Arama

Popüler aramalar

‘’Efeler Ligi‘’

Ne diyorsun oğlum sen,
Sen asıl ne diyorsun…
Hoca başlayacağım bu işe,
Bak top dışardan çevrildi (tükürükler ağızdan çıkarcasına) hocaaaaaa.
Bu parmak senin gözüne girsin Qui,
Bu dirsekte suratına o zaman Joseph.
Tolgay defol lan buradan kıl adam,
Alper asıl sen defol burası bizim ev…
Yedek kulübeleri daha az duyulduğu için…
Sesler şöyle…
Bipppp ben senin biiipppp…
Asıl ben sizin biiiipppppp.
Soyunma odası koridorları boks ringi,
Bilgehan Demir-Orhan Ayhan ikilisi bu ringde yaşananları seslendirse,
Mike Tayson bile daha centilmen olarak yansır.
Ve bunun adı futbol.
Maç sonu açıklamalar hakeme.
Bir Teknik Adamda çıkıp bizim oyuncular iyi niyetli değildi demiyor.
Bu her taraftar kanadında kendini haklı bulma çabası…
Çok az kişi iyi niyetli olmayan bir bakış açısı var diyor.
Futbolun iki çınarının oyuncuları Lefterlere, Baba Hakkılara ve en önemlisi bu işin geleceğini arayan gençlere örnek oluyor.
Nasıl mı?
Ben senin biiiiiiippppp.
İle…
Ve bu futbol ha…
Efelenenler buluşması,
Volkan Efe,
Queresma Efe,
Alper Efe,
O kadar çok ki efe.
Hadi canım,
Ben bu oyuna emek koyanlar adına üzgünüm.
Gerçek futbolu ortaya koymak isteyen oyuncular adına.
Ve en önemlisi futbol aşkı ile beslenen zihinler adına.
Ben oyunu lekeleyen her isimden utanıyorum.
Lakin zaman geçiyor ve onlar utanmıyor.
Nereye kadar.

02 Mart 2018, Cuma 13:18
YAZININ DEVAMI

‘’Değişimin değişimi, hadi gari!‘’

Ege’de maç için toplanmış kalabalık.
Sobanın çıtır çıtır sesi arasında kalabalığın dinginliği,
Televizyonun yankılanan maç anonsu.
Kahve kalabalık arkalarda bir amcanın sesi,
“Kadroyu sayıver lan gari…”
Tam o sırada ekranda kadro…
Kahkalar.
Kalede Fabri, Savunma….

Amca kadronun ardından haykırır,
“Denişik len bu kadro gari,”
“Hani Pipe,Talişka, Oğuzhan nirede…”
“Cezalı amca” dedi birileri, “Oğuzhan’da hastalanmış” diye ekledi diğeri.
Bunlar anlatırken Fernandao’nun golü geldi.
Tüm kahvenin yarısı gol diye inledi, yarısı şutun tekrarı gösterilirken susan yarısı haykırdı.
“Len buban Osman dahi görüdü bunu Cüniyt offsıyt len bu…”
“Görürdü vallahi” dedi arkalardan davudi bir ses.
Sonra her yorumcudan aynı ses.
Tarık Ongun sınıfta kaldı fatura Cüneyt Çakır’a.
Oldu mu şimdi?

Fenerbahçe 1-0’ı buldu İsmail’i kaybetti.
“Aha” dedi aralarından biri.
“Kurguda denişik olacak hinci”
İlk yarı biterken kurguda yaşanan…
Sorunlar Isla’nın sakatlanan İsmail’in yerini alışı Şener’in sağ beke kayışı planları bozdu.
Çöktü sanki orta saha.
Fenerbahçe idare etti.
Devre arası gürültü.
Köşede bir amca sessiz.

Sokulduk yanına;
“Bu maçı gari alır Beşitaş hemi de 3-1”
Nasıl yani der gibi baktık?
“Vida denen çocuk yakışıklı ama ağır, Tolgay ve Atiba çok oyuna girmiy gari, tarlayı ekmeyen traktör gibi Queresma benzini var ama tohum gelmiyor ona”
Ne yapılmalı diyecek oldum…
“Traktöre tohumu verdin mi ovayı ekecek gari, tohum toptur topta ortada yeşerir. Onun için savunmadan akılcı gelmeldir. Eflatım”
Şaşkınlıkla amcamı dinlerken, ikinci yarı.
Sadece Beşiktaş var.

