Herkesin derdi başka

Haberin Devamı ›
2 hafta önceki Malatyaspor-Galatasaray maçının seyri ilginçti. Galatasaray ilk yarıda, en hakim olduğu maçlardan birini çıkardı. Hücumu iki kanada da genişleterek oturttular. Genç Aydın’ın sol taraftaki sade ve verimli taşıyıcılığı onlara alternatif plan imkanı verdi. Volkan, Hasan Şaş ile her topun adamıydı. Ama 2. yarı terse döndü. Daha doğrusu 60. dakikadan sonra. Yüklenemediler, hakim olamadılar, güven kaybettiler. Malatyaspor da işi kanada yayarak bitirebileceğini farketti. Galatasaray’ın 2. yarıda bu pasifliği yaşayacağı tahmin edilmez bir durum muydu? Değil. Fenerbahçe’nin aksine daha çok yedeği olan bir kadroları var; ama performansına uzun süreli güvenemeyeceğiniz bir yığın isimle dolu. Hepsi de orta saha. Volkan, Hasan Şaş, Ayhan, İlic, Heinz... Hatta Ayhan. Saidou’yu dışarda tutmalıyız. Üç beş maç üst düzey oynayıp, sonra kaybolabilecek isimler. Altan’ın da derdi buydu. İstikrar. Bırakın Saidou’yu, Song’suz dönemi bu kadar az hasarla geçmeleri şaşırtıcı. Zira Song varken etrafındaki herkes “iyi” ünvanını kapabiliyor. Ama o olmadığında, zaten orta saha desteği alamayan beklerin savunma yetersizliği ortaya çıkıyor. Ya da bir takım için en kritik şey olan stoperlerin uyumunu Song’suz herhangi bir formülde yakalayamıyorlar. Song orta alanda Saidou’ya kalan derin boşluğu kapatmaya katkı sağlayabiliyor. Ancak kanatları bolca kullanan rakipler delebiliyor. Song’u göbekten ayırıp kanat kademesine zorlamak, tüm defansı bozmak demek. Ya da atağı çapraz paslarla açmak... Bunu yapabilen az sayıda takım, daha doğrusu az sayıda orta saha oyuncusu var.Defans ve orta daha bloğu böyle çetrefilli tablo içinde. Ama son noktada en bitirici ve süprizlerle dolu Türk golcüler de onlarda. Bunu şimdiye kadar çok iyi değerlendirdiler. Taktik hata yapan rakiplerine bedeli ağır ödetiyorlar. Mesela Gaziantepspor onları yarı sahasında karşılayıp yenmeye çalıştı, çizgiye yakın savunma ile kademesiz dikildi. Galatasaray’ın bol orta saha paslı, sete yerleşmiş planlı hücumlarının olmayışı onların gelişimi için soru işareti. Futbol, defansif orta sahaların başrolü kaptığı bir süreç yaşıyor. Galatasaray’ın bu bölgeyi oyununa ve planlarına yeterli miktarda katamaması uzun vadede etkisini gösterecek bir zaafiyet. Yıllardır Hakan Şükür merkezli uzun topla, gerektiğinde şişirerek ve karambol yaratma temelli oyun felsefesini öyle veya böyle kimlik haline dönüştürdüler. Bu hala birçok takıma karşı işe yarıyor. Ama eskiyor.Beşiktaş için ise ne söylesek yanılırız. Beklerde ilk 11 için dahi garanti adamı olmayan ve tek pozisyonda oynayabilen bir yığın stoperle dolu sezon başlangıcı kadrosu bir yılda toparlanamaz. Kupada İnegölspor’a mağlup olmaları bizim ölçülerimizde facia olabilir. Ama Tigana için rastlanabilir ve normal bir olay. Futbolu olduğu gibi kabul edenler için de öyle. Sezonu idare etme dönemindeler. Her skoru alabilirler. Tigana’nın iyi işler yapabileceğine inanmak yanlış değil. Ama teknik direktörlerine güven ve ileriye dönük plan yapma cesareti vermeyen, futbolcuyu teknik adamın üstüne çıkaran yönetim ortamında onun da pek şansı yok.Fenerbahçe ve Trabzonspor da diğer yazıya...