‘’Kafa karıştıran KAP bildirimi!‘’
Son dönemlerde ilk kez ‘tam isabet’ yapılan ara transferdeki önemli başarısıyla kendine gelen ve camiayı yeniden heyecanlandıran, Rizespor galibiyetiyle de bir yıl ara verdiği Avrupa umudunu artıran Trabzonspor’daki yükseliş, saha dışındaki gelişmeler ile ters orantılı gidiyor belli ki.
Örneğin, Bordo-Mavili kulübün borcundaki artış durdurulamıyor. 700 milyon gibi bir miktardan söz ediliyor. Düşürülmesi için kısa vadede en büyük umut Şenol Güneş Kompleksi’nin isim hakkını satma planı olsa da bu plan şimdilik tutmadı, sonunda mecburen Başkan’ın CEO’su olduğu kendi şirketi, yani ‘Medical Park’, yeni stadın isim sponsoru yapıldı. Bu karar canlı yayınlarla da duyuruldu ama resmiyete geçemedi, zira stat-kompleks Trabzonspor’un değildi. Birer maçlık kiralama yapılan stattaki canlı yayın, reklam, kantin vs. bütün haklar-gelirler, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na aitti. İsim hakkının resmiyet kazanması, o hakkın teminat gösterilerek yeni krediler kullanılması gibi işlemler, maç başı kiralama bedeli ekonomik olarak çok uygun olduğu halde tesislerin devrini doğal olarak zorunlu kılıyor. Bu konuya yoğunlaşan Trabzonspor Yönetimi, kompleksin 11 yıllığına kiralandığını KAP’a duyurdu. Yıllardan beri siyasi arenada ve kulüp başkanlık seçimlerinde adayların en büyük propaganda malzemesi olan Akyazı Şenol Güneş Kompleksi’nin kiralanma işleminin tamamlandığı haberi, bütün dikkatleri buraya çekti. Ama kiralama bedelinin astronomik olması kafaları karıştırdı.
KAP aracılığıyla yapılan bilgilendirmeye göre yıllık ortalama 11 milyon TL kira bedeli... Artı, ayda ortalama 1 milyon lirayı aşan giderlerle birlikte kompleksin Bordo-Mavili kulübe maliyeti yıllık 25 milyon lirayı bulacak. -Avni Aker’in yıllık kiralama bedeli ise 600 bin TL dolayında idi, bu miktara bir de KDV ekleyin. “Yaklaşık 10 yıl herkes bundan kendine pay çıkardı, oy kazandı.” “Devlet Trabzonspor’a büyük bir tesis kazandırıyor” diye propagandalar yapıldı... “Trabzonspor’un buradan kârı ne?” diye soruldu. Küçük bir ayrıntı birçok soruyu gündeme getirdi. Şimdi konuşulan konu şu: KAP’a yapılan açıklamadan herkes, bu yıllık 11 milyon liranın Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ödeneceğini düşündü. Ama ya gerçek? Gerçek ayrıntılarda gizliydi...
KAP’a açıklama, Trabzonspor Sportif Yatırım ve Futbol İşletmeciliği Ticaret A.Ş. tarafından yapıldı ve şu ifadelere yer verildi: “Trabzonspor Futbol A.Ş.’den Ağustos 2017 tarihinden itibaren başlamak üzere 15 yıl süreyle alt kira yoluyla kiralanmasına...” Açıklamada, kiralama işlemi için ‘hakim ortağımız’ diye belirtilen Trabzonspor Futbol A.Ş. ile karşılıklı bir protokol yapıldığı da belirtiliyor. Gençlik Hizmetleri ve Spor Genel Müdürlüğü ortada yok. Yani anlaşılan; Bordo-Mavili taraftarın kafası en azından yıllık 11 milyon liralık kira bedeli konusunda rahat olsun. Trabzonspor bu rakamı devlete, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ödemeyecek. Hakim ortağına ödeyecek! Bu nasıl bir alışveriştir? Gerçek kiralama ne zaman yapılacak? Bir açıklaması vardır elbet! Ticari sır değilse...
