Sarı Öküz hikayesi!

Konumuz Jaja...
“Maç arifesinde Jaja ne alaka!” diye yakınanlar elbette olacak ama, bu duruma da bir son nokta koymak gerek.
Olayda kadın unsurunu geçtik, izin günüdür falan diye, takıldığımız nokta trafikteki alkol durumu. “İzinli gününde kadına da gider, içkisini de içer, yeter ki işini iyi yapsın!” anlayışı da, “Nedir bu konuyu temcit pilavı gibi önümüze getirip duruyorsunuz!” yakınmaları da kötü. İşini iyi yapmak onun görevi. Biz, alkollü çıktığı trafikte başka canlara vereceği zarardan korkuyoruz. Buna hakkı yok.
İzinsiz giderken, buna rağmen geç dönerken vukuatları, “Sarı öküzlük” tam.
“Büyük bir yarışın önemli maçlarından birinin öncesindeyiz ama!” denilerek kapatılacak konu değil yani. Meramımız budur.
“Ama yarıştayız”
Her gün bir Selçuk haberi. Fransa’ya gitmiş, ertesi gün Almanya, İspanya derken, Avrupa’yı dolaştırıyor adama medya.
Ancaaak! Satır aralarından çıkıp manşetlere abone olan haber şu: Selçuk Fenerbahçe’de.
Bedava bonservis nedeniyle yıllık 3.5 milyon Euro gözden çıkarılmış.
Bedava bonservis ne demek anlatalım:
Sadri Şener: “Selçuk devre arasında imzayı atacak.”
Selçuk: “Başkan devam ederse imzayı atarım.”
Yalanlanmadı bu açıklamalar. Genel Kurulu öncesi iki olası aday da “Yarıştayız. Ortamı bulandırmayın” söylemleriyle geri çekildi.
Devre arası imza mimza yok Selçuk’tan. Arada Egemen de kaynadı.
Şu sıralar Selçuk üzerine spekülasyon çok. Yarın Egemen için başlar, “bilmem hangi takımda!” diye.
“Ama yarıştayız, kapatın bu konuyu” sözünü dinlemiyor eloğlu.
İlginç rekora çeyrek kala!
Trabzonspor ile maçları, bazı teknik adamlar için nedense çok önemli! Örneğin Aykut Kocaman, son 3 penaltıya dikkat çekti, odur budur Trabzonspor penaltı kullanamıyor... Hadi Trabzonspor Kocaman’ın rakibi diyelim. Ya diğerleri? Abdullah Avcı, Trabzon maçında takımının aleyhine penaltı verildi diye yaygarayı kopardı: 63 haftadır penaltı atmıyoruz. O günden sonra da her hafta lehine penaltı veriliyormuş gibi sustu hemen.
Yılmaz Vural da, Trabzon maçı öncesi hakem feryadında. 1990-91 sezonunda çalıştırdığı Karşıyaka ve Adanaspor aynı sezonda birlikte küme düşmüştü. Şimdi de kendi rekorunu egaleye çeyrek kala -tesadüf Trabzonspor’a denk düştü- isyanlarda. İlginç değil mi?
Vur abalıya!
Önüne gelen kendi hatasını kapatmak için suçu başkalarının üzerine atıyor. Hakemler tabi ki hata yapıyor, yapacaklar da. Tek suçlu onlar ve onlar üzerinden hedef alınan federasyonmuş gibi, başkanlar, teknik adamlar “abalıya” vuruyor. Seçimlere 2.5 ay kala Ankara’dan bir yerlerden işaret bekleyenler, hakemleri bahane edip, esiyor, gürlüyorlar. 3 yıllık döneminde neler yapıp yapmadığından çok, hakem hatalarına kurban edilmeye çalışılan Mahmut Özgener ve ekibinin, henüz misyonunu tamamlamadığı gerçeğine karşın o “malum işareti bekleyenler” pusu atmışlar. 2012 UEFA Kongresi, 2013 Ümitler Dünya Şampiyonası gibi bir zamanlar hayal dahi edilemeyen organizasyonları üstlendiler. Sporda Şiddet Yasası’nı revize edilmesini sağladılar. Tahkim kararlarına yargı yolunun kapanması çabaları ortada. Federasyon talimatlarının FİFA ve UEFA Standardına kavuşturulması gerçekleştirildi. 2016 Avrupa Şampiyonası organizasyonu bir oyla kaybedildi ama 2020 için hummalı bir çalışma sürdürüyorlar. 5. şampiyon onların döneminde çıktı.
Haberin Devamı ›
En önemlisi kulüp yönetimlerine nefes aldıran ve gelirleri iki katına çıkaran yayın ihalesi. Bu paralarla yanlış transferler yapacaksın, işler kötü gidince de sana bu olanakları sağlayanları hakemler üzerinden hedef yapacaksın. Oooldu canım!