Hava ve suyumuz kirli

Haberin Devamı ›
Kıtalararası finalinde Sao Paulo, Sacchi ile başlayıp Capello ile devam eden, savunma ve disiplin kralı korkunç Milan'a karşıydı. Sao Paolo atıyor, Milan cevap veriyordu. 85. dakikada Muller son noktayı koyana kadar. Tek maçta Güney Amerika, Avrupa'nın defansif ve sertlik anlamında tarihinde olabilecek en iyi ekibine üstünlük kuruyordu. 5 maç yapsalar ne olurdu? 4'ünü Milan mı kazanırdı? Cevabını kimse veremez. Liverpool-Sao Paulo, Barcelona-Internacional'e veremeyeceği gibi. Son finalde Barça, Avrupa'daki eziciliğini kuramadı. İstediği kadar yıldızsız, ortalama Brezilyalılar olsun, hatalı pas yapsalar da hızlı oynamaya çalışan, çabuk toptan vazgeçmeyen takıma karşı Barça da şaşırdı. Ronaldinho'nun normal üstü hırsı yetmedi. Karşısında kendisi gibi düşünen ve onun gibilere karşı oynamaya alışmış 11 adam bulunca olmadı. O tutulamaz Barça forvetleri bıktırıcı bir kademe ile karşılaştı. Ve genelde Trabzonspor'un kiraladığı Eller o noktadaydı. Bordo-Mavililer'de ne yapacağını bilmiyormuş gibi duran, dokunsanız yere yıkılacak hissi veren Eller'in aylardır Internacional'in en sağlam adamı oluşuna gözlerimiz şahit. Uyum veya bir futbolcuyu oynatabilme, Güney Amerikalılar'dan verim alabilme sorunu Türkiye'ye özgü değil. Defans oyuncularının işi daha da zor. Etraflarındakilerle görev paylaşımını, disiplinli ve kontrollü olmayı öğrenmeliler. Bu, normalden uzun bekleme dönemi gerektirir. Etrafındakilerin de daha doğru seçilmesini! 93'teki Cafu ile 2000'lerdeki Cafu arasındaki fark önemlidir. Ya da Independiente'de hayranlık uyandıran, ama hamle ve kontrol problemi olan Milito'nun Zaragoza'da 3 sene içinde geldiği nokta.Türkiye'de sorunun boyutu çok daha büyük ve teknik ötesi. Bu kadar kötü yönetilen kulüpler ve futbol organizasyonu varken, milliyeti ne olursa olsun futbolcunun kalıcı olması, bekleneni vermesi kolay değil. Teknik direktör değişiklikleri neredeyse bahis oynatılacak seviyesiz bir noktaya taşındı. Yabancı oyuncular hangi taktiğe, oyun anlayışına uyum sağlayacak? Onu getirenle ne kadar çalışma fırsatları oluyor? Şu Trabzonspor istikrarsızlığında kadrodaki her isim aslında bir Eller değil mi? Fenerbahçe'de Deivid'in problemi de benzer. Tek başına golcü olarak yük bindiremeyeceğiniz bir adam. Tıpkı Anelka gibi. Fenerbahçe için ona göre veya onunla oynamak tercihleri kolay değil.Eller vakasında da yaşadık. Esas biz yorumcularda davranış bozukluğu var. Futbolcuyu sırf bu ülke içindeki kısa dönem performansına bakarak küçümseyenlerde... Lugano farklı özelliklere sahip. Eller gibi bir sonu olacağı düşünülürken Sao Paulo günlerine döndü. Oysa o ara dönemde Fenerbahçe ondan vazgeçseydi bunun cevabını asla öğrenemeyecektik.