Nefes kestiler

Haberin Devamı ›
İki tarafın da birbirini yokladığı, buna göre pozisyon alma hazırlığı yaptığı dönemde gelen iki gol gariptir; geriye düşeni değil, öne geçen tarafı, yani Trabzonspor’u en azından bir süreliğine şaşırttı. Fenerbahçe tempoyu yükseltti, ev sahibi ekip buna ayak uydurdu, maç böyle devam etti. Bir o bir bu taraf derken, pozisyonlar, goller baş döndürdü adeta.
Bu tempoda çabuk adamların önemi büyüktür. Trabzonspor, bu anlamda kötü günündeki Alanzinho’yu kullanamadı. Ama Aykut Kocaman, benzer özellikleri olan Stoch’u, Trabzonspor’un farkı yine ikiye çıkardığı anlarda erken sahaya sürüp oyunu dengeledi.
Karşılığını da çabuk aldı.
Bu tempoyu uzun soluklu sürdürmek, üstelik nem oranı yüksek bir havada kolay değildi. Buna rağmen iki taraf da 70 dakika süreyle izleyenleri heyecandan yerlerinde oturtmadı. Bu tür maçların affı yoktur, yakaladın mı atacaksın. Ama ikinci yarının başlamasıyla birlikte, hatta ilk 10 dakikada Trabzonspor tam üç kez, ikinci 10 dakikasında ise Fenerbahçe iki kez çok net fırsatları inanılmaz biçimde kaçırdı. İşte bunlar yüksek tempolu ve kaliteli bu futbola yakışmadı. Yetmedi, Bordo- Mavililer’in en verimsiz oyuncusu konumundaki Colman, maçtaki tek olumlu hareketiyle ürettiği penaltıyı kendi harcadı.
Maçın kalan 15 dakikalık bölümünde iki tarafta da baş gösteren yorgunluk belirtileri, oyun disiplininin kaybolmasına neden oldu. Fenerbahçe kontrolsüz yüklendi, Trabzonspor kapandı, çabuk çıkıp karşılık vermeye çalıştı. Ancak bu işte kullanacağı oyuncular sahada olmayınca da etkili olmadı.
Tek farkı korumayı doğal olarak başarı saydı. Aykut Kocaman’ın maçı kurtarma, olmazsa en azından beraberlik adına Alex hamlesi de tutmadı. Dahası kulübede tutma kararının haklılığı da kötü performansıyla kanıtlandı.