‘’Bu maçın skoru değil!‘’
Maç öncesi tribünde taraftarlar, sahada da futbolcular arasında yaşanan birkaç gün önceki yürek yakan can kayıplarına yönelik “Acıyı paylaşma” törenleri, futbol rekabetini törpülediğinden olacak ilk 20 dakika “Al gülüm ver gülüm” modunda geçti. Trabzonspor tarafının adeta, “Senin acın var kardeşim, önden buyur”,
Gaziantepspor tarafının da, “olur mı öyle şey, acımı paylaştın, lütfen!” havasını benimser havası, ortaya izlenmesi sıkıntı verici bir futbol çıkardı.
Milyonlarca Lira, Dolar ve Euro’ların havada uçuştuğu bir transfer döneminin ardından, hazırlık kampları, maçları vs gibi işlerin yapılma nedeninin “Maç kazanmaya” yönelik olduğunu topun 20. dakikada Castillo’nun kaleciden sekmesi, 37. dakikada da Emre’nin vuruşunda direkten dönmesiyle hatırladık. Bordo-Mavililer’de geçen haftaya damgasını vuran Onazi’nin “Ara ki bulasın!” konumu, Castillo’nun çok seri taşıdığı topa cılız vuruşu, iyi kategorisinde yeralabileceğini düşündüğümüz Emre’nin direkten dönen topu boş kaleye yuvarlayamaması, bize futbolu hatırlatan o iki şutu da gölgede bıraktı. Böyle bir ilk yarı oldu özetle...
İştihanı artırdı
İkinci yarının ilk 10 dakikalık bölümünde biraz hareketlenir gibi oldu oyun. Soyunma odalarında muhtemeldir, “Alınmayacak bir maç değil, biraz gayret, atarsak, atamazlar!” telkinleri, bu kısacık zaman için etkisini gösterdi. Ancak gol izlemekten geçtik ceza alanlarında izleyenlerin adrenalini yükseltecek pozisyon bile üretilemedi. Bu duruma ilk müdahale Ersun Yanal’dan geldi. “Kayıp Onazi”yi Bero ile değiştirerek kulübeye yürürken kemdisini gösterdi. Bu değişiklikle direkt ilgili olmasa da Trabzonspor tempoyu artırdı. Mehmet Ekici ve Castillo’nun “Ama bunlar gol olmalıydı!” dedirten ancak Gökhan’ın yıldızlaşmasına neden olan vuruşları Bordo-Mavililer’in iştahını artırdı.
Yanal ikinci hamlesini Suk Hyun Jun ile yaptı. Suk, bir duran top organizasyonunda ön ayak olduğu Durica’nın direkten dönen vuruşuna zemin hazırlayarak yararlı bir hamle olduğunu daha ilk pozisyonda gösterdi. Bero ise Castillo’nun taşıyıp “Al da at” dercesine verdiği topu kötü bir vuruşla auta gönderince ev sahibi ekip tribünlerinde homurdanmalar baş gösterdi.
Ama son yarim saat...
Evinde mahkum oyunuyla artık sık sık ciddi pozisyonlar verince ıslıklanan Gaziantepspor’da ise kısa aralıklarla Angan ve ardından savunma kurgusunu değiştiren hamleyle Şenol Can oyuna girdi. Buna rağmen Bordo-Mavililer’in etkili oyunu sürdü. Ama son yarım saatin tamamına yayılan ve ızatma dakikalarında bile inatla dürdürülerek övgüyü hakeden bu baskı gol getirmedi. Maçın kaderini ise oyuna giridkten sonra topla ilk buluştuğu anda Orkan belirledi ve Gaziantepspor’u hem golle, hem de galibiyetle buluşturarak, bu yazının başlığını attırdı: Bu maçın skoru bu değildi!
‘’Onazi fırtınası‘’
Trabzonspor’un Kasımpaşa maçında öne çıkan isim Onazi oldu. Bordo-Mavili yeni transfer daha ilk maçında iki gol birden atarak manşetlere oturmayı başardı. Aslına Onazi bir hücum oyuncusu değil. Orta sahada daha çok savunma özelliğiyle bilinen klasik bir ön libero. Oyun ihtimalleri arasında sağ bek de var. Ama O ilk hafta golleriyle adından söz ettirdi. Bundan sonra Onazi’ye olduğundan fazla sorumluluklar yüklemek ve bu yönde bir beklentiye fırsat tanımak farklı hayal kırıklıklarını da beraberine getirebilir.