‘’Avrupa aşkına...‘’
Bir gün önce oynanan maçların önemini katladığı Çaykur Rizespor-Trabzonspor karşılaşmasının skoru, iki takımın da bundan sonra çizeceği yol haritasının belirlenmesinde büyük rol oynayacaktı. Zira, iki komşu ekibin Trabzonspor lehine ezici üstünlüğü bulunan futbol rekabetini geçtik, Fenerbahçe ve Antalyaspor’un kazanması Bordo-Mavililer’in Avrupa hesapları, Kayserispor’un kaybetmesi de tehlike hattına en yakın rakibini yakalaması için mutlaka 3 puanla değerlendirilmesi gereken bir maç modunu doğurdu.
Rize kontrol etti
Bu gerçeğin oluşturduğu stres iki takım oyuncularını da olumsuz etkiledi. Düşük futbol kalitesi, ilk 20 dakikada Nosa ve Okay’ın kaleyi bulmayan vuruşları dışında kayda değer not tutturmadı. Ancak Gökhan’ın kısa düşen bir geri pasta Castillo’nun dengesini kaybetmesine takılıp ayağıyla uzaklaştırması mümkün topu elle tutması, dünün başarılı ismi Halil Umut Meler’in dikkatinden kaçmadı. Doğru çift vuruş kararı, konuk ekibin pozisyon üretmeden öne geçmesini sağladı. Sonrasında oyun tümüyle Çaykur Rizespor’un kontrolüne geçti. Can havliyle saldıran Yeşil-Mavililer, rakip kale sahasına rahat taşıdıkları toplardan çok etkili pozsiyon üretmekte ilk yarıda başarılı olamadılar.
Onur geçit vermedi
İkinci yarı bir süre benzer tempoda oynandı. Rizespor bu maçın kaybının Süper Ligi kaybetmekle eşdeğer olacağı gerçeğinden hareketle dakikalar ilerledikçe daha da çok risk aldı. Zaman zaman skoru değiştirecek çok net fırsatlar yakaladı ama bu kez Onur engeline takıldı. Bordo- Mavililer’in inanılmaz baskı yediği son yarım saatlik bölümde Onur’un Jantscher ve Edonwonyi’nin vuruşlarındaki refleksi kadar, diğer birkaçı bir yana Kweuke’nin son dakikalarda topu 3 direğin arasına gönderme yerine boşluğu dövmesiyle Rizespor için kader ağlarını örmüş oldu!
Önemli bir adım
“Olmayınca olmuyor” özdeyişinin gerçekleşmesi, bitiş düdüğüyle Yeşil-Mavili futbolcuları gözyaşına boğdu. Trabzonspor ise bir yıl ara verdiği Avrupa için, ikinci yarıdaki müthiş çıkışını en azından skor olarak bu maçla da sürdürerek çok önemli bir adım daha attı.
‘’Kolbastıdan horona‘’
Gol atamamasına karşın performansının yükseldiği bir dönemde Rodallega’nın transferiyle kendini kulübede bulduktan sonra yılmayıp çok çalışmanın karşılığını geçen hafta Akhisar deplasmanında alan N’Doye’nin golü ve Yusuf Yazıcı’nın direkten dönen vuruşunu dikkate alıp ‘heyecanlı bir ilk yarı oldu’ yargısına varmak yanıltıcı olur. Koca 45 dakikanın futbol adına keyif veren iki hareketi vardı ikisi de sadece bunlardı.
Bu tür maçların zorluk derecesi yüksek olduğu için teknik adamlar genelde oyuncularını ne olursa olsun kazanmanın önemiyle kurgulayıp sahaya sürer. Biraz da haklı olarak! Rakibin oyununu bozacaksın, temkini elden bırakmayacaksın. Futbol kalitesi duruma göre düşünülecek iş! İlk 20 dakika tam da öyle oldu. Oysa ki son iki maçını kazansa da Tudor’lu Galatasaray, bu bölümde inanılmaz derecede arzusuz ve savruk görüntü veriyordu.
