Arama

Popüler aramalar

Yaşa bağlı kas kaybına 'Dur' deyin

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Sarkopeni yaş ilerledikçe kas kitlesi ve gücünde azalma anlamına geliyor. Sarkopeni gelişim hızı, yaşlanma kalitesinde de bir ölçümü sayılıyor. Daha az sarkopeni daha kaliteli bir yaşlanmaya işaret ediyor. Bazı uzmanlar, kas kaybının 50 yaşına kalmadan, 30’lu yaşlarda başladığına inanıyor. Yaş ilerledikçe kas kaybı riski artsa da önemli olan sarkopeninin önlenebilir olması. Egzersiz ve beslenme anahtar kelimeler. Hem beslenmeye dikkat ederek, hem de aktif kalarak sarkopeni oluşmasını önlemek ve ilerleyen yaşlarda da güçlü kaslara sahip olmak mümkün.

Proteinsiz olmaz

Her öğünde bir miktar protein tüketmeye özen göstermek çok önemli. Protein, vücut tarafından kas yapıcı uyarı sinyali olarak algılanıyor. Vücut ağırlığına orantılı bir protein miktarı sağlanırsa vücut kas yapımını başlatıyor. Örneğin 50 kiloysanız öğün başına 15 g kadar protein yeterli olurken, 100 kiloysanız 25 g kadar protein almanız gerekiyor.

Tablo
Vücut Ağırlığı 50kg 70kg 100kg
Protein / Öğün 15g 20g 25g 20 g

Yüksek kalite protein içeren gıdalar:
■ Avuç içi büyüklüğünde (90- 100 g kırmızı et, tavuk, balık)
■ 4 dilim peynir (100 g beyaz peynir, lor peyniri gibi)
■ 3 adet yumurta
■ 2 bardak tam yağlı günlük süt

Protein içeriği yüksek gıdalarla beslenip üzerine bir de ağırlık egzersizi eklerseniz kas kaybını en aza indirmiş olursunuz. Bu arada beslenirken ruhunuzu unutmayın. ‘Müzik ruhun gıdasıdır’ cümlesinde olduğu gibi, müziğin yanı sıra ruhu beslenmenin şüphesiz bin bir yolu var. Ruhunuzu neyin beslediğini ancak çeşitli aktiviteleri deneyerek, size neyin en iyi geldiğini fark ederek bulabilirsiniz. Yürüyüş gibi bir fiziksel aktivitenin ruhunuzu besleyen aktivitelerden biri olabileceğini unutmayın. Hem vücudunuza iyi gelecek hem de ruhunuzu besleyecek bir doğa yürüyüşü ile bir taşla iki kuş vurabilirsiniz. Sanatla uğraşmak, gelişim kitapları okumak, meditasyon yapmak hep ruhu besleyen örnekler.

Aromaterapi ile rahatlayın

Çiçekler, meyveler, kozalaklar, bazı tohumlar, kısaca aromatik kokusu olan her şey aromaterapinin bir parçası olabilir. Bu tip bitkisel aromatik öz yağların kokularını masaj, buğu, kompres veya hamamda kullanmak aromaterapi olarak adlandırılıyor. Kökeni 5 bin yıl öncesine dayanıyor. Rahatlatıcı, huzur verici, ruhumuzu besleyen yöntemlerden biri olarak kabul ediliyor. Aromatik yağlar: * Nane yağı: Daha huzurlu hissettiriyor, sindirim ve solunuma iyi geliyor.
* Lavanta yağı: Pozitif düşünceyi teşvik ediyor, zihnin daha uyanık olmasına yardımcı oluyor.
* Portakal yağı: Ferahlatıp gevşetiyor.
* Biberiye yağı: Enerji veriyor.

UYARI: Bazı aromatik yağların çok güçlü etkileri olabiliyor. Doğru kullanılmazlarsa tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. Aromaterapiyi uzmanına danışarak kullanmanızı öneririm. Bol sporlu sağlıklı günler dilerim.