Sus, sıra sana gelsin

Haberin Devamı ›
Hafta sonu, İngıltere Futbol Federasyonu Başkanı’nın ismini hatırlayamadım. Resmi sitelerinin açılış sayfasında iz yoktu. Uğraşınca buldum. Tepede Galler Prensi, Başkan Geoffrey Thompson. En fazla haber gelen ligin idarecileri ketum. Ortada görünmüyorlar. Ama vatanperver ekipleriyle ligdeki hainlere karşı mücadele içindeler. Başta yabancı sermaye ürünü Chelsea ile. İlk 11’inde fazla yabancı oyuncu oynatan takıma bu kadar tölerans fazla! Para babası (en çok borcu olan) Chelsea’ye dur demeliler. Chelsea penaltı, içerde-dışarda derken akıllları geçen hafta Manchester aleyhine verilmeyen penaltıda... Ya da Everton kalecisinin yediği gollerde. Şampiyon oldukları geçen sezon da herkes onlara kızardı oysa!Almanya Ligi’ndeki vatan hainleri ise Bayern Munih tekeline izin verdi. Her sezon ligin en dikkat çeken ismine imza attıran, Şampiyonlar Ligi’ne katıla katıla semiren ve cebi dolan Bayern... Beckenbauer’in elini federasyonun her yerine attığı tek takım düzeni. Geriye kalan çeşitli 17 takım omuz omuza verse 2000’de son hafta iddiası kalmamış Unterhaching, Leverkusen’i yenmezdi. 2001’de Hamburg uzatmada Bayern’den gol yiyip Schalke’yi engellemezdi. Tek tek durdular, şimdi yine tek tek dur demeye çalışıyorlar. Değer miydi bunun için uğraşmaya, beklemeye? Kısa yol ittifak varken? Federasyon tarafı hava kaçırsa da.İspanya’daki hainler de az değil. 1994’de son hafta rahat Valencia, Deportivo’nun işini kolaylaştırsa uzatmalarda kaçacak penaltıya mahkum bırakmasa, 2003’te Sociedad’ın önü açılsa despot iki büyükten birine karşı tüm İspanya zafer kazanacaktı. Deportivo, Valencia’ya ihtiyaç duymadan tarihinin ilk şampiyonluğuna ulaşmak için 7 yıl bekledi. İspanya, Almanya ve İngiltere’de biraz aklı selim, vatanperver, ülke futbolu için çoluğu çocuğunu ihmal eden fedakar federasyonlar olsaydı tarih değişirdi. Fenerbahçe yönetimi lobiciliği, kaypakça politika yapmayı beceremeyip mücadelesini açık açık, fevri ve duygularına kapılarak yapacaksa hiç konuşmasaydı tarih değişirdi. Beşiktaşlılar’ın şampiyonluğun çalındığını söyledikleri sezonun mimarı federasyon başkanına (bir sezon önce 100. yıllarındaki başkan) kulüplerinin niye tekrar tekrar oy verdiğini, seçtirdiğini, sağ kolu olduğunu sorgulamadığı gibi onlar da düşünmeseler tarih değişirdi. Omurgayı yumuşatsınlar diğerleri gibi: Bir sene çalınan bala sevinsinler, ertesi sene kaşık kırılsın. Bir sene kümede bırakılsın, 2 sene sonra düşsün. Diyarlarındaki develeri yürütmedikçe, köprülerdeki dayılarını bilip hürmet göstermedikçe konuşmasınlar. Türkiye Ligi’ndeki yerleri her sezon belliyken şampiyonluk diye diye gerilime girip yanlışa düşeceklerse ilelebet sussunlar.