Hazırlık maçları da dahil şunu net gördük ki; futbolu iyi bilen, temel eğitimini almış, oyunun bir çok yönünü oynayabilen, yetenekli bir transfer olarak kendini belli ediyor. Daha 23 yaşında olan Onazi’ye Trabzonspor’daki çizgisi yeni kapılar aralayabilir. Fakat bazı noktalara da dikkat edilmeli. Onazi, öyle pek yeni keşfedilmiş bir isim değil.. Lazio’dan 3.5 milyon Euro bonservis bedeliyle transfer edilmiş, Nijerya Milli Takımı’nda 38 maçta forma giymiş, 1 İtalya Kupası, 1 Afrika Kupası kazanmış Onazi’nin zaten bu üretkenlikte olması lazım. Aksi halde Trabzonspor için ölü yatırım demektir ki, kulübün bunu kaldıracak hali pek yok.
Buradaki soru işareti, İtalyanlar’ın neden O’ndan vazgeçtikleri. Sebebin ekonomik olduğu söylenebilir. Ancak eldeki bazı somut veriler Onazi’nin son iki sezonda Lazio’da görev yaparken ciddi sakatlık problemleri yaşadığını gösteriyor. Bunlara da dikkat etmeli. O yüzden tek maçlık performans başka, istikrarlı bir çizgi yakalamak başka şeylerdir. Bu başlangıç muhteşem olsa da, devamlılık için biraz daha beklemek lazım. Zira Türkiye anlık heyecanlar ülkesidir. Bunu da unutmadan Onazi’yi öyle alkışlayalım!
‘’Galip başlamak önemli‘’
Geçen sezona oranla büyük ölçüde yenilenmiş kadrolarıyla mücadele eden iki takımdaki bu değişim Trabzonspor’a ne kadar güç kattıysa, Kasımpaşa’ya o kadar kaybettirmiş. Bunun nedeni bu sezon kadroda yer almayan oyuncular incelendiğinde rahatlıkla görülebilir. Kasımpaşa’nın gidenleri adeta kapışılmış. Trabzonspor şu ana kadar gönderebildiklerine, bırakın talip olan kulübü, neredeyse üste para vererek göndermiş, bir kısmını da hâlâ elden çıkaramamış.
Etkisiz son vuruşlar
Bu durum dün akşam sahaya net biçimde yansıdı. Bordo-Mavililer özellikle ilk yarıda rakibine oranla daha organize gözüken ve poziyon üreten taraf oldu. Ersun Yanal’ın ilerleyen haftalarda yeni transfer olmadığı takdirde en fazla iki değişiklik düşünebileceği ilk 11’i özellikle bu yarıda rakibe pozisyon vermeyerek de dikkat çekti. Organize gidilen rakip kalede son vuruş yetersizliği negatif bir ayrıntı olarak göze çarptı. Nitekim gol Muhammet Demir’in etkili olamadığı üçüncü bölgeden değil, Titi’nin daha ligin ilk maçında büyük ölçüde demoralize olmasına neden olan pas hatasıyla topu buluşturduğu Onazi’nin şık hareketleriyle geldi.
Bunlar da kaçar mı?
İkinci yarıda Kasımpaşa’nın risk alması, Trabzonspor’un da kalabalık savunmasından çıkarak hücumu düşünmesi, zaten seyircisizlik nedeniyle hayli sıkıcı olan maçın pozisyon zenginliğini artırarak daha bir izlenilebilir kıldı. Nitekim iki taraf da çok ciddi fırsatlar yakaladı. Skorun ev sahibi ekip lehine daha farklı, konuk ekip için de en azından bir puanı sağlayacak bir şekilde olmamasının nedeni hovardaca harcanan fırsatlardı.
Onazi ders verdi
Ancak diğerleri bir yana Castro ve Yusuf’un kaçırdıklarını, “Olur böyle şeyler” diye yorumlamak futbola haksızlık olurdu. Onazi uzatmaların başlangıcında skoru tayin etti. Böylece dün akşam gol kaçırma yarışına giren meslektaşlarına da ders vermiş oldu. Sonuçta ligin ilk maçı. Başta da söyledik; büyük ölçüde yenilenmiş kadrolar söz konusu. Trabzonspor açısından kendi evinde, üstelik seyircisiz maçı kayıpsız kapamak moral motivasyon açısından çok önemli.
