Buz üstünde

Haberin Devamı ›
Bir sezonda 3 takım değiştiremez kuralını sadece bu sezonluk (o da 5 ay) bozup Kürşat’ın Trabzon’dan Ankaraspor’a geçişine imkan sağlayan Ulusoy federasyonu bir çare bulur. Olmadı ligin kalanını gelecek sezon başına erteleriz.Dönelim Sibirya soğuğu öncesine. Kar gümrüğe birkaç gün takıldı da en azından ilk hafta maçları oynandı. Dokunulmaz, yenilmez diye nam salan Chelsea ve Lyon evlerinde berabere kalırken Gençlerbirliği maçında kimi zaman Chelseavari havalara bürünüp, rakiplerin sinirini bozan Fenerbahçe vardı. Maç öncesi kadro anonsunda “Rüştü” denildiğinde, elinde ilk 11 kağıdı olmayan herkes şaşkın şaşkın birbirine baktı. Oysa hiç rahatsız edici değildi. Çoğunluğun yorumu ve isteği üzerine Schalke maçındaki hatası sonrası Volkan takımdan kesilseydi, kaybedilirdi. Şimdi ise sindire sindire bir mesaj var. Rüştü’nün sabrına, emeğine ve hazırlık dönemi performansına ödül var. Bir ödül de Appiah’a verildi. Daum onu bitime az süre kala kenara aldı ve alkışlattı. Yaptığı fedakarlığın farkında olan taraftarların şükranlarını sunmasını istedi. Yeni defansif orta saha Ümit’in ilk yarıda bu mevkide oynamayı unuttuğunu düşündük. Mahmurluğuyla göbekten verilen boşluklar stoperleri strese soktu. İkinci yarıda alıştı. Herkes Deniz’in solbekliği üzerine korku hikayeleri yazıyordu. Deniz, sonuçları mükemmel olmasa da ne zaman ileri çıkıp ne zaman geride kalması gerektiğinin ayarını iyi yaptı. Bizler için ve Nobre için bir imkansız yine gerçekleşti. Anelka ile ileride sağa ve sola yaklaşarak oynayan forvetken, ikinci yarıda safkan bir sağ açık oldu. Golcülük gururunu bastırıp, defansta kademeye girdi. Kendini aşmak için gösterdiği çaba omuzu düşen futbolculara mesajdı. Galiba Appiah’ın milli fedakarlığı herkese ayrı bir hava getirmiş. Yine de Tuncay ve Nobre’nin defansa olağanüstü yardımları olmasa bu maçta Fenerbahçe ciddi mide ağrıları geçirirdi. Tuncay’ın kademe başarısı, onun için bir kimliğe dönüşmeli. Hala yapabilir. Ancak bu şekilde komple ve üst seviye futbolcu olunabilir.Fenerbahçeli futbolcular bu sefer birbirine yakın oynamayı başardılar. Anelka kötüydü. Tam ayağına layık birebir çapraz vuruşlar buldu, cılız kaldı. Hala yeterince top alamıyor, ama kaybetmeyeceği topları kolayca verdi. Gerçi biraz daha damarına bassalar, itip kaksalar kendine gelirdi. Tek forvetlik ona göre değil. Sağdan soldan Önder icin “Nesta gibi” benzetmeleri yükseliyordu. Nesta’nın iyi, ama abartıldığını düşünen biri olarak güldüm. Önder resital sundu. İtalyanlar başta olmak üzere onu istemeyecek takım var mıdır? Yukarıda eksik kalan detaylara rağmen ne görüyorsunuz? Problemler olsa da farklı mevkilerde kullanılabilen bir yığın futbolcu. Bu nasıl oldu?Fenerbahçe’nin kadrosu dar. Yani herkese ihtiyacı var. Bir gün Hanefi, bir gün Kerim, bir gün Kemal, bir gün Olcan, bir gün Volkan ya da Rüştü... İçine kapanıp şikayet etmek, küsmek için pek vakitleri yok. Futbol hep yeni kapılar açar, ama süratle de kapatır.