Arama

Popüler aramalar

Bizden söylemesi

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin takım iskeleti üzerinde uzun süredir bu kadar oynaması, adeta her hafta adam değişikliği illeti yaşaması Sarı-Lacivertli ekibin bu sezondaki en görünür ağır hastalığı.

Emre ve Ziegler’in gidişleri kimsenin anlamadığı bir muamma. Gelişleri de hem sevindirci, hem de şaşırtıcı durumdu doğrusu... Salih’in geçen haftaların başarılı bir orta saha pasörü olarak gözlere battığı biliniyor. Dünkü oyunda Aykut hocanın taktiği Baroni’den yana olabilir. Ancak maç boyunca, Baroni’nin varlığı ile yokluğu fark edilmedi. Neden? Çünkü bir futbolcu devamlı forma giydiği zaman hem morali yükselir, hem de verimlilik çıtası sürekli artar. Bu durum Baroni, Salih, Semih ve takımdaki her futbolcu adına değişilmez bir unsurdur.

İşte Sar-Lacevirtli ekibin her hafta değişen verimlilik çizelgesi ve dünkü acı yenilgi sonrası ortaya çıkan ‘vahim durum’ bu nedenle çok önemlidir... Haa, Aykut Kocaman bu gerçekleri bilmiyor mu? Biliyor tabii. Keza sakatlık gibi zorunlu haller dışında sanırız ki kadroyu belirleme konusunda da, sayın hocamız fazlaca özgür değildir... Öyle ya Alex’i, Ziegler’i, Emre’yi yalnızca hocanın kararları ile göndermediklerine göre, futbolcu alımındaki önemli kararlarda da yalnız onun sözü geçmiyor.

Dün gecenin galibi Sivasspor’a gelirsek. Rıza Çalımbay’ın klasik oyun anlayışı çok işe yaradı Saracoğlu’nda... Yani toplu defans, orta sahadaki sıkı pres, ani kontrataklarda gol şansını kovalama taktiği, üç puanı getirdi Sivas’a. Ayrıca büyüklerin dışındaki Anadolu takımları arada sırada böyle keyif alma şansını başka nerede bulabilir ki. Ellerindeki dar bütçelerle, Sivas’ın dünkü geceden 3 puan çıkarması Rıza Çalımbay’ın bir başarı öyküsüdür bize göre.

Fenerbahçe’nin kadro yapısında, orta alanın zayıf kalıp, yaratıcılıktan çok uzaklara düştüğü bir 90 dakika yaşanmaktaydı Kadıköy’de. Meireles’in ve Kuyt’ın ‘dostlar alışverişte görsün’ mesajından ileri gidemeyen futbol fukaralığı ile Sarı-Lacivertli kadronun tribünlerde hayal kırıklığı yarattığı ortadadır. Emre’nin Atletico’da uzun haftalar eşofman içinde oturduğunu cümle alem biliyor. Dün gece eski takımına dönmenin ve kaptanlık bandına kavuşmasının keyfiyle! oynadığını kim söyleyebilir ki. Uzun lafa gerek yok sevgili Fenerbahçeliler. Bu kadro oyun plansızlığı ve düşünsel derbederliği içinde sıkışıp kaldıkça, bu takımın zirve yarışında söz sahibi olması hayaldir... BİZDEN SÖYLEMESİ.