havuzda yüzmenin getirdiği ağız sulandıran menfaatlere ilkelerini feda eden yazar-yorumcular ve tekel olmanın despotluğu içinde sınırlarını kaybeden medya olmasa, iş sadece taraftarlara kalsa bu ülkede şampiyon adayları değişirdi.Belki yerel kulüplerin siyasi güce boyun eğmek zorunda kaldığı sistemden kurtulurduk. Yani takımı yerine başkalarıyla uğraşan, 3. şahıs olarak cepheleşmelerde yer alan, beklentiler yükselmesin diye hedeflerine set çeken, bir şeyler almak için o kulübün birey oluşunu satan yöneticiler olmasa... Gücü ve yetkilerini muhalefet edenleri alaşağı etmek için zalimce kullanan dikta yönetimleri olmasa ... O dikta yönetimlere ligi istediği sırada bitirmek için boyun eğenler, ertesi sene ise kurban olanlar günü kurtarma basitliğinden vazgeçse...Kendi buhranını, başkalarının da kötü olmasını sağlayarak çözeceğine inananlar olmasa... Mesela Yıldırım Demirören gibi. Bu politikasıyla ayakta kaldığını zannediyor. Oysa o ve Beşiktaş başka dünyalara ait.Fenerbahçe kendi şeytanlarıyla uğraşırken şimdi bunun altından kalkmak zorunda. Değişmek ve gelişmek istemesinin bedelini ödemeye zorlanıyor. İşler kötü gittiğinde yolundan vazgeçerse, mantığını kaybederse (geçen sezon bittikten sonra olduğu gibi) ya da bu düzenle başetmeyi futbolcu ve teknik direktörün omzuna yıkarak başarısızlığa onları kurban ederse, zaten sistemin Fenerbahçe’ye yaptığı her şey mübahtır. Ama esas sorun diğer taraf. O kaymak tabaka, yani Türk sporseverinin fikrini temsil ettiğini zanneden taraf, bütünü yok ediyor. Zaten batakta olan Türk sporunu iyice derine gömüyor. (Tüm kritik maçların 90 dakikalarını banttan izlemek istiyoruz. Futbolseverleri federasyon ve Digitürk’e çağrı yapmaya davet ediyorum.)