Pür dikkat

Haberin Devamı ›
Dünyanın en iyisi Buffon’un, Zlatan’dan Avrupa Şampiyonası’nda yediği gibi. Maç sonu onu tebrik etmişti. Serkan’ın ise Alex’e sorabileceği tek şey olabilir: Senin gibi bu kadar minik bir Brezilyalı’nın ayağı hareketli topu nasıl böyle gönderebilir? Alex’in hatırlatması gereken ise çok şey var. Cruzeiro’daki o durum kabullenmeyen, takımına bağırıp çağıran ve ayakta tutan adamın asi halini özlemiş olması lazım. Ankaragücü maçındaki o vuruşu yapan adamı yani.Alex’in her pozisyonun kıyısından kalbinden tuttuğu maç, Fenerbahçe’nin klasik Ankara kabusuna rağmen fazla rölanti geçti. Ankaragücü fiziken zorlayamadı, sert olamadı. Orta saha ve defansta Zengue ve Coridon varken bile sorun yaşıyorlardı. Ya onlarsız? Baliç’in hala güzel ortalar yapabilmesini, Fenerbahçe’nin bu tip toplarda pozisyon hatalarını değerlendirebilecek fikir yoktu. 2 maçtır Servet’in gelişiyle dengesini bulan Fenerbahçe defansındaki bir değişiklik, tüm bünyeyi etkilemişti. Deniz’i nereye koysanız oynar, o disiplini olan bir futbolcu. Ama defansa girdiğinde işlerin pek tatlı olmadığı da belli. Ankaragücü’ne karşı sorun yaşamadılar, bakalım bu maçla mı sınırlı kalacak.Önder’in bu yeniliklerle keyiflendiği belli. Sürekli kendisini ileriye doğru atıp, heyecanla ataklara kalkıyor. Bakmayın siz anlamsız şişirmelerine ve uzun toplarına. Aslında pas becerisi iyidir, henüz açılmadı. Tabi Daum’un Appiah’ı sağdan kurtarma çabaları sonuç vermedi. Bekin önünü bir yığın denemeye rağmen dolduramadılar. Sol kanadın tüm trafiğine rağmen sağ taraf ıssız. En iyi atak desteğini Ümit Özat ve Aurelio yapabilmişti. O durumda yerleri nasıl dolacak? Çözdüğünüzü sandıkça iyice karmaşıklaşan bir düğüm.Lakin yine Fenerbahçe golü yiyene kadar kendini geri çekiyor. O arada net pozisyonlar buluyor, ama işte haftalardır atamıyorlar, koparamıyorlar. Ve rakip, bir şekilde dengeyi sağlayacak golü yaratıyor. Bu riskli kafa durumunu kim değiştirebilir? Veya nasıl değişir? Daum’un o, medyanın kendisini beğenmediği günlerine dönme sinyalleri en olumlu şey. Daha fazla ismi de kullanmaya başladı. Mesela Serkan’ın kenarda kaldıktan sonraki ders almış futbolcu haliyle gelişi, onun takımdan kesilmesinin niye bu kadar geç olduğu sorusunu doğuruyor. Bildiğimiz Daum o zamanı iyi kestirirdi, anlayamadığımız Daum bunda geç kalmıştı. Galatasaray kupa rövanşında da bu “uyanışlar” veya “uyumalar” belirleyici olacak. Tabi bir de hala duran-yan top, şişirme-hava topu gibi öldürücü saldırılarda yaptıkları hatalar. Ya “yere düşüren oyun dışı” oynayıp, 3 kafada gol attıkları pozisyona ne demeli? Orta sahadan yine ve yalnızca Appiah’ın ceza alanına sızması ya da diğerleri geriye koşmadığı zaman defansa çektirilen acılar (bakınız Luciano’nun 3-1 önde iken sarı kart görmek zorunda kalışı) kaçıncı ibretlik an olacak?