Direk de engelleyemedi
Bordo-Mavililer rakipteki bu cevheri devrenin yarısının tamamlandığı o ana kadar keşfedemedi. Bırakın pozisyon üretmeyi rakip ceza alanına girmekte bile zorlanırken N’Doye ile bulduğu bir karambol golle de kendine geldi. Sonrasındaysa Galatasaray’a tabiri caizse nefes aldırmadı. Uzatma dakikalarında bu baskılı oyununu golle taçlandırmasına Yusuf Yazıcı’nın şık vuruşunda yan direk engel oldu.
İkinci yarı benzer tempoda başlayınca Yusuf Yazıcı’ya bu kez direkler de tolerans gösterdi ve topu geri ya da auta değil filelere yönlendirdi.
İki farklı skor artık kaybedecek bir şeyi kalmayan Galatasaray’a biraz hareketlilik getirdi, heyecan arttı. Ersun Yanal tam da çabuk oyuncusu Yusuf Erdoğan’ı sahaya sürüp rakip ataklar sonrası hızlı çıkışları değerlendirmeyi planladığı dönemde Uğur Demirok 5 dakika arayla iki sarı kart görerek takımını eksik bıraktı. Konuk ekip bu avantajı da kullanamayıp, Trabzonspor’un muhteşem çıkışına yol verip, maç sonrası kolbastı şölenini artık horona çevirdi.
‘’N'Doye'un gecesi‘’
Trabzonspor 3 kez rakip kaleyi yoklayıp rakibinden çok daha arzulu başladığı maçın ilk 10 dakikalık bölümünde savunmasında inanılmaz iki hata yaptı. Onur, Medjani’nin
ikramında Olcan’a direnebildi ama ikincisinde bu oyuncunun şık ortasında uyuyan iki stoperinin arasındaki Cikalleshi’ye teslim oldu. Gariptir; böylesine hareketli başlayan karşılaşmada erken
golden sonra tempo düştü. Öyle ki ilk 10 dakikaya bir gol 4 pozisyon sığdırılan ilk yarının kalan bölümlerinde ceza sahaları içinde izleyenleri heyecanlandıran bir harekete tanık olunamadı. Bunda öne geçen Akhisar Belediyespor’un oyunu ağırlaştırıp, konuk ekibin durumuna göre pozisyon almayı tercih etmesinin rolü etkili oldu.
Sıkıntılı 35 dakika
Bu bölümde Bordo-Mavililer’in yaratıcı oyuncuları rakip ceza alanında üretken olamadılar. Dönen toplarda ev sahibi ekip oyuncuları çabuk çıkıp rakip savunmayı rahatsız edemeyince de ilk 10 dakikanın tümüyle aksine sevimsiz, izlenmesi sıkıntı veren bir 35 dakika çıktı. Oyunun futbol, dolayısıyla da pozisyon olarak bu kısır gidişatını değiştirme adına Ersun Yanal, ikinci yarıya orta alandan adam eksiltip üçüncü bölgeye destek amaçlı Yusuf- N’Doye değişikliği yaparak başladı. Tolunay Kafkas ise beklemeyi tercih etti. Nitekim Trabzonspor daha bir tempo yaparak rakip ceza alanındaki iki santrforunu beslemeye çalıştı. İlk topla buluştuğunda N’Doye’un klas hareketleriyle yaptığı gol, Yanal’ın başta risk kokan
değişikliğinin olumlu meyvesi oldu.