‘’Bütün yük Yanal'ın sırtında‘’
Adeta kâbus gibi geçen bir sezonun ardından, Trabzonspor taraftarı ve camiasının geleceğe umutla bakmasını sağlayabilecek yeni sayfa bu akşam açılıyor. Muharrem Usta ve ekibi, devraldığı enkazın tahribatlarını gidermek için 8 ayı aşkın süreyi iyi kullandığını söyleyememekle birlikte, kredisini büyük ölçüde sürdürdüğü gerçeğini yadsıyamayız. Bu durumu, Ersun Yanal hamlesiyle teknik, zor koşullarda çıkarılan yüksek miktarlı krediyle de ekonomik anlamda camiaya güven veren kritik icraatlara imza atması sağladı.
Sorunlar Usta'yı korkutmuyor
Yönetimden iki önemli fire, futbol direktörünü istifaya götüren nedenler, personel politikasında vaat edilen devrimin gerçekleştirilememesi, şişkin kadrodan maliyetleri yüksek bazı oyuncuların elden çıkarılamaması... Akyazı Tesisleri’yle ilgili direkt sorumlu olmasa da meydana gelen aksama ve dolayısıyla buradan isim hakkı pazarlamasıyla sağlanacak gelirin gecikmesi gibi sorunlar, moda deyimle, söz konusu kredi notunu kısmen düşürse de, Usta’nın özgüvenle yoluna devamına yönelik bir engel şimdilik teşkil etmiyor.
Sahne Ersun Yanal'ın
Böyle bir ortamda sezona başlarken camianın yoğunlaştığı nokta doğal olarak kulüp performansından çok, takım performansı olacak. Teknik yükü Yanal’ın omuzlarına yıkan Usta ve arkadaşları, çok önem verdikleri ve kamuoyunda, özellikle de camiada çok tartışılan scout ekibinin, doğal olarak da çok büyük bir uyum içinde çalıştıkları Yanal’ın transfer performansını da böylece bir anlamda test etme şansını elde edecekler.
Her şey planladığı gibi mi?
Fizik kondisyon ağırlıklı Slovakya, teknik-taktik çalışmaları ve yoğun maç programının yer aldığı Macaristan kampları, sonrasında da İstanbul’da oynanan Bursaspor maçı ve Trabzon’da tamamlanan hazırlık dönemi için, idari ve teknik kadro tarafından seslendirilen, “Her şey planlandığı gibi gidiyor” söylemini çok iddialı bulduğumuzu ifade etmek, beklentilerin karşılanamaması durumunda bu söylemin yaratacağı hayal kırıklığının dolayısıyla bir fatura gerektireceğini hatırlatmak durumundayız.
Orta alana 'Maestro şart'
Çünkü en ciddi hazırlık maçında da görüldü ki; bu takımda lider sorunu var, Onur bu görevi üstlenmiyor. Bekler hücuma çıktıklarında geri dönüşlerde aksadı. Stoperler panik hatalar yaptı. Bunun nedenleri arasında orta alanda rakibe zamanında basılamaması da var. Orta alanda oyunu yönlendirecek bir “maestro” görevini üstlenecek oyuncu şimdilik yok. Sağ kanat sırıttı. Üçüncü bölgede final hareketini yapacak oyuncular verimsiz kaldı. Eğer Yanal bir haftalık sürede bunlara önlem almamışsa ciddi sorunlar yaşanabilir. “Böyle bir ortamda taraftara ve camiaya iddialı mesajlar vermek doğal” görüşüyle, “Her şey yolunda” söylemini makul bulsak da bazı gerçeklerin yol yakınken dillendirilmesinin “negatif enerji yaymak” gibi bir suçlamaya muhatap olmasını da, “gerçeklere kapalı kör gözlü fanatizm!” olarak nitelendireceğimizin altını özellikle çizmek isteriz.
‘’Bir maç, çok tartışma‘’
Trabzonspor Yönetimi’nin, sezon açılışı özelliği taşıyan bu karşılaşmanın oynatıldığı yer tercihine yönelik eleştirilere önyargılı bakmak yerine, bu kulübün merkezinin neresi olduğu, tarihin nerede kimlerle yazıldığı gerçeğini hatırlaması yeterliydi.
Üstelik sponsorluk anlaşması, forma tanıtımı ve bazı yeni transferlerin imza ya da enformasyonuyla ilgili yer tercihlerinde haklı olarak dışlanmışlık hissine kapılan kesimle ilgili empati yapmalıydı. Ki o kesim, cezası nedeniyle takımı lig başlasa da iki maçta daha izleme olanağı bulamayacaktı.
Oynandığı yer tartışmaları bir yana nispeten güçsüz takımlara karşı oynanan hazırlık maçlarının tamamını kazanıp üstelik bunlarda sadece bir gol yiyen takımın lig öncesi gerçek durumunun ne aşamada olduğunu görme şansını üstelik çıplak gözle bulan taraftarların skor hariç keyif aldığı bir karşılaşma (ilk yarısı) oldu.
