Arama

Popüler aramalar

Ve Perde

Abone OlGoogle News

Yine iyisiyle kötüsüyle bir sezonu geride bıraktık. Geçen seneye kıyasla, hakem yumruklandığını düşünürsek, sadece benzer bir hadisenin yaşanmaması bile olumlu tarafa yazabileceğimiz bir şey! Neyse…

Haberin Devamı

Bu sezona dönüp geriye baktığımızda 5. yıldızı, Osimhen’i, Mourinho’nun başarısızlık karşısında kendisi hariç herkesi ve her şeyi suçlamasını, Beşiktaş’ın Bilbao’yu, Lyon’u, Fenerbahçe’yi, Galatasaray’ı yendiğini ama Adana Demirspor’a, 9 kişi kalan Konya’ya yenildiğini, transfer tahtası kapalı olan (belki de bu yüzden) Samsunspor’un 3.’lüğünü, Başakşehir’in istikrarlı bir şekilde Avrupa katılımını sürdürmesini, beklenmedik şekilde düşen Sivasspor’u hatırlayacağız. Umarım başarısızlıkların algılarla, manipülasyonlarla üstünün örtülemeyeceğini bu yola başvuran her kulüp, her hoca ve her topçu artık anlamıştır. Bunu bir kulüp ya da kişi özelinde söylemiyorum. Çimler uzundu diyen veya stadın atmosferi kötüydü diyen Okan Hoca’yı, sayamayacağımız kadar fazla bahane üreten Mourinho’yu, Rafa Silva’nın burada engellendiğini, Avrupa’da tutulamadığını söyleyen Hasan Arat’ı… Hiç kimseyi ayırmadan bunu söylüyorum, çünkü ülkemizde maalesef bu en ufak bir başarısızlıkta en kolay başvurulan yol. Siyasette, iletişimde, reklamda ya da soyut her alanda algılarla bir yere kadar ilerleyebilirsiniz. Performansa bağlı durumlarda ise, söylediğiniz her şeyi önce sahada desteklemek zorundasınız. Bundan sonraki sezon için de Avrupa oynayacak, yine şampiyonluğa oynayacak, ligde sıralama için mücadele edecek herhangi bir camia, hoca, oyuncu umarım algı yaratmaya veya bahane bulmaya çalışmaz.

Haberin Devamı

Son haftanın dikkat çekenleri…

Görünce gözlerime inanamadım, sosyal medyada yapay zeka ile yapılan bir görsel diye bir saniye düşündüm (bu arada kafayı yapay zeka ile bozduğum için olabilir). Dzeko ve Tadic’e yapılan veda… Olacak iş değil… Ne Fenerbahçe’ye, ne ülkemizin kültürüne hiç yakışmadı. Küme düşen Bodrumspor’un Celutska’ya, Başakşehir’in Piatek başta olmak üzere ayrılan oyuncularına ve Galatasaray’ın Muslera ve Mertens’e vedasına baktığımızda Fenerbahçe’nin son 7 yılının özeti gibi bir tablo desek yanlış olmaz. Geçtiğimiz hafta da Fenerbahçe’nin özeti dediğimiz tablolardan bahsetmiştik. Sahi ne kadar arttı bunların sayısı…Artık her şeye ve herkese bir dur deme zamanı ve taraftarın tekrar kulüp kültürünü ayağa kaldırması şu an enflasyonun düşmesinden daha öncelikli olmalıdır Fenerbahçe taraftarı için… Aksi takdirde gidişat hiç iyi değil…

Basit, güzel bir telafi…Galatasaray yönetimi Yenikapı cesareti ve üzerine yaşanan rezaletten sonra taraftarlarının gönlünü kısmen de olsa şahane bir drone şovu, statta futbolcular odaklı bir kutlama ile aldı diyebiliriz. Bence yetmez, mutlaka oraya katılan taraftarlara belki rastgele bir maç bileti hediyesi, ürün, futbolcularla tanışma gibi fırsatlar sunulması gerekiyor bir tane de olsa bu gerekiyor. Sayı çok, 700 küsür bin kişi, 2-3 seneye yayarak tüm süreç tamamlanır. Yapılmayacak tahminen ama iletişim açısından ve usulen olması gerekeni yine de yazmış olalım. Bir kısa not da Galatasaray taraftarına… Kibir ve inat, bir kişinin kendini önce mükemmel görmesini sonra da sonunu oluşturur demiş Tolstoy. Galatasaray taraftarında ve bence yönetiminde kibir ibareleri gözlemliyorum. Efe Akman’ın ıslıklanması, İlkay’ın ismini çıktığında hemen herkesin scout kesilmesi ve eleştirmeye başlaması, Icardi’nin pabucunun hemen dama atılması, artık şampiyonluklara alıştık havası….Bunların hepsi bumerang gibi döner dolaşır camiayı bulur. Başarıda her şey çok güzeldir, herkes çok mutludur. Başarısız zamanlar geldiğinde dağılmadan durabilmektir esas meziyet. Okan Buruk geldiğinden bu yana dar zaman aralıklarında kriz yaşadı Galatasaray, hiç şampiyonluk yarışından kopmadı mesela… Yarın bir gün bu gerçekleştiğinde taraftarda cadı avına başlamamalı. Her sene şampiyon olunamayabilir iyi mücadele etmek ve elinden geleni yapmak da yeterlidir. Bunu önümüzdeki sene için Galatasaray taraftarına ara ara hatırlatmak gerekiyor diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Osimhen konusuna da kısa bir değinmek isterim. Konu sürüncemede kaldığı sürece iki tarafa da zarar vermeye başlayabilir. Şu an hassas bir terazide ilerliyor süreç, çok ehemmiyetli olmak lazım. Osimhen giderse, ki yüksek ihtimal gidecek, bir gün geri dönebilecekmiş gibi gitmeli.

Biraz mola…

Sezon bitti, temmuz ortasına kadar maçlar yok, büyük turnuva yok. Transferler hareketlenir, topbaşılar başlar o zaman tekrar biz de görüşürüz. Temmuz başı gibi tekrar huzurlu, keyifli günlerde kavuşmak dileğiyle. Sağlıcakla kalın.