Tosic-Medel ikilisi sonrasında Babel’in forvet arkası montesi.
Orta alanda Atiba Tolgay’ın Medel ile hamle yeteneğini artırmaları.
Bir Medel Dünyaya yeter tavır.
Gollerin suskun ismi Wagner ile gelmeyeceğini anlayan Şenol Hoca’nın Negredo hamlesi.
Savunmanın Negredo’yu tutma gayreti açılan sağ kanat.
Sol bek İsla’nın yokları oynaması.

Quaresma’nın mükemmel performansı.
Negredo’nun harika pasları alan boşaltması.
Medel’in oyun içindeki mükemmel dinamizmi.
Şenol hocanın kenarda Herbert Von Karajan orkestrasını yönetir gibi takımı yönetmesi.
Taraftarın hamlesel bütünlüğe mükemmel katkısı.
Üçüncü golde topu kimseye bırakmayarak sıfırdan gol atma açlığındaki bir 34’lük yıldız.
Beşiktaş bu yarış bitmez dedi.
Kahveli dağılırken amca bana baktı.
“Bu 7 nımara var ya…”
“Bizim Traktör gibi ezdi geçti.”
Vallahi doğrusun amca der gibi baktım, ekledi.
Şimdi lige yeni şampiyonluk tohumları ektik gari, indi onlar düşünsün.

26 Şubat 2018, Pazartesi 13:00
YAZININ DEVAMI

‘’Tartıyorum...‘’

Beşiktaş, yenilgi... Beş golün her birini onlarca kez seyretmiştir Beşiktaşlı. Bu yenilgi zafere giden yolda katalizör olmalı. Fenerbahçe karşısında kendini iyi tanımalı Beşiktaş. Çünkü Bayern maçında o kadar yabancı kaldı ki takım iç benliğine. Sahada gezinen bir Talisca, varlığının anlamını yitirdiğini fark etmeyen Atiba. Gol atmak işi, kaçırmak değil öğrenmesi gereken bir Vagner. Ve çıkarken kafamı niye sallıyorum diye düşünmesi gereken Caner. Değişiklikler için bu kadar beklenmeli miydi, Medel ileri kaydırılıp Babel yerine Tosic oyuna alınıp Pepe yanına montelenmez miydi? Bu soruyu düşünmesi gereken başarı abidesi Güneş. Lakin sonsuz kredi futbolda yoktur.

Yüzde 51 Beşiktaş

Fenerbahçe? Üst üste yaşanan zaferler. Kadıköy’den gelirken 9 maçtır derbi kaybetmiyoruzu zihninden geçiren oyuncu, 3 yıldır yenilgiyi derbilerde rafa kaldıran bir takım. Lakin; Bazen takımların oyuncuları rakibi küçümseyebilir. Fenerbahçe 5 gollük yenilgi yaşayan rakibini küçümserse sorun yaşar. O “tatlı korku” dediğimiz, küçümsemeyi kenara iten ve bizi kendimize getiren yapıyı algılamalı. Yarın mı? Çok dengeli olan. Tartıyorum denge terazisinde. Yüzde 51 Beşiktaş.

25 Şubat 2018, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Cies nedir?‘’