Sonuç için bir kaç not: Takımın ilk yarıyı lig maçı havasında, tempolu tamamlaması, lig öncesi olumlu sinyal. Onca pozisyon bulup skor üretememesi ve ceza alanında pozisyon hataları yapması ciddi handikap. Castillo, Yattara ile kıyaslanmak için erken olsa da devamlılığı olursa iyi kumaş. Yenilerden Onazi ve İbanez isimlerinden söz ettirirler.
‘’Revize edilen hedef!‘’
Trabzonspor Yönetim Kurulu’nun görevi devraldığı dönemin koşulları göz önünde bulundurulduğunda, zor zamanların az hasarla geçildiğini söyleyebiliriz. 1461 Trabzon takımıyla ilgili uygulamaları, yeni olmanın heyecanıyla yapılan tartışılır teknik adam tasarrufları, fayda-maliyet dengesini tutturamayan transfer girişimleri gibi icraatları, istifa eden iki yöneticinin son açıklamalarında sıraladıkları başta iki-üç kişilik icra komitesinin yönetimi dışladığı iddiası olmak üzere diğer gerekçeler, notun ‘başarılıdan’, ‘kısmen başarılıya’ düşmesine neden olsa da, geleceğe yönelik beklentilerin karamsar bir tablo içermediği söylenebilir.
200 günlük icraatlar
Bunda; ilk 200 güne sığdırılan icraatlar arasında yer alan UEFA Kriterleri’yle ilgili görüşmelerin korkulandan daha iyi sonuçlanmasının, Ziraat Bankası’ndan sağlanan krediyle, ‘yüksek faizli kredilerin adeta yeniden yapılandırılmasının’ ve buradan sağlanan nakitle icralık dosyaların kapatılmasının rolü büyük. Bir sosyal paylaşım yüzünden birinin katlandığı bilinen bonservis bedeli dışında genel olarak gerekli bölgelere uygun maliyetlerle yapılan transferler (buradaki bir önemli yanlışın, oyuncuların üst düzey olarak lanse edilip beklentilerin yükseltilmesi olduğunu belirterek devam edelim), Ersun Yanal’ın kadrosunda düşünmediği yüksek maliyetli oyuncuların en azından bir kısmının gönderilmesi ve forma reklamı gibi icraatlar da artı puan sağladı. Şu an için camianın, Akyazı Kompleksi ya da stadyumunun isim hakkının arzulanan düzeyde bir miktara satılması ve şişkin kadronun ideal sayıya düşürülmesi yolundaki beklentileri gerçekleşirse, Usta ve ekibi, firelerine rağmen şimdilik geçer not alacak.
Lucescu konusu...
Ancak Muharrem Usta’nın puanını bizim gözümüzde artıran unsur daha farklı. Zira yukarıda saydıklarımız bir başkan ve yönetimin yapması gerekenler. Asıl üzerinde durulması gereken konu Usta’nın kimilerine göre ‘geri adım’ olarak nitelendirilen ve sonucu baştan belli faturası belirsiz olası bir macerayı önleyen iki önemli manevrası. İlki Lucescu’nun getirtilmesine yönelik kamuoyunda oluşan ve kendisinin seçim öncesi sadece bir ‘temenniyle’ oluştuğunu söylediği beklenti. Kapris yapmadan Trabzonspor gerçekleriyle hareket etmesi gerekiyordu. O da öyle yaptı.
‘Şampiyonluk’ dedi ama
İkincisiyse ‘50. yılda şampiyonluk’ söylemi. Trabzonspor’u yönetenler de, yönetime muhalif olanlar da ve en önemlisi camiayla taraftarlar da biliyor ki; 50. yılda şampiyonluk hedefi, gerçekleşme olasılığı yüksek bir beklenti değildi. Başkan Muharrem Usta’nın seçim öncesi, bir taraftar ve bir başkan adayı olarak düşlediği, ya da olmasını arzuladığı diyelim, önce yakın çevresiyle, sonra da medya yoluyla camiayla paylaştığı ‘50. yılda şampiyonluk’ sloganını bir vaat olarak almamıştık zaten. Bu nedenle Usta’nın bu ‘yüksek beklentiyi’ de yıllara yayması, hem kendisinin kredisini yükseltti hem de ‘üçüncü Trabzonspor döneminin’ bütününü kariyerine uygun bir dereceyle tamamlama gayretindeki Ersun Yanal’ın işini kolaylaştırdı.
