Gençlerin şansı!

Haberin Devamı ›
İlk iki hazırlık maçının oynandığı günlerin sabahında, sadece Fatih Tekke ile kadroda düşünmediği Thomas Jun ve Djokaj’a antrenman yaptıran Lazaroni, dün sabah farklı bir uygulamayla karşımıza çıktı. Maç kadrosu olarak düşündüğü Fatih Akyel, Stepanov, Çağdaş, Murat Ocak, Hasan, Hüseyin, Szymkowiak, Yattara, Gökdeniz ve Ömer Rıza ile sakat Erdinç’i otelde bıraktı, 3 kaleci ve Fatih Teke ile birlikte aralarında gençlerin tamamının bulunduğu 15 oyuncuyu antrenmana çıkardı. Dolayısıyla bu uygulama, bizim ikinci maçta Lazaroni’den aldığımız sinyallerle çelişti. Şöyle demiştik: “Trabzonspor’da da yeni bir teknik kadro var ve ilk iki hazırlık maçındaki uygulamalarıyla Lazaroni, son gruptaki oyuncuların (yani oynama şansı konusunda umudu az olanların) beklentilerini karşıladı. Belli ki kafasında oluşmuş bir şekil yok, ya da en azından renk vermiyor ve A-B takımı gibi bir ayrım gözetmeksizin karma kadrolarla sahaya çıkıyor. 2 maçta 4 ayrı karma kadro denedi.”Oynayacakları için otelde bırakılan kadroya bakıldığında, yeni iki oyuncu görüyorsunuz.1- Beşiktaş’tan gelen Çağdaş, 2- Son Milli Takım Kampı’na katılıp bazı maçlarda forma şansı bulan Murat Ocak. Diğerleri geçen sezondan. Bu durum bizim Lazaroni’nin ilk iki maçtaki uygulamaları ve son basın toplantısında söylemlerinden vardığımız yargıyı çürüttü. Bu kadroya girse girse Fatih Tekke ve iyi bir yeni transfer girer. Antrenmanların ve hazırlık maçlarının çalışkan isimleri olan gençler Ufukhan, Ufuk, Ferhat, Cem gibi gençler daha işin başında kendilerini kenarda bulunca ister istemez demoralize olurlar, kafalarında, bizde olduğu gibi, “acaba yine öyle mi?” gibi soru işaretleri oluşur. Antrenman programının farklılığıyla ilgili soruları, ‘Brezilya modeli!’ diyerek geçiştiren bununla ilgili yargıların UEFA ve Lig maçlarından sonra oluşması arzusunda olduğu sinyalini veren Lazaroni’nin, gençlerle ilgili de ‘bir bildiği vardır’ diye düşünüyoruz. Bu nedenle beklemenin en doğru yol olduğunu da biliyoruz bilmesine ama kararların olumsuz sonucu durumuyla ilgili olarak, “eloğlu bekler mi?” demeden de edemiyoruz.