Çok çalışmak lazım

Haberin Devamı ›
Son iki sezonun lig ikincisi, bir kupa şampiyonu ve iki de Şampiyonlar Ligi Ön Eleme mağduru, bütün bunlara karşın hak ederek aldığı “Gönüllerin Şampiyonu” sıfatına sahip bir takım konumundan, gerek aldığı sonuçlar, gerekse yaşadığı sansasyonlar nedeniyle inanılmaz biçimde “krizlerin takımı” unvanını alan Trabzonspor, yeni yıla hem teknik hem de idari alanda yeni bir sayfa açarak girdi.Şimdi geçmişe dönüp de, iki unvan arasındaki gel-git olayını tartışmanın anlamsızlığını yaşamak ve yaşatmamak için açılan yeni sayfayı irdeleyelim. Madem ki bu yeni yönetim, mevcuduyla “devam” kararı aldı, teknik kadroyu da 2 aylık geçmişine karşın temiz sayfaya alacak tabi ki.24 saatlik statAlbayrak ve ekibi, genel seçimleri anımsatır bir propaganda anlayışını benimseyerek hareket etti ve güçlü rakiplerinin toplamından fazla oy aldı. “Yıldız oyuncu alma” vaadi taraftarı cezbetti. Ancak Albayrak ve ekibi göreve geldikten sonra asıl yıldızın ihtiyaç duyulacak mevkiye yapılacak katkı olduğu gerçeğiyle yüzleşti. Albayrak ve ekibinin, bu vaadinin asla takipçisi olmayız. Çünkü bu vaadi, sadece “seçim kazanma” taktiğinin bir ürünü olarak görürüz ve bu durum hiç etik olmasa da kurumun ekonomik çıkarları uğruna görmezden geliriz. Ama verilen diğer sözleri ne biz unuturuz ne de unuttururuz. Şöyle ki: 2006 yılı bu yönetim ve diğer iki adayın da seçim kozlarından biri olan stadyum projesinin takipçisiyiz. Aslında Trabzonspor’un sorunları belliydi ve 3 aday da Albayrak’ın ekstra yıldız vaadi dışında benzer konulara yoğunlaşmıştı.- Albayrak’ın Trabzonspor’a çok sempatik bakan Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’la hem bu durumun hem de hemşerilik bağının avantajını kullanarak stadyum projesinin hayata geçirme kolaylığı söz konusu. Başkan adayı İskender Önal’ın bu konuda kendi çalışmalarını yönetime vererek yardımcı olma sözü de var. 24 saat faal bir stadyum projesi hem Trabzonspor’a kalıcı gelir kaynakları yaratır hem de taraftar-kulüp ilişkisini artırır.Kartal’daki tesisleri Albayrak çözerİstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni’ne takılan Kartal’daki tesislerle ilgili projenin de işlerlik kazanması ancak Albayrak ve ekibinin kotaracağı iş. Bu konuda atılacak adımla ulaşılacak sonuç, Albayrak ve ekibinin, “kalıcı ve sürekli gelirler sağlama” sözünün de yerine getirilmiş olmasını olanaklı kılacak. Albayrak’ın Başbakan Erdoğan ile ilişkisi burada en büyük avantajı olacak.Seçim sürecinde zaman zaman bizim de dile getirdiğimiz Albayrak ile ilgili çekincelerimizden biri liman konusu. Trabzon’un ciddi sanayi kuruluşları yok. Çimento Fabrikası ve Trabzon Limanı şehir ekonomisinin lokomotifleri. Eğer Albayrak, limandan Trabzonspor’a bir kaynak yaratabilirse, hem liman-Trabzonspor ilişkisinde kaybettiği prestiji yeniden sağlar, hem de Çimento Fabrikası’nı TMSF’den alan Erçinsan’dan da böyle bir avantajı sağlamak için yol açar. Kaldı ki Erçinsan’ın Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Yücelik de, Trabzon’u ziyaretinde bu konuda her türlü yardıma açık Trabzonspor dostu bir hava verdi. Bu ilişkiyi sağlamada TTSO Başkanı Şadan Eren’den yararlanılabilir.Alt yapı için