Camianın kaygısı!

Haberin Devamı ›
Sakatlık ve formsuzluklar nedeniyle ideal kadro bir türlü oturtulamadı. Bu durumun doğal sonucu Süper Lig’in ilk 11 haftasında kayıp sayısının toplanan puandan fazla olması, camiada karamsar bir tablonun oluşmasına yol açtı. Bunların yanı sıra, şimdilik dondurulan ama her an patlaması mümkün gibi gözüken yönetim içi kaos, teknik kadro -başkan- yönetim üçgenindeki gizli güven bunalımı, bazı futbolcuların takımdan ayrılma taleplerinin olduğuna dair söylentiler vs., kötü sonuçların devamı halinde ortamın daha da sevimsizleşmesine yol açacak gibi duruyor.
Böyle bir durumda yaklaşan Olağan Genel Kurul’la ilgili kamuoyunun merakla beklediği gündem maddeleri açıklandı. Bazı çevrelerin “tahammül sınırlarını zorlamanın anlamsızlığı” gerekçesiyle beklediği olası seçim maddesinin, “istikrarsızlığın durumu daha da zora sokmasına engel olma” düşüncesiyle gündeme konulmaması, kamuoyunca pek yadırganmadı. Ancak kulübün borç miktarına dayalı ciddi tartışmaların yaşanacağı kuşkusunun bulunduğu 8 Aralık’taki Genel Kurul öncesi yapılacak Ordu, Eskişehir ve Gençlerbirliği, cuma günü oynanması halinde Kayseri maçlarının olası kötü
sonuçları da cabası...
Bütün bunların yanı sıra Trabzonspor’un, “Kupamızı isteriz” gibi sığ bir anlayıştan, “Adalet istiyoruz” gibi tüm kamuoyunun takdir edip destek verebileceği noktaya, biraz da sosyal medya baskısıyla gelinen, ne yazıktır ki, şimdiye kadar “tribüne oynama” gibi popülist hamlelerle çok zaman kaybedilen “Şike Mücadelesi” süreci var. Tüm bu gelişmelerin bir potada toplanması halinde, taraflı tarafsız herkesin önyargısız “kriz” olarak adlandırabileceği bu sürecin iyi yönetilememesi gibi bir kaygının olduğu gerçeğini yadsıyamayız.
Bu kaygıyı gidermenin tek yolu da, camianın samimi ilişkilerle kucaklanması, doğru bilgilendirilmesi, kurumlar arasındaki güven bunalımının aşılması yolunda tarafların gereken özveriyi göstermesidir.