Çıkış sürüyor
Birer puanı yetersiz bulan iki takımın son yarım saatteki eşitliği bozma adına çabası oyuna yeniden hareket getirdi. Trabzonspor’un diğer santrforunu topla buluşturması, Tolunay Kafkas’ın ikinci santrfor hamlesinden sonra oldu. İki eski Akhisarlı’dan Rodallega bu pozisyonda penaltı aldı, Uğur Demirok da Trabzonspor’u öne geçirdi. N’Doye, ilkine nazire yaparcasına şık bir vuruşla daha bu sezonki üçüncü golü bulup hem takımını rahatlattı hem de gecenin adamı oldu. Böylece Bordo-Mavililer’in 2017’deki muhteşem çıkışı zorlu Galatasaray maçı öncesi de devam etti.
‘’Trabzon hedef büyüttü‘’
Trabzon, ilk yarıda yakaladığı pozisyonlarda kaleciye takıldı. İkinci yarıya daha iştahlı çıkan ekip kısa sürede maçı kopardı. Yanal’ın planları tutarken, Bordo-Mavililer aldığı 3 puanla hedef büyüttü.
Durica dışında eksiksiz takımında Slovak stoperin görevini bu kez Medjani’ye veren Ersun Yanal, artık taraftarının soluksuz sayabileceği ideal kadrosunu bozmadı. İgor Tudor’un
profesyonelce ama etik açıdan tartışılır biçimde bıraktığı bayrağı yeni hocası Zoran Barisic ile daha yukarılara taşıma amacındaki Karabükspor karşısında istediği tempoyu yakalamasına karşın takımı, ilk yarının büyük bölümünde pozisyon üretmekte zorlandı. Aksine Seleznyov’un uygun durumda cömert davrandığı konuk ekip atağında yaşadığı büyük tehlikeyle de kendine geldi. İlk yarının sonlarında Yusuf Yazıcı ile iki kez bu temponun hakkını veren fırsatlar yakalasa da, ilkinde Dany, ikincisinde de kaleci Ahmet’i aşamadı.
Yanal’ın hamlesi başarılı
Trabzonspor’un, ikinci yarıya o son iki dakikadaki iştahıyla çıkmasının karşılığını alma çabası kısa sürede meyvesini verdi. Okay daha önce uygun durumda ayağıyla yapamadığı işi Yusuf’un köşe vuruşunda kafasıyla hem de şık bir biçimde gerçekleştirerek günün başarılı ismi Ahmet’i de üstelik kapadığı köşeden avladı. Gole kadar “durumu idare ederek” Seleznyov’un 41. dakikada yapamadığını gerçekleştirebilecek başka bir fırsatı kovalayan konuk ekipte Zoran Barisic, takımı yenik duruma düşünce önce Yatabare’yi üçüncü bölgeye takviye olarak sürdü, ardından Lazareviç hamlesini yaptı. Ersun Yanal’ın buna yanıtı orta alanda rakibe top yaptırmama amaçlı Castillo - Aytaç değişikliğiyle oldu. Teknik adamların oyuna bu müdahalelerinde Yanal’ın planları tuttu ve Rodallega - Yusuf Yazıcı imzalı maçın pozisyonundan gol çıkarılamama mucizesine rağmen 3 puanı tek golle alan Bordo-Mavililer hedef büyüttü!
‘’Kayseri coştu bir kere!‘’
Puan cetvelindeki konumlarının yarattığı stresli duruma inat, keyifli bir ilk yarı izlettirdi iki takım da. Ara transfer dönemi rekortmeni Kayserispor, gerek sezon başı gerekse Ocak transferinin “mali nedenlere dayalı garibanı!” Çaykur Rizespor karşısında daha maçın başında yenik duruma düşmesine karşın temposunu bozmamanın ödülünü, kısa sürede eşitliği sağlayarak aldı.