muhteşem üçlüTrabzonspor Medya Merkezi’nce yapılan bir araştırmaya göre Süper Lig’deki kulüplerden kadrosunda en fazla alt yapı oyuncusu bulunduran takım Trabzonspor. Demek ki her türlü olumsuz spekülasyona karşın alt yapı iyi çalışıyor. Burayı daha da verimli kılmak için aynı zamanda ASKF Başkanı olan Asbaşkan Haşim Sayitoğlu gibi bir koz da var. Alt Yapı Koordinatörü Mustafa Akçay gibi yetenekli, bu işin yurt dışında yaptığı çalışmalarla kitabını yazan bir isim müthiş fırsat. Artısı, seçimde rakibi de olsa alt yapı çalışmalarının duayeni konumundaki Özkan Sümer gibi bir kişi de her türlü yardımı yapabilecek konumda. Sümer-Akçay ilişkilerindeki soğukluğu gidermek de Haşim Sayitoğlu’nun işi.Taraftar alan değil veren olmalıTaraftarlarla ilişkiler çok önemli. Bu konudan taraftar derneklerinin bir çatı altında toplanması sağlanmalı. Bu oluşumların içinde aklı başında isimler var. Onlardan yararlanmalı ve taraftarlığın “alan değil veren taraf” olduğu bazı çıkar gruplarına anlatılmalı. Bu çıkar gruplarını ve birileri tarafından kontrol edilip yönlendirmeye müsait olanları etkisiz kılmak, bu aklı başında kişilerle mümkün olabilir. Eski yönetimlerde bu iş için kafa yoran yöneticilerden de bu konuda yararlanmak mümkün.Takım performansı düşükse kulüp performansına bakılmazGelelim bütün bu işlerin asıl yapılma nedeni olan takım performansının artırılmasına yönelik çalışmalara... Kulüp performansınız ne olursa olsun takım performansınız düşükse başarısız sayılırsınız. Bu yönetim bu açıdan biraz avantajlı. Çünkü en azından bu sezon için şampiyonluk ya da Şampiyonlar Ligi gibi bir beklenti söz konusu değil.Bu takımı lig üçüncüsü yapacak kadroyu oluşturmak için büyük yıldızdan çok ihtiyaç duyulan mevkilere yetenekli isimler takviyesi yeterli. Eğer önümüzdeki sezon için sözü verilen şampiyonluk hedefine ulaşılmak isteniyorsa ve bu iş için Halilhodziç’ten yararlanılacaksa sözleşmesi uzatılmalı. Halilhodziç’in, Diyarbakır maçında kadro, Rize, Fener ve Ankaraspor maçlarında ise oyuncu değişikliklerindeki tercihleri kafamızı karıştırsa da güvenimizin sürdüğünü söyleyebiliriz. Bu sezon için Fatih Akyel iyi bir tercih. Tepkiler bir şekilde aşılır, hele başarılı olursa bu iş daha da kolay olur. Bu takımın savunmasının merkezine çok acil takviye gerek. Kalede çekincelerimiz sürüyor. Orta alanda alternatif bir oyun kurucu, sol tarafa destek ve Fatih Tekke’nin yükünü hafifletebilecek bir golcü, üçüncülük yarışı için avantaj sağlayabilir.Masaya vurmak değil, masaya vurmak zorunda kalmamak önemliSon 2 sezonda şampiyonluğun kaybedilmesindeki en önemli etkenlerden biri hakem hatalarıydı. Aksi takdirde bu takım, “Gönüllerin Şampiyonu” olamazdı. Albayrak’ın, seçim döneminde kulübün haklarını korumak adına ciddi tartışmalara neden olan “yumruğu masaya vururuz” deyişini de seçim dönemi sözü olarak alıyoruz. Çünkü önemli olan yumruğu masaya vurmak değil, masaya vurmak zorunda kalmamaktır. Yoksa siz masaya vurduğunuzda atı alan Üsküdar!ı geçmiş oluyor. Eğer Albayrak ve ekibi camiada bütünlüğü sağlayabilirse, sadece oluşacak bu güç eli masaya vurmak zorunda bıraktırmaz. Yoksa Atay Akuğ’un dediği gibi sadece o yumruğun acısı yanınızda kalır.