Arama

Popüler aramalar

Normal süreç

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Fenerbahçeliler ve Fenerbahçe’yi yönetenlerin kurtulamadıkları infial psikolojisi, ezberci futbol yorumculuğunun aldatmalarıyla birleştiğinde ortaya sürekli hatalar yapan bir kulüp çıkarıyor. Dişlerini sıksalar da içlerindeki bu dürtüye karşı hep bir noktada mağlup oluyorlar.
Zico da o noktalardan birisiydi. Aziz Yıldırım’ın canlı yayında söylediği “Bu takım yürüyerek şampiyon olurdu” sözleri, aslında Fenerbahçeliler’in ve yorumcuların çoğunun fikri. Belki de hepsinin! Ve o çoğunluk da Aziz Yıldırım’ın yerinde olsa Zico’yu gönderirdi. Pardon, onlara kalsa Zico geldikten 3 ay sonra gitmişti.
Aziz Yıldırım, Mustafa Denizli’nin 2. sezonunda yaptığı hatanın altındaki fikirlerden uzaklaştığı için Fenerbahçe sürekli yükseldiği 5 sezon yaşadı. Tarihini değiştirdi.
Durum net: Zico’yu göndererek oldukça gereksiz riskli bir karar alındı. Bu risk devam edecek. Hem Avrupa Kupaları’nda hem ligde. Fenerbahçe taraftarı da Zico’ya karşı takındığı kıymetbilmezlikle kendi üstüne düşen kısmını görmeli ki, Aragones’e hakettiği saygıyı göstersin.
Elbette tribünler, sokaktaki insanlar ne derse desin iş Fenerbahçe yönetiminde biter. Aragones ve takıma istediklerini yapma fırsatı verecek zamanı sağlamalılar. Daum ve Zico’nun ilk yıllarındaki gibi. Taraftar karakterlerini bastırıp soğukkanlı oldukları sürece yaşanan hiçbir kriz veya düşüş kalıcı etkiler bırakmaz. Geleceği tehlikeye atmaz. Bu, tüm kulüpler için geçerlidir.
Takımın Gaziantepspor yenilgisi ve performansının Aurelio’nun gidişiyle ilgisi yok. Fenerbahçe bu kadar temelsiz değil. Ama yönetim oturmuş düzeni bozma riskini göze alıyorsa, transferde daha doğru hareket etmeliydi. Teknik direktöre bu kaybı aratmayacak çareler üretmesini sağlayacak şekilde. Mağlubiyet bazı şeyler için zorlayıcı olabilir. Aragones’i getiriyorsanız ve takımda yeni dönem diyorsanız transfer ve kadro oluşumunda isteklerine cevap verilmeli.
Teknik yorumlara gelince. Çift forvet, çift ön libero, temelde haklı yönler içerebilir. Ama hepsi bir ya da iki futbolcu etrafında dönüyor. Fazla kalıpçı. İstenilen kurgu ile çıkılınca da bu sefer takımın başka bölgelerinde aksamalar meydana geliyor. Onlar ilk fikirlerinden bir anda çark edebiliyorlar ama teknik direktör öngörüyle plan yapmak zorunda. Üstelik Fenerbahçe bu yorumlara göre sahaya çıksa Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale ulaşamaz, Chelsea maçında da Deivid ve Selçuk’la oynamaz, geriye yatıp korkak bir takım olarak futbola ihanet ederdi.