Tempo hiç düşmedi
Yaşlı mavililer de, yine bir ölü top organizasyonunda savunmanın arkasında unuttuğu Lawal’ın bomboş durumda yaptığı kafa vuruşuyla yedikleri basit golün paniğini yaşamayınca, düşme hattından kurtulma çabasındaki iki takımın mücadelesi en azından ilk yarı itibarıyla bu takımların sanki zirve yarışında oldukları izlenimini verdi. Nitekim iki takım da hiç düşürmedikleri tempolarıyla ciddi pozisyonlar ürettiler. Ama gol, tıpkı yediği eşitlik sayısında olduğu gibi, Rizespor’un yumuşak karnı sağ tarafındaki Ahmet İlhan’ın Trabzonspor’dan ayrıldıktan sonra kendini bulan Güray’ı kaçırmasıyla Kayserispor adına geldi.
Ahmet kırmızı görünce...
İkinci yarının başlarında ev sahibi ekibin sağ yan direk, hemen ardından da Kayserispor’un Diallo engeline takılması, heyecan ve kalitenin ilk 45 dakikadaki havasını koruyacağının sinyalini verdi. Öyle ki top bir o kalede bir bu kalede sık sık tehlike moduna girerek izleyenlerin adrenalini yükseltti. Oyunda dengeyi günün kötü ismi Ahmet İlhan kırmızı kart görerek bozdu. Eksik Rizespor, evinde kaybedip iyice ateş hattına düşmemek adına en azından beraberliği kurtarmak için can havliyle fazla risk almak zorunda kaldı. Aynı amaçla direnen Kayserispo, rakibin savunmasında yarattığı boşluklardan üçüncü golü Welliton ile bulup farkı ikiye çıkarınca rahatladı. Son dakikalardaki penaltının da yetmediği Rizespor’u kaderiyle, “Transfer yapmadığımız takdirde işimiz zor” yakınmasını her daim dile getiren Hikmet Karaman’ı da, bu feryadı duymayan yönetimini de “istifa” tezahüratlarıyla baş başa bıraktı.
‘’Seriyi Rodallega bozdu!‘’
Maçtan önce az reklamı yapılmadı, “Aytemiz Alanyaspor maçında ilk 11’de” diye Rodallega’nın. Gaziantepspor maçından cezalı 11 bin kişinin yerleri boş kalmasın, belli bir süre üzerine koyacağı her bir kişi için, “Yeni stadyumda yeni rekor” yorumları en azından bu maçla başlasın, serinin dörtten beşe çıkarılmasını sağlayacak coşkuya katkı sunsun diye bu oyuncu.
Kolombiyalı, taraftara “Gelecek-gelmeyecek” diye fal açtırarak Trabzonspor’un ara transferine damgasını vuran isim olmuştu, dün akşama da; sadece ilk yarıda 4 net pozisyonu, hadi birinde kaleci Haydar’ın hakkını verelim, diğerlerini de kötü vuruşlarıyla kaçırarak gecenin adamı oldu!
Rövanşı alabilirlerdi
11’deki ilk maçıdır diye şöyle diyelim; Rodallega’nın futbol şansı yanında olsa, Yusuf iki, Castillo ve Olcay da birer kez karşılarında sadece Haydar kalmışken, son vuruşları daha dikkatli yapabilseler, Bordo-Mavililer’in ilk maçtaki hazin skorun rövanşını henüz yarım saat dolmadan alması mümkün olabilirdi. Öyle bir tempo yaptılar ki, rakibe adeta nefes aldırmadılar. Bu nedenle konuk ekibin devreyi gol yemeden kapamasını futbol mucizesi olarak nitelendirsek haksızlık etmiş olmayız. Nitekim Saffet Susiç bu duruma devre bitene kadar tahammül edemedi ve sadece 4 dakika kala Rodallega’nın, ikramlarından yararlanmayı beceremediği stoper Lazic ile her Trabzonlu oyuncuya geçiş üstünlüğü sağlayan Landel’i kenara almak zorunda kaldı.
