Arama

Popüler aramalar

Devam

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Fenerbahçe grupta sadece iyi skorlar elde etmedi. Her maç standart peformans tutturup, hepsinde oyununu kabul ettirmeye çalışan, futbol oynamayı başaran belki de tek takimdi. 4. torbadan gelip 2. torba takımı gibi rol kaptı.
Futbolun böyle ayak oyunlari vardır. “CSKA belirleyici olur” demiştik. Anlaşılan bu rolde ısrarlılar. Şimdi Fenerbahçe, ligde ve Şampiyonlar Ligi’nnde kritik 3’lü kıskacın içinde.
Sınıf atlamak isteyen takım buna alışmak, bu stresle yaşamak ve altından kalkmayı bilmek zorunda. Zico’nun en güçlü tarafı asla puan ve diğer maçta ne olmuş, ne bitmiş hesabına girmemesi. İnce hesap kolaycılığına kaçmıyor. İnter gibi takımlara karşı bile kafasından hücumu silmeden savunma yapabilmek ideal
takıma yaklaşma felsefesidir. Carlos’un katkısı büyük. Ama takım geçen sezon bunu öğrenmişti. Bu açıdan saygı duyulacak doğru yoldalar.
Fenerbahçe, skoru kabullenmediğini göstermeye alıştırmıştı. Yedikleri ilk golde oyuncuların tepkileri, vücut hareketleri, bu maç o an bitti mesajı veriyordu. Belli ki “CSKA, PSV’ye yenilmez” inancı, sadece kamuoyu-taraftar değil, futbolcuların da kafasında herşeyin önüne geçmiş. Acı ama faydalı bir ders.
6 maçtır yenilmez olduğunu düşünen Fenerbahçe, ihtimallerden, yani PSV’nin 2 maçı alabileceği gerçeğinden kopmuştu (Zico hariç). İster istemez takım yaratılan bu ortamdan etkilendi. Muhtemelen bu mağlubiyeti, sadece 1.5 yıldır Avrupa kültürü oluşturduğunu unutan taraftarların kendine gelmesini sağlamıştır. Lige aklını veremeyen ve hâlâ öncesinde 2 maçı varken Galatasaray’a yoğunlaşan bakış açısından sıyrılmak için uyarıdır.
Zira herkes ihtimaller ve olmamış şeyler üzerinden yorum yaparken, ortadaki en büyük gerçeği kaçırıyor: Fenerbahçe sezon başı, kuralar sonrası ve hatta iki-üç maç bitiminde dahi hedefi olan UEFA’ya devam hakkını garantiledi. Ama ne medyanın ne de taraftarının ihtimal vermediği tur geçme şansını takım yarattı. Futbolcular ve teknik direktörleri daha fazlasını isteyerek vizyonunu yukarı çekti. Herşey yine onların elinde. Geçen sezon da UEFA’da karmaşık, zor gruba düşmüşlerdi. Eintracht Frankfurt maçında sezonu kapatma noktasındaydılar. Fenerbahçe şimdmiye kadar hiçbir şeyi şansla elde etmedi. Kazıyarak kendisine yer açtı. Oysa Avrupa Kupaları bir noktadan sonra ciddi anlamda şansa ihtiyaç olan arenadır. Şampiyonlar bile o yolda böyle bir ya da iki maç oynar. Mesela Liverpool bunu grupta Olympiakos karşısında yaşamıştı. Ama Fenerbahçe’nin takımın oyuna bakışında kaydettiği ilerlemeyi kadro yapısında da göstermesi gerek. Akılcı dönemler geçirseler de, 5 yıldır çözemedikleri santfor sorun, Appiah gibi meseleleri yük olmaktan çıkarmaları lazım. Semih’e bindirilen misyonun fazlalığını görmek lazım. Gruptaki rakiplerin kapasitesine bakıldığında dahi Fenerbahçe’nin yaptığı inanılmaz.