Arama

Popüler aramalar

Tilki Meclisi

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Kafalar karışık belli. Yunanistan maçı futbol yorumcularının iddialarıyla çelişti, doğrularıyla uyuşmadı. Üstelik inanılmaz bir skor çıktı ortaya. Kulüp takımı olsa, güç savaşına girdikleri bir teknik direktör olsa bu maçı istisna diye gösterecek manevraları rahatça yaparlardı. Ama işin ucunda galibiyetin Yunanistan’a karşı alınmış olması var, daha da önemlisi Fatih Terim var. Eskisi kadar “dokunulmaz” değil, ama ona Ersun Yanal, Şenol Güneş, Zico, Tigana, Gerets, Daum’a yaptıklarını yapamazlar (şimdilik). Kendilerini inkar etmeden teknik olarak açıklasalar sadece eleştirmeleri gerekir ki istemezler. Bu yüzden maç yorumlarının çoğu “cesaret, yürek, koçum, aslanım” kelimelerinden ibaretti.Arsızca yüklenebilecekleri biri olsa “2004’teki Avrupa Şampiyonu Yunanistan yok artık. Yenilenemediler, tekdüze kaldılar. Futbolcularımız yetenek olarak onlarla kıyaslanmaz bile. Tamam topa hakimdik, ama o iki kritik pozisyonda bomboş kaleye atamadılar. Arkasından hemen golü attık, kopardık. Şanslıydık” derlerdi. “Özel anlamı olan maçlarda performanslar çok şaşırtıcı ve farklı olabilir. Aldatmasın” derlerdi. “Ümit Karan dururken niye Hakan Şükür” derlerdi. “Mevkisinin en istikrarlı ve tecrübeli ismi Ümit Özat’ı niye almadığını açıkla, milli takımın kaderiyle oynamaya hakkın var mı” derlerdi (Yanal’dan antrenmanlılar oysa). “Deplasmanda ortaya yardım etmeyen 2 forvetle nasıl başlarsın? Top saklayamayan güçsüz Hakan, Tümer gibi savunma yapmayan oyun kurucuyla? Bu yüzden orta alan Aurelio’nun omuzuna yıkıldı. Modern futbol 3 koşmayan adamı kabul etmez.” derlerdi. O orta sahanın yüzde 75’ini oluşturan Fenerbahçe’ye dedikleri gibi: “Tümer-Alex olmaz. Sadece Appiah veya Aurelio yetmez. Koşmayan Alex ile olmaz. Avrupa’da ağzınızın payını verirler”. “Çağdışı Fenerbahçe, aptal Zico” laflarını milli takım ve Fatih Terim için de kullanabilir misiniz? Birinin aptallığı diğerinin cesareti işte!Bu maça kadar milli takımın futbolunu beğenen pek yoktu. Kadro tercihleri yerin dibine batırılıyordu. Tabi yazılara yansımıyordu ama öyleydi. Şimdi “yeni dönem, gençleşen takım, devrim”. Tek maç bunu nasıl söyletebilir? Kara, nasıl birdenbire ak olabilir? Karman çorman kafalar, kafalarda dolaşan tilkiler, eğilip bükülen fikirler... Sonuç: tutarsızlık ve iyiye gidişe katkıda bulunamamak. Sonuç: insanları harcamak... Yorumcular kulüp takımlarına da bu kadar ılımlı bakabilseler, umudu yansıtsalar mutlu oluruz. Kaypak ortam yüzünden eleştiremiyoruz, övemiyoruz, düzeltemiyoruz. Futbolu değil tilkileri konuşurken muhataplar niye ciddiye alsın ki?