Cies nedir?
Ne bu?
Futbol gözlem evi.
Harika istatistikler değerlendirmeler ve yorumlar var.
Tam adresi cise.com
Gezinirim bazen onun sayfalarında.
İşte birkaç ayrıntı.
Sahada yer alan on birler dikkate alındığında Avrupa futbolu içinde en yaşlı ülke kim?
Türkiye 28.73 yaş ortalamamız var.
Katar öncesi son durak mıyız diye soranlara yanıt.
Bizden sonra en yaşlı ülke Kıbrıs, sonrasında Rusya ve Yunanistan takipte.
Sahada yer alan on birlere göre kıta Avrupa’sında kısa boylu oyunculara sahibiz.
Ama bunların yanında en önemli istatistik;
Kendi geliştirdiği oyuncuyu kullanma.
15-21 yaş arası oyunculardan yetiştirip kullanma oranında;
Son sıradayız.
53 ülke içinde 3.2 oran ile en dipteyiz.
Oyuncu yetiştirmiyor, kullanmıyor ve en önemlisi yatırım yapmıyoruz.
O yüzden tarihte yalnızca 2 dünya kupasında, 4 Avrupa şampiyonasında uluslararası bazda yer aldık.
Biri 1930’dan beri, 4 yılda bir diğeri 1960’dan beri aynı sürelerde ve toplamda 6 organizasyonda varız.
Peki neden?
İstatistikler her şeyi göstermiyor olabilir,
Lakin fikir veriyorlar.
Farklı ülkelerden gelip oynayanlar oranında Kıbrıs ardından 2. Sıradayız.
Özet ile yüzde 75 oran ile futbolcu çöplüğü olmuşuz.
Menajerler en çok bu ülkede sayıca artarken,
Futbol dünyası açlığını tabansal yatırımlar yerine,
İlkel ve kısa vadeli çözümler ile dışarıya yönelik hamleler ile yapıyor.
Gün kurtulurken gelecek yıkılıyor.
Bu işte kulüp başkanları kazanıyor ama kısa vadede, popülerlik ve ekran önü hastalığı ile gelen oyuncudan daha çok onları görüyoruz.
Teknik adamlar oyunculara adeta konserve ediliyor. Geçmişin yıldızları tırnakları ile bir yerlere gelmiş teknik adamları ezebiliyor.
Basın olarak bizler isimleri havada uçuşturuyoruz. Transfer piyasamızda Messi bile gündemde. Ronaldo…
Gelir mi abi? Ya gelirse.
Basın, ticaret, bankacılık sektöründen kopanlar menajerlik peşinde. Bu işin gerçek emekçileri şaşkın.
Bebeler 20 yaşına kadar ter döküyor, okulu kenara bırakıp futbol düşleri ile yatıp kalkıyor, ama soyadları ve uyruklarından kaybedip tozlu futbol sayfalarında yok oluyor.
Beş kuruş etmeyen yıldızlar dünya starı diye kakalanırken,
Elimizde yer alan üç beş özel isim gömülmeye çalışılıyor.
Popülerlik bilimin önünde,
Para ahlakı ezmiş,
Futbol ekonomisi ile öne çıkmış,
Seyir yerlerde,
Umut kaf dağının ardında,
Spor dünyası sadece futbola odaklı,
Oyundan zerre anlamayanlar yönet sellik çabasında.
Ve biz çığlıklar ile bağırıyoruz.
Bize inanmıyorsanız bari istatistiklere bakın.
Futbolumuz ölüyor.
Çocuklarımız yakında takım bulamayacak.
Ya çözün, ya çözün…

23 Şubat 2018, Cuma 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’12'den vurmak için 12 madde...‘’

Dünyanın en iyi 3-4 kulübünden biri,
Almanya liginde şampiyonluğu neredeyse garantiledi,
Şampiyonlar liginde gruplarda aralarında PSG'de olan takımlara 3 attı.
Saat gibi işliyor, mekanik futbol oynuyorlar.
Taraftarlarının desteği süper.
Alianz Arena dedikleri balon şeklinde statları çok farklı ambiyans yaratıyor.
Ve kadrosunda her biri dünya yıldızı Hummels, Jerome Boateng, David Alaba, Ribery, Robben, James Rodriguez, Arturo Vidal, Lewandowski, Thomas Müller gibi yıldızlar var.

Ama karşısında da tarihin en iyi şampiyonlar ligi performansı ile Beşiktaş var,
7 kez geldikleri şampiyonlar liginde yenilgi almayan Beşiktaş,
Puan, gol ve galibiyet rekoru kıran Beşiktaş,
Babel gibi, Queresma gibi, Pepe gibi, Talisca gibi, Atiba gibi Avrupa'yı sallayan yabancı yıldızlar,
Caner, Oğuzhan, Gökhan gibi Almanlara karşı her kademede oynamış isimler var.
1997-98 de iki maçı 2-0 kaybeden Beşiktaş aynı Beşiktaş değil.
Ondan bir yıl sonra kupada final oynayan ve M.United'a son 2 dakikada kaybeden B.Münih de aynı Münih değil.
Zaferleri “O AN” yaptıkların belirler,

Beşiktaş için şimdi rakibin zaferlerini, stadını, yıldızlarını anlama ama akılcı olma zamanı.

1-Savunma güvenliği ana unsur olacak bir anlayış,

2-En az gol ile gelinecek 2. Maç düşü, bu yüzden gol yemeye hazırlanmış bir zihin ama karşılığını vereceğine olan inanç,

3-180 dakika olarak maçı görme gerekliliği,

4-Queresma ve Babel’in oyuna küsmeden ve basit oynayarak hedefi bulma gayreti,

5-Tempo kaybı yaşamadan, her anı hissederek oyunda kalarak kurgulama gerekliliği,

6-Savunmada Pepe ve Medel uyumuna eşlik edecek Fabri bakışı,

7-Gökhan ve Caner ya da Adriano çıkışlarında hızlı geri dönüş.