Geri adım değil
Kaldı ki, kurumun içinde bulunduğu koşullarla resmen yüzleşildikten sonra, gerçekleşmediği takdirde ciddi travmalar yaratacak, bunu ‘vaad’ olarak algılayanlarda; ‘vur kır parçala, bu maçı kazan’ sloganını ‘vur kır parçala bu yönetimi gönder!’ moduna sokacak beklentiyi, ‘biz bu kadarını da beklemiyorduk’ ya da ‘bilseydik bu işe girmezdik!’ gibi beylik sözlerle küçültmek kolay değildi zira...
Bu nedenle ‘Arkadaş, ‘50. yılda şampiyonluk’ gibi bir vaadimiz, -hadi ‘telaffuzumuz’ diyelim- oldu ama bu süreyi uzattık, gerçekler ortada. Birkaç yıl içinde yeni yapılanmayı tamamlayıp asıl
amaç için birlikte mücadele edelim!’ anlamını içeren hedef revize edilmesi olayını ‘geri adım’ olarak değil, ‘ustaca ve doğru bir manevra’ olarak gördüğümüzün altını çizmek isteriz.
‘’Avrupa Bey'i!‘’
Yurt içinde idari ve teknik kadrolarda verdiği zayiatlar, Türkiye Kupası’na veda, Süper Lig’in zirvesine olan mesafenin açılması gibi travmaları 4 güne sığdıran Bordo-Mavililer, bütün bunları Türkiye’de bırakıp Avrupa’ya o bildik havasıyla çıktı. İzleyene keyif vermek bir yana neredeyse sinir bozucu ama lig ve turnuva maçlarının asıl amacı olan ve bu sezon genellikle olduğu gibi sonuç üretici taktik anlayışını hiç telaşlanmadan, sabırla uyguladı. İlk yarının büyük bölümünde oyunu istediği gibi forse etti. Son dakikalarda verdiği pozisyonların nedeni, özellikle yan toplarda, stoperlerine dayalı zafiyetler yüzünden oldu. Neyse ki, Ederson ve Anderson’un kötü vuruşları, bir bedel ödenmesini engelledi.
İkinci yarı benzer tempoyla devam ederken, oyunun seyrini değiştirmeye yönelik hamleler, ilk bir saatin dolmasına yakın başladı. İtalyan ekibi, önce Candreva, sonra Hernanes ve son 15 dakikada ise bir aydır sakatlığı nedeniyle forma giyemeyen Klose takviyelerini yaptı. Akçay bunlara, sakatlıktan yeni çıksa da, Alanzinho’dan daha dirençli, savunma hücum özellikleri daha etkili Yusuf’la karşılık verdi. Tüm bu girişimler, karşılaşmanın, temposuz, pozisyonsuz ve kötü bir maç olmasını engelleyemedi. Ancak skoru Trabzonspor’u yenilgisiz ‘Avrupa Bey’i’ yapmaya yetti.
‘’3 günlük fire!‘’
Bekir, Cenk ve Traore gibi ayaklarıyla etkili gelen ev sahibi ekibe, savunmada yaptıkları akıl almaz hatalarla direnemediler. Öyle ki; devre arası soyuna odasına 2 farklı yenik durumda gitmeleri, bir anlamda şansları oldu.
Trabzonspor’un ikinci yarıya toparlanarak çıkması, maçın heyecanını, tribünlerin de adrenalini yükseltti. Nitekim konuk ekip, kendini rakip ceza alanında daha çok göstermeye başladı. Henrique’nin mükemmel şutunda topu köşeden çıkaran Karcemarskas, çizgi hakemi kararıyla verilen ve Gaziantepsporlular’ın uzun süre itirazına neden olan penaltıda Malouda’nın vuruşuna engel olamadı.
Bu golle birlikte eşitlik arayışına giren Bordo-Mavililer, bu amaçla orta alandan oyuncu eksiltip forvete takviye yaptı ama yine tartışılır bir köşe vuruşu kararıyla farkın tekrar ikiye çıkmasına engel olamadılar. Forvet takviyesi kısa sürede etkisini gösterip Emre golle buluştuktan sonra Gaziantepsporlular, daha bir temkinli oynamaya başladılar.
Kalan dakikalar, hem Trabzonspor’un eşitliği yakalayabileceği, hem de Kırmızı-Siyahlılar’ın da farkı artırabileceği pozisyonlar doğursa da, skor değişmedi ve Trabzonspor, 3 güne lig firesini de eklemiş oldu.