Yanal kurguyu değiştirdi
Ersun Yanal yaklaşık 20 dakika bekledi ikinci yarıda. Takımının temposunun düşmesi ve artık pozisyon üretememesi üzerine N’doye’u Rodallega’ya partner gönderdi. Yusuf Yazıcı’yı da kenara alarak bu alanda tüm yükü Onazi’nin sırtına yükledi. Yine Rodallega ve ardından Castillo’nun Haydar’ı adeta yıldızlaştıran sert şutlarından da sonuç alınamaması kötü gününde de olsa Alanyaspor’un direncini artırdı. Konuk ekip kapandı, Bordo-Mavililer yüklendi. Ancak ilginçtir Trabzonspor oyunun bu bölümünde pozsiyon bile üretemediği gibi, çabuk çıkan konuk ekip karşısında bir iki kez de sıkıntı yaşadı. Sonuçta Bordo-Mavililer seriyi dörtle tamamlamak zorunda kaldı. Bunda Rodallega’nın rolü büyüktü tabi ki! Kolombiyalı ne seyirci rekorunu kırdırabildi ne de “Uzun süre sonra Trabzonspor’da bir forvet gol attı” dedirtebildi.
‘’Çıkışı taçlandırmak!‘’
Bu sezondaki ilk mücadelelerinin üzerinden 5 ay geçmiş olan iki takımın bu süre içindeki gelişimleri arasında ciddi fark oluşmuş. 6 yeni oyunculu Trabzonspor ne kadar olumlu değişim göstermişse, dün o maçtan 3 farklı isme şans veren Osmanlıspor’da da o kadar gerileme söz konusu olmuş.
İlk 45 dakika itibarıyla çok net biçimde farkedilen Bordo-Mavililer’in gelişimini, İlk maçta şans bulamayan Uğur ve N’Doye’u saymazsak 3 yeni transfer ve genç Yusuf Yazıcı’nın katılımıyla sınırlı tutmak yanlış olur. Ancak onların katkısını ve aradan sonra üçte üç yapılmasının sağladığı özgüveni de yadsıyamayız.
Onur skoru belirledi
Savunmada panik yapmayan, orta alanda top kazanmada daha becerili, kazanılan topların olumlu kullanılmasını sağlamada arzulanan düzeyde olan, Yusuf Yazıcı’sı iyi dönemindeki Mehmet Ekici olma yolunda mesafe katetmiş, Olcay ve Castillo ile hücum bölgesini N’doye çok etkili olamasa da destekleyen oyunuyla Trabzonspor, Olcay’ın Karcemarskas’ı kapattığı köşeden avlamasıyla bu durumun karşılığını aldı. Ev sahibi ekinin yükselttiği tempoya orta alanda ve son olarak savunmasında önlem alamadığı ilk yarının son bölümünde kalecisi Onur devreye girdi ve başarılı eldiven iki kritik pozisyondaki müdahalesiyle ilk yarı skorunu kaleci farkıyla belirledi.
Yanal iyi düşündü ancak...
Trabzonspor’un ikinciyi bulup rahatlama, Osmanlıspor’un da eşitliği yakalama çabalarının oyuna heyecan kattığı ikinci yarının 20 dakikalık bölümünde pozisyon bulmalarına karşın iki takım da sonuç alamadı. Bunun üzerine teknik adamlar, oyunun gidişatını değiştirme amaçlı müdaheleler yaptılar. Beklendiği gibi Akçay Musa-Delarge değişikliğiyle hücum bölgesini, Yanal orta alanı takviye etti. Osmanlıspor risk düzeyini giderek artırınca Yanal çabuk çıkışları hedefleyerek hızlı adamı Yusuf Erdoğan’ı sahaya sürse de buna fırsat bulamadı. Bordo-Mavililer savunmada iyi kapandı ve çok adamla gelmesine karşın Osmanlıspor’a pozisyon vermeden oyunun son bölümünü tamamlayarak, dörtte dört yaptı ve aradan sonraki müthiş çıkışını adeta taçlandırdı.