8-Bekler çıkarken alan kaybını önleyici kontra top kesici kapanışlar

9-Gol ve hatta goller yesek de İstanbul’u var bu işin anlayışı ile gol atma hamleleri

10-Negredo ve Babel’den bol şut denemeleri

11-Maçın tüm anahtarına sahip Orta alanların en az 12 km koşması

12-Yüzde 80 isabetli pas oranı yakalama çabası ile temiz ve ayağa garanti oyun.

Tüm bunları yaptıktan sonra atacağın bir golü iyi düşün.
Bir gol tur demek,
Umut demek,
Yarın demek.
Ben mucizelere hep inandım, zaman almasını da sorun etmedim.
O zaman. Haydi Beşiktaş gururlanalım.

19 Şubat 2018, Pazartesi 19:16
YAZININ DEVAMI

‘’Diriliş‘’

Düştü ligde, Konya’da berabere kaldı.
Son 5 haftada kaybedilen 2 deplasman.
Çünkü akıllar kapıya gelen bu maçtaydı.
Ve şimdi haykırış, diriliş ve tarihin sayfalarına kartalın amblemini resmetme zamanı…
Olur mu be? Beşiktaş B.Münih’i eler mi?
Her yüz kimlikten 90’ı bu soru ile zihinlerin virajını dönüyor.
Tabi bende. O zaman ustaya soralım mı?

Alman dilinin hâkimi,
Yabancı kitaplarda özellikle çocuklar için yazdığı yıldızlar ile dikkat çeken isim,
Spor basının en önemli yüzlerinden,
Spiker arkadaşım Uğur Önver karşımda;
“Beşiktaş ne yapmalı, B.Münih önünde”
Yanıt onun dudaklarında, Alman ekolü ile beslenmiş zihninde…
“Aşırı ama çok aşırı dikkatli olmalı, cesaret sökmez orada. Her maçta rakibine 3 atan bir takım var. Şampiyonlar liginde evinde müthişler.”
Tek yorum ondan,
Diğerleri çekimser ve duygusal.

Uğur yanıma geldi Almanca aslında ana dili olduğu için internet sayfalarında sörf yapmış
Anlattı destan gibi;
“B.Münih kemik kadroya sahip. Oyuncular bu takımda onar onar gitmez”
Nasıl?
“2 oyuncu gider sezon başı 3 gelir en fazla”
Eeeee…

“Sistem bellidir. Savunmacıda gol arar, gol arayanda savunmada top çıkarır”
Bak dedi ekledi,
“Orta alan çok güçlü kanatlar ile hareket eder ve hızlı isimler vardır, Alman futbolunda 1. Bölge ve 2. Bölge yoktur. Topun olduğu yer bölgedir. Kanat oyuncusu içeri girer. Golcü savunmada top çıkarır. Bu yüzden makine gibi işlerler. Bak puan durumuna.Adamlar şampiyon oldu bile”
İnternet editörümüz Sercan Tezcan söze girdi;
“Wolfsburg maçında yedek ağırlıklı kadro nasıl iş yaptı”
Uğur ekledi;
“Yedek ne ki rotasyona bak sen. Ve az önce internet sitelerinde Lewandowski açıklamalarına. Adam final düşümüz kupa arzumuz diyor”
Beşiktaş’ın hiç şansı yok mu?

Klasik yorum zor maç olacak, Beşiktaş kazansın.
Ama nasıl?

1-Konsantre olmalı
2-Kontrollü savunma
3-Talisca ve Oğuzhan en az 12 km verimli koşmalı
4-Geldi mi atacaksın. Negredo ve Love’un kaçırma hakkı yok
5-Q7 bedeni, ruhu ve zihni ile her karışı taramalı.
6-Fabri gününde olmalı, Pepe ve Vida uyumu kaybolmamalı.
7-Futbolun şans perisi bizden olmalı.
Haydi o zaman umutlarımız ve dualarımız ile haykıralım.
Beşiktaşım tarihi sen yaz. Tam zamanı DİRİLİŞ gerek bize.

