Arama

Popüler aramalar

Müdahil kazanım!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin Trabzonspor’un kazanımlarını görerek benzer adımı atmasıyla iki taraf da, büyük olasılıkla 25 Haziran’da açıklanacak kararı beğenmedikleri takdirde temyiz ve davanın sonucuna göre uğradıkları zararın tazmini gibi yasal hakları elde edecekler. Ancak olayın Trabzonspor boyutunda, davanın seyrini değiştiren avantajlar elde edildiğine tanık olduk.

Şöyle ki:

1- Aylardır süren sessizliğin ardından camiada oluşan, “Acaba Trabzonspor da kıyısından köşesinden bu işe bulaşmış mıdır?” kaygıları ortadan kaldırıldı.

2- Trabzonsporlu hukukçuların müdahil olunmasına yönelik ısrarlı talepleri geç karşılansa da, çapraz sorguların gerçekleştirildiği duruşmalarda Trabzonspor’u ve Trabzonsporlu yöneticileri savunan avukatların talebiyle, dikkat
edilmesi, delil olarak değerlendirilmesi gereken tapeler yeniden anımsatıldı. Böylece dosyada önemli delil teşkil eden görüşmeler bir kez daha gündeme getirildi ve tutuklu tutuksuz muhataplarının bunlarla yüzleştirilmesi sağlandı. (Burada Kulüp Avukatı Nusret Yılmaz ve gönüllü katkı veren Atilla Dilaver ile Av. Hakan Orhan’ın çabalarının altını özellikle çizelim. Zira karar; onların çalışmalarıyla tekrar gündeme getirilen tapelere, delillere ve mahkeme sürecinde sanık ve tanıkların ifadelerine göre verilecek.)

3-Müdahil olma kararıyla, daha önceki duruşmalarda tek taraflı savunmayla ortamın adeta, “meydan okuma” konumunun engellenmesi sağlandı. (Kaldı ki, Trabzonspor yönetimine yönelik “müdahil olunması” yolundaki kamuoyu baskısını bu meydan okumalar artırdı.)

Son duruşmaların ardından, medyaya yansıyan çapraz sorgulama beyanları ve hukukçu dostların değerlendirmelerine göre, Trabzonspor adına tutuksuz olarak duruşmalarda sorgulananların tek çabası, başkalarını suçlamak yerine, kendilerine yönelik suçlamaların dayanaktan yoksun olduğunu kanıtlamayla sınırlı kaldı. “Ben kirli değilim” demek ve bunu kanıtlamaya çalışmakla, “Ama onlar da kirli” demek arasındaki fark, bu duruşmalarda böylece ortaya çıktı. Gelinen noktada, 4 kişinin “Şike” yapmakla suçlanıp ceza almalarının talep edildiği bir maçla ilgili Sadri Şener’in “Teşvik girişimi” suçlamasıyla muhatap olması kafalarda soru işaretleri uyandırdı. Bu da Şener’e yapılan ve giderileceğine dair inancın yüksek olduğu bir haksızlık olarak hafızalarda
yer aldı.