19 Şubat 2018, Pazartesi 10:40
YAZININ DEVAMI

‘’Antalya'nın dirilişi‘’

Kayserispor ile Antalyaspor’un her kademede oynadıkları son 3 maçta kazanan hep Sarı- Kırmızılı takım olmuştu. Lakin değişim yaşayan ve ikinci yarıya başlarken 12 farklı isim ile yola çıkan Antalyaspor puan açlığındaydı. Bu bağlamda düşme hattının dışını düşleyen ev sahibi ekip için hayatı bir maçtı. Oyunun tamamı gösterdi ki geçmişin takımlar arasındaki uçurumu, budönemde yok. Düşmede ve zirvede yer alan takımlar kora kor maç oynuyor. Antalyaspor 90 dakikada 2-1 önde ve 7 kişi ile geliyor; özgüvene ve arzuya bakar mısınız...

Nazım, Salah gibi...

Maçların kaderini orta alanlar çiziyor. İlk yarı karşılıklı pozisyonlar vardı. Atila ilk 10 dakikaya damga vurdu. Ev sahibi önde basmanın ödülünü Deniz Kadah ile buldu. Badji hata yaptı ama çizgi kalecisi tanımına uygun Lung, hamle yeteneğinde de iyi olduğunu kanıtladı. Takımlar gol için ikinci yarıyı bekledi. Son haftaların formda ismi Emre Güral bu sezon ki 4. golünü, kaleciden dönen topu 60. dakikada ağlar ile buluşturarak atarken; Nazım pozisyonu yaratan isimdi. 23 yaşındaki Almanya kökenli Nazım, gelecek sezonlarda üç büyüklerin iştahını kabartacaktır. Liverpool’a Roma’dan gelen Salah gibi bir stil.

Senegal esintisi...

Konuk ekip için sahneye çıkan ise son 10 dakikaya girerken bu sezon tüm maçlarda oynayan ve 12. golüne imza atan Umut Bulut’tu. Skor 1-1 olurken sessizliğin sesi stadı kapladı. Ama bitime 2 dakika kala maçın en yaratıcı ismi Doukara, Senegal esintisi ile attığı golle günü galibiyet ile süslerken Antalya’ya hayat öpücü verdi.

18 Şubat 2018, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Türkiye'de hiçbir kulüp satılamaz mı?‘’

Satıyorum,
Satıyorsun,
Satıyor…
Sattık…
OL-MAZ!
Dernek statüsü içinde olan kulüp yapıları asla yabancı ortak alamaz.
Kulüplerin Spor Aş tarafı var o ne olacak?
Borsada işlem gören taraf…
Spor AŞ kulübün tamamına sahip olmadığı için yatırımcılar çekinik kalıyor.
Bu durumda eğer kulüp AŞ değilse Türkiye’ye yabancı yatırımcı gelmiyor.
Göztepe – Başakşehir – İstanbulspor ve birkaç kulüp AŞ oldukları için transferde bu hamleleri yaparken,
140 kulübün olduğu ülkemiz spora yatırım yapacak isimlere statü gereği kapıları kapatıyor.
Kapılar kapalı olunca açıklama gelmeyince dedikodu tavan yapıyor.
O kulüp, bu kulüp satılıyor.
Sokakta beni gören dost soruyor..
“Abi Galatasaray’ı Çin’e satıyorlarmış”
Başkan Cengiz açıklama yapıyor,
Lakin nafile!
Bir arkadaşım bu açıklamaları ona hatırlattığımda;
“Bırak baba ateş olmayan yerden duman çıkar mı” diyor.
O yüzden;
Al sana ateş, al sana duman…
Hikaye nedir?
Anlatalım….
Türkiye’nin en önemli Scout isimlerinden ve aynı zamanda Wyscout dünya uzmanı Tarkan Batgün ile Göztepe ve Bursaspor’un eski sportif direktörlerinden Barış Güçlü David Han Lee’nin İstanbul’a gelmesine vesile olur.
Kim bu isim?.
David Han Lee Milan takımının sahibi, Çin’de futbol takımları var.
Bu üç isim İstanbul’u gezerken, Cenk Ergün ile kontak kurulur ve Galatasaray’a ziyaret yapılır.
Ve Lig maçı öncesi locada Han Lee ile Mustafa Cengiz buluşur.
Lee Galatasaray başkanını hem İtalya, hem de Çin’e davet eder, sohbet edilir.
Dostluk başlar.
İlerisi için iyi bir kapı açılır.
Hepsi bu kadar.
Duman da bu ateş de…

16 Şubat 2018, Cuma 14:29
YAZININ DEVAMI